Hümik Asit Uygulaması Samsun’da Başladı

Hümik Asit Uygulaması Samsun’da Başladı
Tarım ve Orman Bakanlığı Eğitim ve Yayın Dairesi Başkanlığı Proje Yürütücüsü Murat Mengüloğlu, “Toprak ve su kaynakları sınırsız değil. Dolayısıyla tarım topraklarını korumak, milli güvenlik meselesi. " dedi.

‘Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu (TKİ)-HÜMAS Örnek Uygulamalarıyla Organik Toprak Düzenleyicisi Kullanımının Yaygınlaştırılması Projesi’ kapsamında, Samsun İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nde sıvı hümik asit dağıtım, bilgilendirme toplantısı ve arazide uygulamalı hümik asit kullanımı gerçekleştirildi. Proje kapsamında, Samsun’un Bafra, Çarşamba, Terme, Kavak ve Havza ilçelerinde ceviz, aronya, kivi, buğday, çeltik, soya, şekerpancarı ve kavak üretimi yapan 11 çiftçiye, 680 litre hümik asit ücretsiz olarak dağıtıldı. Bilgilendirme toplantısında konuşan Tarım ve Orman İl Müdürü İbrahim Sağlam, hümik asidin TKİ tarafından yüzde 12’lik sıvı formda üretildiğine dikkat çekerek, “Toprak düzenleyici olarak yıllardır kullanılan leonardit’in etkilerini biliyoruz. Ancak sıvı hümik asit ile toprakta daha hızlı ve verimli sonuçlar elde edilmesi bekleniyor. Uygulama 109 dekar alanda kullanılacak. Onları çok iyi takip etmemiz gerekiyor. Çiftçilerimiz uygulama yapılan alanlardaki farklılığı net olarak gözlemleyebilecek. Toprağın havalanması, besin maddelerinin ayrıştırılması ve ürünlerin raf ömrünün uzaması gibi pek çok fayda sağlayacağını öngörüyoruz” diye konuştu.

tarim-topraklarini-korumak-milli-guven-767997-226761.jpg

‘TOPRAK VE SU KAYNAKLARI SINIRSIZ DEĞİL’
Tarım topraklarının hızla yok olduğuna vurgu yapan Tarım ve Orman Bakanlığı Eğitim ve Yayın Dairesi Başkanlığı Proje Yürütücüsü Ziraat Yüksek Mühendisi Murat Mengüloğlu, “Hümik asit toprağın üst tabakasında bitki ve hayvan artıklarının ayrışmasıyla oluşan çürüyen kısım içerisinde bulunmaktadır. Yani hümik asit humuslu toprağın içerisinde bulunmaktadır. Dolayısıyla bugün humusun önemi üzerinde duracağız. Toprak ve su kaynakları sınırsız değil. Gelişmiş ülkeler, gıda güvenliğini garanti altına almak için verimli toprak alanlarını korumakta. Uluslararası uzmanlara göre 60 yıllık bir toprağımız var. Toprağını korumayan ülkeler için 60 yıllık bir hasattan bahsediyorlar. Dolayısıyla tarım topraklarını korumak, milli güvenlik meselesi. 2050 yılında dünya nüfusu 10 milyara, ülkemizin nüfusu ise 100 milyona gelecek. Gıda güvenliği en büyük sorunu kaybolan tarım toprakları. Avrupa'da her yıl Berlin büyüklüğünde bir tarım arazisi yok oluyor. Ülkemizde ise Hollanda büyüklüğünde bir tarım arazisi yok oldu. Dolayısıyla bunu koruyabilmek için bakanlık olarak arazi kullanım planları yapılmaya gayret ediliyor ve 5403 Sayılı Kanun ile topraklar korunuyor” ifadelerini kullandı.

