Eğitimde örtülü kısıtlamaya tepki

Eğitimde örtülü kısıtlamaya tepki
Özgür Eğitim-Sen Tokat Temsilciliği eğitim sistemindeki yasakçı ve ayrımcı uygulamaların sonlandırılmasını vurgulayan bir eylem gerçekleştirdi.

AYRIMCI UYGULAMARA SON VERİLSİN
Eylemde başörtülü bayanlar çoğunlukta olmasına rağmen açık bayanlarda eyleme destek verdi.Tokat'ta faaliyetlerini sürdüren Toplumsal Dayanışma Kültür Eğitim ve Sosyal Araştırmalar Derneği (TOKAD) ile Özgür Eğitim-Sen İl Temsilciliği, ortak bir basın açıklaması yaparak, eğitim sistemindeki yasakçı ve ayrımcı uygulamaların sonlandırılmasını talep etti.

EĞİTİM SİSTEMİ ÖZGÜRLÜKLERE KAPALI
Eylemde sunumu yapan Özgür Eğitim-Sen Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Örs, “Okullar yasaklarla açıldı, eğitim sistemi ise özgürlüklere hâlâ kapalı. Başta başörtüsü yasağı olmak üzere tüm haksızlıklara karşı ses vermek için buradayız. Türkiye'nin diğer şehirlerinde de bu sesi yükselten kardeşlerimiz var. Sakarya'da başörtüsüne özgürlük eylemleri 5. yılına girdi. Ayrıca Kocaeli, Akyazı, Konya, Antalya, Ankara ve Van ile Türkiye'nin diğer yerlerinde haftalardır devam eden bir mücadele var. Biz hem onların sesine ses katıyoruz hem de herkes için adalet ve özgürlük talebimizi yükseltiyoruz” dedi.

ÖZİPEK, “AYRIMCILIĞA UĞRATILMAYAN ÖZGÜR BİR ÜLKE MÜMKÜNDÜR!”
Eylemde Özgür Eğitim-Sen üyesi Doç. Dr. Bekir Berat Özipek de bir konuşma yaptı. Özipek, “Bu yasak, kadınlara karşı ayrımcılıktır. Din ve vicdan özgürlüğüne aykırıdır. İnsan onuruna aykırıdır. Bu yasak, zalimliktir. Başörtülü kadınlara yönelik resmi ayrımcılığın sona erdirilmesini; kadınların eğitim, öğretim ve kamu kurumlarında başörtülü olarak çalışabilmesinin önündeki bütün engellerin kaldırılmasını istiyoruz. Başörtülü kadınların sadece eğitim kurumlarında değil, kamu bürokrasisinde de özgürce yer alabilmelerini talep ediyoruz. Bu devletin bir lûtfu değil, ihlal edilen bir hakkın iadesi anlamını taşıyacaktır…”ifadelerini kullandı. “Kimsenin soyundan sopundan, dininden, inancından veya inançsızlığından dolayı ayrımcılığa uğratılmadığı özgür bir ülke mümkündür ve ulaşılabilir bir hedefi ifade etmektedir” diyen Özipek, sözlerini “Gelin, birlikte değiştirelim!” diyerek sonlandırdı.

TEMEL SİSTEM SORUNU
Akademisyen Bekir Berat Özipek'in konuşmasının ardından TOKAD ve Özgür Eğitim-Sen adına ortak basın açıklaması okundu. Açıklamayı okuyan Sedanur Tokel, “İlk ve ortaöğretim okulları için ders zili çaldı, üniversiteler ise öğrencilere kapılarını önümüzdeki hafta açacak. Ama o kapılardan başörtülü öğrenciler yine giremeyecek. Bu sebeple, başta başörtüsü yasağı olmak üzere, eğitim sistemindeki her türlü ayrımcılığa ve ötekileştirmeye karşı adalet ve özgürlük çağrımızı yinelemek için meydandayız. Ömrümüzün en değerli yıllarının geçtiği eğitim sisteminin sorunlarına kayıtsız kalamayız. Her gün milyonlarca genç insanın kapatıldığı duvarların arkasında yaşananlar, hepimizi ilgilendiren temel bir sistem sorunudur. Bu sorun yüzünden, hayatı ev-okul-dershane üçgenine sıkıştırılan gençlerde zihni, ahlaki ve vicdani yozlaşma had safhaya varmaktadır. Böyle giderse, küçük yaşta okula başlayan tertemiz fıtrat sahibi çocuklardan geriye; ideolojik şartlandırmalara uğramış, bireysel çıkarlarını her şeyin üstünde tutan, toplumsal sorunlara yabancı, hayatı tüketim ve eğlenceye indirgeyen, kimliksiz, kişiliksiz ve ifsad edilmiş büyük bir gençlik kitlesi kalacak!” dedi.

SORUNLARA KARŞI SORUMLULUK ÇAĞRISI
Açıklamada, ayrımcı uygulamalarla birlikte ibadethane sorununun da devam ettiğine dikkat çekilerek “Düşünün ki, defalarca değiştirildiği halde eğitim programları, ders kitapları, okul kıyafetleri, öğrenci antları halen ayrımcılığın ve yasakçılığın simgeleriyle dolu. Darbe dönemlerinin uygulamaları yürürlükten kaldırılmış değil! Okullar, kampüsler, derslikler ve daha birçok alan başörtüsüne sürekli kapalı. İbadetlerini aksatmamak isteyen öğrenciler ise bu yıl da kuytu köşelere saklanan kartonlara mahkûm edilecek! Adaletsizliğin, baskı ve yasakların hüküm sürdüğü bir ortamda uyuşturucu yaşının ilköğretime inmesi normal değil mi? Hayatın anlamını kaybeden öğrencilerin, düştükleri boşlukta hayatlarını kaybetmesi ibret verici değil mi?” denildi. Açıklamada “Maalesef bugün birçoğumuz kendi temel sorunlarına yabancı, diğer sorunlara ise düşman kesildiği için hepimiz farklı şekillerde ama özünde aynı sıkıntıları ve acıları paylaşıyoruz. Haksızlıklara karşı kayıtsızlık ise zulmün çarklarına taşınan suyu besliyor. Oysa biz o çarkları tersine çevirmekle, gücümüz yetmiyorsa suyunu kesmekle yükümlü değil miyiz?” sorularına yer verildi ve sorunlara karşı sorumluluk çağrısı yapıldı.