2016 GELDİ

Yusuf Demircioğlu

 

2016 yılına girdik. Yeni yıldan hepimizin beklentileri var. Sağlık, huzur, barış ve para… Sağlık ve huzur umarım bizimle olur.

Konu barış ve paraya geldiği zaman,2016’dan çok umutlu değilim. Felaket tellallığı yapmak, ‘’ sen de her olaya olumsuz yaklaşıyorsun be kardeşim ‘’ sözlerine muhatap olmak istemem ama 2016 zor bir yıl olacak. Peşin peşin söyleyeyim, tahminlerimin yanlış çıkmasını çok isterim.

Niçin barış olmayacağı, başka bir yazımızın konusu olsun. Biz, niçin para olmayacak? sorusuna cevap arayalım.

Asgari ücret artışı, kısa vadede işvereni etkileyebilir. İşten çıkarmalar ile karşılaşabiliriz. Asgari ücret artışına yaklaşımım iyimser… Her ne kadar kısa vadede işten çıkarmalar yaşanabilecek olsa da, uzun vadede ücret artışının ekonomiyi bir nebze canlandıracağını düşünüyorum.

Kazanan, harcar. Harcama, talebi doğurur. Talep, arz artışına yol açar. İşveren, yeni işçilere ihtiyaç duyar. İşten çıkarılanlar, belki daha fazlası yeniden bir iş sahibi olabilir.

Kötü senaryo ki; bunu düşünmek bile istemem. Asgari ücretli, harcama yapmak yerine, tasarrufa yönelir. Talep, arzı canlandıracak seviyede olmaz. İşveren, üretimi artırmak yerine, sattığı ürüne zam yapma yoluna gidebilir. Arzın sabit olduğu durumda, talep artışı enflasyona yol açar.

Bu durumda asgari ücrette meydana gelen artış, işsizliği ve enflasyonu körüklemekten başka bir işe yaramaz. Dediğim gibi, böyle bir senaryoyu düşünmek bile istemem.

Asgari ücret artışının olumlu, olumsuz etkileri olacaktır. Ama 2016 yılında niçin parasız kalacağız, sorusunun cevabı değildir.

2016 yılında parasız kalabiliriz. İşler daha da ters gidebilir. Çünkü, piyasada güven yok. Yatırımcı yarını görmüyor. Sabah kalktığında döviz fiyatlarının ne olacağı hakkında en ufak bir fikri yok. Banka kredileri ne olacak, bilmiyor. Hangi ülke ile ilişkilerimizin bozulacağını ya da düzeleceğini tahmin edemiyoruz.

Tek başına iktidar, iş dünyasına istikrar konusunda yeterince güven vermedi. Seçimlerin üzerinden iki aydan fazla zaman geçmesine rağmen asgari ücret ve sosyal amaçlı transfer harcamaları (emekliye zam, öğrenci burslarını artırmak vb.) gibi konular dışında bir çalışma yok.

İktidarın tek gündemi var. Başkanlık sistemi. Uzunca bir müddet başkanlık sistemi dışında bir konuyu gündeme alacaklar gibi görünmüyor. Üstüne terör olaylarında meydana gelen artış, işverenin sorunlarını daha da arka plana atacak.

Önünü göremeyen yatırımcının ilk vazgeçeceği şey, yeni yatırımdır. Eldekini muhafaza etme yoluna gidecektir. Eldekini muhafaza etmek, özsermayesi ile yatırım yapmış şirketler için bir nebze kolay olabilir.

Yatırımını, banka kredisi ile yapmış şirketleri kötü günler bekliyor. Piyasalardaki durgunluk nihayetinde bu şirketlerin ödeme güçlüğüne düşmesine neden olacaktır.

Rakamlar bu beklentiyi doğrular niteliktedir.2015 yılında karşılıksız çek sayısı ve karşılıksız çekin para olarak miktarında çok büyük artış var. Protesto edilen senet sayısı her geçen gün artıyor.

Rusya krizi, turizmi ve ihracatçıyı vuracak. Ekonomi,’’ucuza domates yiyoruz.Oh fıstık gibi.’’ yaklaşımı ile açıklanacak kadar basit bir bilim değildir.

2015 yılında Rusya’ya ihracat yapacağı varsayımı ile hareket eden üretici, eğer sorun çözülmez ise üretimini düşürür. Ucuz domates pahalılaşır. ’’Ucuza domates yiyoruz.’’ diyenlerin ağzı açık kalır.

Rusya krizinin kış mevsimine denk gelmesi, turizmcinin karşılaşacağı sorunları bir müddet öteledi. Yine sorun çözülmez ise asıl kıyamet yaz aylarında kopacak.

Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet ŞİMŞEK ‘’ 2016 daha iyi bir yıl olacak.’’ demiş.  Ama unutmayın. Bazı danışmanlar da ‘’dolar 1 TL olacak.’’ demişti.

Bana sorarsanız, tedbirinizi alın, önünü görmediğiniz yatırımlara atlamayın ve mümkünse sakın ama sakın banka kredisine bulaşmayın…

 

 

 

 

 

 

 

 

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (3)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.