Kılıç'tan demokrasi vurgusu
Kılıç, "Anayasa Mahkemesi'ne intikal etmiş davalarla ilgili olarak, gerek ulusal gerekse uluslararası çevrelerce mahkemeyi yönlendirme, etkileme ve baskı altında tutma girişimlerinin büyük bir üzüntüyle takip edildiğini" söyledi.
Anayasa Mahkemesinin 46. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen törene Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, Danıştay Başkanı Sumru Çörtoğlu, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, Sayıştay Başkanı Mehmet Damar, Ankara Valisi Kemal Önal, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok ile çok sayıda davetli katıldı.
Kılıç, düzenlenen törenin açılışında yaptığı konuşmada, herkesin aynı şekilde düşünmeye ve inanmaya zorlandığı bir ülkede çoğulcu demokrasiden bahsetmenin mümkün olmadığını belirterek, özetle şunları söyledi:
"Toplumun siyasal, etnik ve dinsel kesimleri arasında ciddi bir güven bunalımının olduğu saklanamaz bir gerçektir."
"Gücü elinde bulunduranlar, karşı düşüncedekilerin güvensizliğini ve korkularını ortadan kaldıracak çözümleri üretmediği sürece bu çatlak derinleşecektir."
"Hissedilen korkular, gözardı edilemez. Yaşanan hayat tarzlarının ideoloji haline geldiği bir dünyada, duyulan güvensizlik ve korkular acilen değerlendirmeye alınmalıdır. Aksi halde her şeyin rejim sorunu haline getirildiği ülkemizde, birlikte yaşama koşulları daha ağırlaşacaktır."
"Hukuk dışı yollardan güç alarak, rejimi ya da ülkeyi kurtarma girişimlerinin ülkenin batışını hızlandırmaktan başka işe yaramayacağı bilinmelidir."
"Mahkeme üyelerinin verdikleri oylar gözetilerek görsel ve yazılı basında hangi cumhurbaşkanının kimi seçtiği ve nasıl oy kullandıkları biçimindeki kategorik değerlendirmeler, yargıçların kendilerini koruma içgüdülerini harekete geçirerek vicdani kanaatlerini saptırmaya yönelik ağır bir saldırı niteliğindedir."
"Mahkeme üyelerinin görüntülerinin her dakika televizyon ekranlarından gösterilmesi, haber ya da açık oturumlarda isim verilerek hedef haline getirilmesi, yaşanmış elim olaylardan ders çıkarmayanları sorumluluktan kurtaramayacaktır."
"Yargı kararlarının eleştirilmesi, hakarete ve güven zedelemeye dönüştüğünde kurumsal ve toplumsal barışın bozulması kaçınılmazdır."