EMO'dan önemli uyarı

EMO'dan önemli uyarı
Elektrik fiyatlarının pahalı olmasının sıkıntılarını yaşayan Türkiye'deki sanayinin yaşanan ekonomik kriz ile birlikte derinden yara alacağını savunan EMO Yılmaz, "Dünyadaki krizle paralel olarak düşünüldüğünde bu Türkiye ekonomisi açısından ağır sonuçlar

AK Parti Hükümeti'nin iktidara geldiği dönem içerisinde "Elektriğe zam yapmamak" ile övündüğünü hatırlatan ve gelinen süreçte yaşanan zamların fahişliğine dikkat çeken Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Samsun Şube Başkanı Suat Yılmaz, kamuya kaynak aktarılmamasının da zamların önünü açtığını savundu.

IMF'YE VERİLEN SÖZLER
Elektrikte otomatik fiyatlandırmaya geçişin, Türkiye'nin bugün bulunduğu koşullarda otomatik zamlara geçiş anlamına geldiğini belirten Yılmaz, “AK Parti Hükümeti döneminde kamuya enerji alanında yatırım yaptırılmazken, serbest piyasa mantığı içinde açıklanamayacak olan şirketlerin kar garantili elektrik üretme dayatmasına teslim olunmuştur. Otomatik fiyatlandırmaya geçişin ardındaki temel neden dağıtım özelleştirilmelerinin yapılacak olmasıdır. Şirketlere sorunlu değil, kar garantili bir yapılanma teslim edilmek istenmektedir. Dağıtım özelleştirmeleri için öngörülen 5 yıllık geçiş süreci boyunca halkın cebinden şirketlere kar garantisi sağlanmaktadır. Bu borsa hep en yüksek fiyattan işlem gören bir borsa şeklinde yapılandırılmıştır" dedi.

SANAYİ OLUMSUZ ETKİLENECEK
Gelinen noktada enerji alanındaki açmazdan yalnızca konutların değil, sanayinin de büyük ölçüde etkileneceğini kaydeden Yılmaz, bu durumun kriz ile orantılandığında ağır sonuçlar doğurabileceğini vurguladı. EMO Başkanı Suat Yılmaz, "Dünyadaki krizle paralel olarak düşünüldüğünde bu Türkiye ekonomisi açısından ağır sonuçlar yaratacaktır. Nitekim Merkez Bankası enerji fiyatlarıyla ilgili enflasyon açısından kaygısını her fırsatta dile getirmektedir. Hükümetin anlayışı ne serbest piyasa, ne de iddia edildiği gibi düzenlenmiş piyasa anlayışına uymaktadır. Öyle görünüyor ki, hükümetin düzenlemeden anladığı, başıboş ve kuralsız bırakılmış bir enerji piyasası yaratılması ve bu piyasa üzerinden yaratılan beklentilerin kamu kaynaklarıyla halkın sırtından karşılanmasıdır. Enerji alanında bir an evvel kamunun inisiyatifi aldığı ve yatırımları planlı bir şekilde gerçekleştirmeye başladığı bir döneme geçilmesi gerekmektedir. Enerjinin kaliteli, sürekli ve ucuz bir şekilde sunulmasını sağlamak, neo-liberal uygulamalarla sermayenin değil, halkın yüzünü güldürecek uygulamalara yüzünü dönmekle mümkün olacaktır. Bunu sağlamak halkın oylarıyla iktidara gelen hükümetin öncelikli görevidir" şeklinde konuştu.