BİNLERCE İNSAN İFTAR AÇIP KANDİL KUTLADI...

BİNLERCE İNSAN İFTAR AÇIP KANDİL KUTLADI...
Ramazana özgü ve özellikle Bafra Belediyesi'nin düzenlediği Mahalle İftarları, çok sayıda vatandaşı bir araya getirip, birlikkte oruç açıyor ve dua ediyorlar...

Bafra Kent Meydanı'ndaki İftar ve Kandil Programı ise Mahalle İftarları'ndan çok daha farklı bir boyut ve görüntüde gerçekleşti.
Binlerce vatandaş aynı ruh ve inançla, birlik, beraberlik ve duyguyla yan yana, iç içe hem iftar yaptılar hem de Kent Meydanı'nda Teravih Namazı kılıp, dua ettiler.
Programa Bafra Belediye Başkanı Zihni Şahin ve eşi Şükriye Şahin, Samsun İl Müftüsü, Yrd. Doç.Dr. Hayrettin Öztürk, Bafra Müftüsü Burhan Keleş, Samsun, Kastamonu ve İstanbul'dan gelen hocalar binlerce vatandaş katıldı.
Bafra Kent Meydanı'nda erkekler ön, kadınlar arka saflarda ve aynı mekanda saf yapıp namaz kıldılar.
Özelliklede devri daim yapan mavi renkli küçük havuzcukların şavkı da geceye vurunca ortaya mükemmek bir görsellik tablosu çıkmış oldu.
Namaz sonrası, Bafra, Samsun, Kastamonu ve İstanbul'dan davetli gelen hocaların okuduğu Kur'an-ı Kerim ile Bafra Müftüsü Burhan Keleş'in namaz sonu yaptığı dualar, zengin bir manevi görüntü oluşturdu.
Kandil Programı'na Samsun İl Müftüsü, Yrd.Doç.Dr.Hayrettin Öztürk de katıldı.
Öztürk yaptığı konuşmada ilginç konulara değindi ve şöyle dedi:
" Bafra'da yeni binalar yükselmiş fakat ilçenin tam merkezine öyle bir bina inşa etmişler ki insan hayrete düşüyor. Şehrin merkezinde böyle yapı mı olur ? Şehrin merkezine ancak cami olur. Camiler şehir dışına değil şehrin tam merkezi yerine yapılmalı. Camiler bir şehrin kalbidir.
Apartmanlar birbirine yakınlaşmış fakat yakınlaştıkca o kadar komşuluk ilişkileri yok olmuş.
Bir evden ceset kokusu gelmiş, gidip o zaman bakmışlar ki birisi vefat etmiş. Yani o kokudan rahatsız oldukları için gidip bakmışlar meraktan. Yoksa komşu diye gitmemişler.
Bu ne haldir. Biz aynı apartmandaki insanlara, komşularımıza selam vermiyor, hatır sormuyoruz. Böyle komşuluk olur mu ?
Evlerimiz Müslüman evi gibi olmalı. Şimdiki evler maalesef kanserli ev. Yani kanser olmuş evler ve ev halkı demek istiyorum.
Evin kızı akşama kadar internette, elinde cep telefonu mesaj çekme derdinde. Hanım tv başına oturmuş"Fatmagül"ün suçlarını öğrenir, Kaynana Semra'yı ezberler ve yatınca "Yer Gök Aşk"dizisini hayal eder.
Koca ne yapar. O da tv başına oturmuş maç izler. Kadın öfke ile yatar. Kocasına sırtını döner.
Ya nine ? Nine yok ki O da rahmetli olmuş. Peki şimdi soruyorum, hiç böyle bir evde düzen olur mu? Herkes kendi derdine düşmüş. Kur'an okuyan yok. İşte böyle bir ev kanserli ev sayılır.
Nene toprak'da. İşte kanserli ev bu evdir. Evlerinizi kanserli evlere dönüştürmeyin. Evleriniz okul olsun, evleriniz Kur'anın okunduğu yerler olsun.
Biz Müslümanız, dinimizi öğrenmeliyiz. En güzel öğrenilecek yer, en güzel Medrese evlerdir. Evlerinizi medreseye dönüştürün.
Değerli kardeşlerim yalandan kaçının.Hiç söylemeyin.
Dedikodu gıybet yapmayın o yamyamlıktır. Ölen kardeşinin etini yemektir, birbirinizi lakaplar ile çağırmayın, hele hele bir birinize küs durmayın.
Bütün bunlardan uzak durun. Namazınızı aksatmayın, Kur'anın manasını anlayarak okuyup düşünün. Onunla amel edinki, bunları yaparsanız hayatınız değişecek.
Hangi gece bunu yaparsanız ve tövbe ederseniz o geceniz Kadir Gecesi olur. Karar sizin, ister bu gece Kadir Geceniz, ister yarın gece, isterseniz ölmeye yakın Kadir Geceniz olur.
Ancak, o zaman iş işten geçer, treni kaçırmış olursunuz. Onun için bu gece tövbe edelim hayatımızı değiştirelim. Bundan sonra kumar yok,sigara yok, içki yok, hanıma bağırmak, çağırmak yok.
Çocukları kucaklamak, sevgi ile öpmek var. Küs olduklarımız ile telefon açıp barışma var. Bayrama kadar herkesle bayramlaşma, herkese güler yüzlü olmak var, dedikodu yok, gıybet yok, yalan yok, işte hayatınız değişti demektir o zaman. Kadir Geceniz mübarek olsun. Eğer böyle yapmıyorsanız Kadir Geceniz mübarek olmasın.
Değerli kardeşlerim bana küsmeyin,ben bu şehrin manevi hayatında sorumluyum. Bunları size anlatmak mecburiyetindeyim. Onun için şimdiden yakanıza yapışıyorum. Bunlar anlatmazsam vebal altında kalrım.
Bir gün bir cammiye gittim. Baktım hiç cemaat yok. Sordum"nerede cemaat"diye. Bana"cemmaat kahveye gitti"dediler. Ben de o kahveye gittim. Bırakın kumarı da az beni dinleyin. Camiye gittim, hani cemaat dedim, onlar da cemaat kahveye gitti dediler,ben de buraya geldim dedim.
Onlara namaza gitmelerini, ibadet etmelerini anlattım. Hepsi de kahveden çıkarken beni alkışladılar."
Samsun İl Müftüsü, Yrd. Doç. Dr. Hayrettin Öztürk konuşmasının ardından vatandaşlarla vedalaşıp ayrıldı.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.