‘1 MİLYAR İNSAN GÖÇMEK ZORUNDA KALACAK’
2050 yılına kadar 1 milyar insan çölleşme nedeniyle göç edeceğini ifade eden Mengüloğlu, “2050 yılına kadar tahmini olarak, 1 milyar insanın çölleşme nedeniyle yani toprak üzerinde bulunan humuslu tabakanın yok olmasıyla başka ülkelere göçmek zorunda kalacak. Bilimin uyardığı önemli konulardan birisi; iklim değişikliği. 1,5 derecede tutmamız gerekiyor. Son zamanlarda yaşamış olduğumuz aşırı don olayları var, dolu olayları var. Eskiden bunların her birisini 1 yılda görüyorduk ama son 2 ayda bütün afetlerin tamamını gördük. Son 750 bin yıl içerisinde iklim zaten her 150 bin yılda 1 derece ısınıp 1 derece soğuyordu. Ancak biz insanlık olarak 150 bin yıl içerisindeki iklim değişikliğini 150 yılda, sanayi devrimiyle, insan eliyle, yanlış yöntemlerle 150 yılda olmasına sebep olduk ve ani bir ısınma oldu. Gördüğünüz iklim felaketleri meydana geldi. Dolayısıyla bunlarla mücadele etmemiz ve kendimizi güncellememiz gerekiyor” dedi.

tarim-topraklarini-korumak-milli-guven-767995-226761.jpg

‘BUGÜNE KADAR 5 MİLYON HEKTARLIK TARIM ARAZİSİNİ YOK ETTİK’
Bir santimetrelik toprağın oluşmasının bin yılı sürdüğünü, tarım yapabilmek için gerekli derinlikteki toprağın ise 10 bin yılda oluştuğunu belirten Murat Mengüloğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Tarım ve Orman Bakanlığı’nın ‘İklim değişikliğini azaltın’ stratejisi ve eylem planında 7 tane strateji var. Bunlar hayvancılık, kimyasal gübre, pestisit, atık yönetimi, toprak yönetimi, finansman, eğitim ve bilinçlendirmedir. Bu 7 madde üzerinde şu anda çalışıyoruz. Güneşin ve yağmurun etkisiyle fiziksel ve kimyasal olaylar sonucunda mikroorganizmaların ayrışmasıyla 1 santimetrelik toprak oluşuyor. Dolayısıyla bizim bu toprakları korumamız gerekiyor. Üzerinde doğru faaliyetler yapmamız gerekiyor. Sizin üzerine tarım yapabilmeniz için en azından 20 santimlik, 50 santimlik toprağa ihtiyacınız var. Bu toprak da 10 bin yıl içerisinde oluşuyor. Maalesef tarımdan ayrılan, çocuklarınıza miras kalan tarım arazilerini hisselendirerek, küçük parçalar halinde, hobi bahçeleri halinde tarım arazilerini yok ediyorlar. Bakanlık olarak bu konuda da çok katı kanun çalışmaları yaptı ve önüne geçirmeye gayret ediliyor. Tarım arazilerinde bizim konuta, evsel atıklara, madencilere her türlü bir faaliyete ihtiyacımız var ama tarım topraklarını da korumamız gerekiyor. Dolayısıyla doğru faaliyetleri doğru yerde yapmamız gerekiyor. Bugüne kadar 5 milyon hektarlık bir tarım arazisini yok ettik ve bu saatten sonra çok dikkat etmemiz gereken bir konu, topraklarımızı korumak. 2030 yılında büyük ova hedefimiz 300'dü. Ama bakanlık olarak 2030 yılındaki büyük ova hedefi 300'ü, biz 2020 yılında aşarak, 440'ını ilan ettik ve bugün 468 tane korunan ovamız var. Tarım topraklarının önemi açısından. 60 bin hektar tarım arazisi kayboluyordu. Bakanlık olarak bunun önüne geçildi. 2019 yılından itibaren 15 bin hektara kadar düştü. Biz topraklarımızı bakanlık olarak üstümüze düşeni yaptık. Yapmaya devam ediyoruz, gayret ediyoruz.”

Kaynak:DHA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.