Baykal, "rejim krizi" yaratmaya çalışıyor

Baykal, "rejim krizi" yaratmaya çalışıyor
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, CHP lideri Deniz Baykal'ı Ergenekon operasyonunu fırsat bilerek 'rejim krizi' yaratmaya çalışmakla suçladı.

Bakan Akdağ, "Baykal'ı dinledim, inanın hayretler içinde kaldım. Bu kadar önyargılı kararlar vererek yargının işine karışmak başka hangi ülkede olur? Ben hayretler içindeyim" dedi.

Hükümetin savcıya talimat verdiği iddialarını da şiddetle yalanlayan ve tepki gösteren Akdağ, "Savcılar mahkeme kararıyla emniyet güçlerine diyorlar ki, 'Falanca kişiyi göz altına al.' O
da falanca kişiyi gözaltına alıyor. Ne yapsın, almasın mı yani. Hükümetin savcıya talimat verdiğini söyleyerek bence çok ayıp ediyorlar. Böyle bir şey yok, zaten olamaz" diye konuştu.


"Baykal "rejim krizi" yaratmaya çalışıyor"

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Ergenekon operasyonu kapsamında yapılan gözaltılar ve AK Parti'ye yönelik kapatma davasına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ı ve ana muhalefet partisini 'rejim krizi' yaratmaya çalışmakla suçlayan Akdağ, "Bu sabah Sayın Baykal'ı dinledim. İnanın hayretler içinde kaldım.

Dakikalarca bu konu hakkında yorum yaparak işin siyasal etiğinden bahsediyor. Delil olarak da Sayın Başbakan'ın salı günü Grup Toplantısı'na geldiğinde Meclis'te ayak üstü gazetecilerin sorduğu sorulara verdiği iki cümleyi alıyor. Başbakan iki cümle konuşuyor. Diyor ki, 'Mahkeme karar vermiştir. Bir an önce bu işin iddianamesinin verilmesini bekliyoruz.'

Bütün Türkiye bunu beklemiyor mu? Başbakan da bütün Türkiye'nin beklediği bir şeyi söylüyor. İki cümleden yola çıkıyor ve yarım saat ana muhalefet partisinin lideri savcılığın kararını eleştiriyor. Ben hayretler içinde kalıyorum" şeklinde konuştu.

"Yargıyı etkilemeye çalışıyorlar"


Başbakan Erdoğan ve hükümet üyelerinin yargıyı etkilememek için operasyonla ilgili yorum yapmaktan kaçındığını ifade eden Akdağ, sözlerini şöyle sürdürdü: "Dikkat ederseniz, biz bu konuda çok yorum yapmıyoruz. Yaptığımız yorum ise en fazla şöyle; 'Bir soruşturma var. Bir an önce bu soruşturmanın iddianamesi ortaya konulmalı ve adalet yerini bulmalıdır.' Tabii ki biz tam demokrasiyle yürütülen bir ülke olmayı arzu ediyoruz.

Milletin temsilcileri olarak, ama ben sadece ana muhalefet partisinin sayın liderini değil, televizyonlarda dünden beri boy gösteren birçok kişiyi dinliyorum. Bu kadar yargının işine karışmak, bu kadar önyargılı kararlar vererek karışmak, gerçekten başka hangi ülkede olur ben hayretler içindeyim.

Biz kapatma davasında suçlanan taraf olarak azıcık ağzımızı açtığımızda, bir daha suçlanıyoruz. Azıcık ağzımızı açtığımızda, 'vay aman efendim, yargı baskı altına alınıyor' diyenlere bakıyorum. Koro halinde adı belli bazı medya organlarında, bir baskıya başladılar. Ben böyle bir anlayışı şiddetle kınıyorum.

Böyle bir şey olamaz. Nerede kaldı bunların demokratlıkları? Ortadaki durum, yaygın konuşulan şekliyle ortada iddianame olmadığı
için, ortadaki durum çok enteresan bir durum. Ülkenin demokrasiyle ilgili önemli bir durum var.

Kalkıp da ana muhalefet lideri, 'Bu Erdoğan'ın şahsi işi haline gelmiştir' dediği zaman, gerçekten çok ayıplanacak bir iş. Sen bir şeyi koruyacaksan, demokrasiyi koru. Erdoğan'ın, Sayın Başbakan'ın bu konuyla ne ilişkisi varmış, nereden ilişkisi olabilir.

Savcılar var. Savcılar mahkeme kararı alıyorlar. Emniyet güçlerine diyorlar ki, 'Falanca kişiyi göz altına al.' O da falanca kişiyi gözaltına alıyor. Ne yapsın, almasın mı yani? Hükümetin tasarrufu bu anlamda delilleri alıp, savcıya teslim etmektir. Savcının talebi doğrultusunda da gerekli gözaltılarını yapmaktır. Meselenin bu anlamdaki takibidir. Başka hükümetin, savcıya talimat vererek mi bu işi yaptırdığını iddia ediyorlar.

Bence çok ayıp ediyorlar. Böyle bir şey yok, zaten olamaz."
Bakan Akdağ, muhalefet partilerinin sürecin 'rejim krizine' dönüşmesi gibi bir iddiasının olduğunun hatırlatılması üzerine ise, "Bence dönüşsün diye temennileri var. Bunu da çok ayıplıyorum. Böyle bir şey olmayacaktır. Ülkenin bütün müesseseleri, anayasal kurumları ayaktadır. Yargı vazifesini yapıyor. Ümit ediyorum ki, en kısa zamanda olay ortaya çıkartılsın. Net olarak toplumun önüne iddianame konulsun. Dava da hızlı yürüsün" cevabını verdi.


"Adaletin tecellisini bekliyoruz"

Sağlık Bakanı Akdağ, kapatma davasıyla ilgili olarak savunmalarını verdiklerini hatırlatarak, "Adaletin tecellisini bekliyoruz" değerlendirmesinde bulundu.

Bakan Akdağ, kapatma davası kapsamında isminin 'yasaklılar' listesinde yer almasıyla ilgili olarak ilk kez açıklama yaptı.

Akdağ, şunları söyledi: "Bakanlığımızın, hükümetimizin çalışmalarına bakarsanız bu sorunun cevabını kendiniz bulursunuz. Ben sabah 09.00'da çalışmaya başlıyorum. Gece 12'den, yarımdan önce çalışmalarım bitmiyor. 3 yaşındaki kızımla da gece yarısından sonra saat 02.00'ye kadar görüşebiliyorum.

Bize milletimiz bir görev verdi. Bu işleri bir makam olarak görmüyorum. Bizimki bir görev. Bu görev AK Parti'ye verildi. Sayın Başbakan da kendisi ile beraber bu görevi bana vermiş oldu. O zaman benim işim görevimi iyi yapmaktır. Nöbet süreci içinde buralar kimseye baki değil. Ne Recep Akdağ, ne başkasına baki değil. Şu kapıdan çıkın, duvarlarda onlarca Sağlık Bakanı resmi var.

Bugün, yarın bizim resmimiz de asılacak duvara. Önemli olan bu değil. Önemli olan o işi yaparken işi nasıl yaptığınız. Emaneti nasıl taşıdıiaya konulmalı ve adalet yerini bulmalıdır.' Tabii ki biğınız. Biz emaneti en güzel şekilde taşıdık. Bize millet bir emanet verdi. Başkasının o emaneti alması pek de mümkün değil. Açık söyleyeyim. Bunu davanın sonucuyla da
ilişkilendirmiyorum. Ben hizmet edeceksem her halükarda, her şartta hizmetime devam ederim."