Çocuk alerjilerinde ikinci tsunami uyarısı

Çocuk alerjilerinde ikinci tsunami uyarısı
Türk Pediatri Kurumu Derneği Başkanı Prof. Dr. Haluk Çokuğraş, "Son 10-15 yıldır besin alerjileri ciddi şekilde artıyor. Hatta bu durum, 'alerjinin ikinci tsunamisi' olarak adlandırılıyor." dedi.

Çocuk Alerji Uzmanı olan Çokuğraş, yaptığı açıklamada, kişilerde astım ve alerjik nezleyi içine alan solunum yolu alerjilerinin yanında sindirim sistemi, deri, ilaç ve besin alerjileriyle karşılaşıldığını belirtti. "Ülkemizde toplumun neredeyse yüzde 15'i alerjik. Örneğin, Türkiye'de astım çocuklarda sık görülen bir hastalık, 7-8 yaşına kadar yüzde 8-yüzde 9 bir görülme sıklığı var." diyen Çokuğraş, astım görülme sıklığının bölgesel farklılıklar gösterdiğini, rutubetin yoğun olduğu illerde bu oranın arttığını vurguladı. Prof. Dr. Çokuğraş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Astım ve alerjik nezlenin yer aldığı solunum sistemi alerjileri, 10 yıl öncesine kadar çok ciddi artış gösterdi, yani yaklaşık 20 sene boyunca astım ve alerjik nezle sürekli yukarı doğru bir seyir izledi. Ancak şimdilerde plato çiziyor. Sayısı yine fazla ama artık büyük bir artış yok. Son 10-15 yıldır besin alerjileri ciddi şekilde artıyor. Hatta bu durum, 'alerjinin ikinci tsunamisi' olarak adlandırılıyor. 'Birinci tsunami' astım, alerjik nezleydi, ikincisi ise besin alerjileri oldu." Alerjinin en önemli nedenlerinden birinin genetik yatkınlık olduğunu vurgulayan Çokuğraş, çevresel faktörlerin de alerjilerde artışa yol açtığını anlattı. Çokuğraş, "Ev tozu akarları, polenlerin yanında hayat tarzımızdaki değişiklikler de alerjilerin görülme sıklığını artıran nedenler arasında. Yediğimiz yiyecekler eski yiyecekler değil, soluduğumuz hava eski hava değil. Yiyeceklerle birçok katkı maddesi alıyoruz, evlerde duvardan duvara halılar söz konusu. Batılı tipi beslenme ve hayat tarzı, alerjik hastalıklar ve otoimmün hastalıkların artışına neden oluyor." diye konuştu. Hava, çevre kirliliği ve iklim değişikliğinin de alerjik hastalıkların artışında rolünün bulunduğunu dile getiren Çokuğraş, şöyle devam etti: "Kullandığımız temizlik malzemeleri, deterjanlar doğada kaybolmuyor. Bu ürünler, organlarımızın iç yüzeyini döşeyen epitel dokuda çok ciddi zararlara yol açtığını biliyoruz. Mesela, astım, bir bronş hastalığıdır. Bronşların iç yüzünü döşeyen kaldırım taşı gibi hücreler var. Deterjanlar, zaman içerisinde bu kaldırım taşlarının aralarını açıyor yani bronşları döşeyen hücrelerin arasında boşluklar oluşuyor. Bu durumda da bir takım zararlı, alerjik maddeler, enfeksiyon etkenleri vücudumuza daha kolay giriyor ve daha kolay hasta olmamıza yol açıyor. Temizlik ürünlerini mümkün olduğu kadar azaltmak gerekiyor. Yoğun kullanılan deterjanlar, temizlik ürünleri, kimyasallar bize zarar veriyor. Bunun yerine biraz daha doğal temizlik çözümlerine yönelenebilir."

Kaynak:AA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.