Alkışlar Başkan Sarıcaoğluna
Karlı Mahallesi'ndeki anıt mezara gelerek Berzak Ekrem Bey'in mezarı başında dua eden Sarıcaoğlu, geçmişte çalılık, dikenlik içerisinde bulunan Berzak Ekrem Bey'in mezarının, anıt mezara dönüştürülmesinden memnuniyet duyduğunu söyledi.
Milli mücadeleyi başlatan Mustafa Kemal Atatürk'ün Kavak'tan Havza'ya gidişinde güvenliğinin Canbolat oğlu Berzak Ekrem Bey tarafından sağlandığını anlatan Sarıcaoğlu, Atatürk'ü Rum çetelerine karşı korumuş, adamları ile Kavak'tan Havza'ya götürmüştür. Korkusuz ve cesurdur. Emrindeki 200 adamıyla yolcuları, Türk köylerini Rum çetelerinden korumuştur. Ancak ne var ki Haziran 1919'da Bükçeğiz köyü yakınındaki Rum köyü Güllücağız'da Rum çeteleri ile yaptığı çatışmada şehit düşmüştür dedi.
Sarıcaoğlu, 19 Mayıs Mahallesi'ndeki otogar yanına Berzak Ekrem Bey'in heykelini de yapmayı düşündüğünü sözlerine ekledi.
CANBULATOĞLU ÇERKEZ EKREM BEY
Rumlarca şehit edilen Canbulatoğlu Çerkez Ekrem Bey, Kavak ilçemizin efsane değil gerçek bir kahramanıdır. Ekrem Bey 1303 (M. 1887) tarihinde Kavak İlçesine bağlı Karlı köyünde dünyaya gelmiştir. Babasının adı Canbolat´tır. Canbolat oğlu Berzak Ekrem Bey diye tanınırdı.
Canbulatoğlu Çerkez Ekrem Bey´in yaşadığı dönemde Pontus Devleti kurma hayalleri içinde bulunan Rumlar, Osmanlı Devleti´nin savaşlarla yıprandığı 1900´lü yılların başlarında çeteleşmeye başladılar. Balkan Savaşı esnasında silah altına alınmak istenen Rumların, ordudan kaçmaları Rum çetelerini kuvvetlendirdi. I. Dünya savaşının ardından imzalanan Mondros Mütarekesiyle Samsun ve Kavak işgalin ızdırabını yaşarken yüzyıllardır Anadolu'da Türklerle iç içe yaşayan Rumlar bir Pontus Devleti kurma hayallerine dalarak Başkent belirledikleri Samsun ve çevresinde çok yoğun çete faaliyetlerine giriştiler. Rumlar Samsun'un Hançerli, Pazar, Kaleiçi, Cedid mahalleleri gibi büyük Müslüman mahalleleri yanına yeni mahalleler oluşturdular. Rumların meydana getirdiği çeteler Samsun merkezinin olağanüstü öneminden dolayı şehir merkezi yerine çevre köylerde eşkiyalık yapmaya başladılar.
Rum çeteleri İstanbul ve Atina'dan gelen ajan ve propagandacılar tarafından fitilleniyor, çetelere binlerce silah dağıtılıyordu. Kiliselere Pontus armaları asılıp, ilkokul çocukları Pontus şarkıları ve bayraklarla Samsun sokaklarında dolaştırılıyordu.
Asayişsizliğin alıp başını g.ttiği Samsun´da Pontus çetelerinin geniş ölçüde faaliyet gösterdikleri nahiyelerden biri de Kavak'tı. Kavak, Rum çetelerinin yapmış oldukları birçok cinayete sahne olmuştu. Samsun'a bağlı Kavak nahiyesinin Hacılı köyünden ve Rumeli muhacirlerinden bir kişi Rum eşkıyası tarafından katledilmişti.
Yine Kavak'ın Karapınar köyü halkından on iki baş sığır Rum eşkıyasından Yanioğlu Timos ve adamları tarafından gasp edilmişti. Samsun'un diğer kazalarında olduğu gibi Kavak nahiyesinde de deve kervanlarına rastlanmaktaydı.
Yük taşımacılığında bunlardan yararlanılmaktaydı. Daha sonra taşımacılıkta atlar ve öküzler gelmekteydi. Bundan dolayı Rum eşkıyaların köyleri basıp büyük baş hayvanları gasp etmesi köylü için çok büyük bir yıkımdı. Kavak, Alaçam, Ladik, Köprü, Havza'da Rum eşkıyaların saldırıları 1918 yılından 1920 yılı sonuna kadar artarak devam etti. Yunan ordusunun Batı Anadolu'da ilerlediği 1920 yılı içerisinde, Karadeniz Bölgesi'nde Rumlar, Türklerin kuvvetsiz kalmaları ve moral bozukluğu içerisinde bulunmasından faydalanarak yüzlerce cinayet işledi. Nitekim Rum çeteleri, Samsun Bölgesi'nde, 1920 sonlarına kadar 926 Türk'ü katlettiler. Kavak halkının Rum çetelerinden çektikleri acılardan bir tanesi de 29 Mayıs 1919 tarihinde yaşandı. Mamutlu Köyü çevresinde hava değişimi için memleketlerine gitmekte olan 7 asker Sığır Çobanı lakabıyla tanınan Rum çetebaşı Konstantin oğlu Dimit ve 30 kadar eşkiyanın saldırısına uğradı. Bu askerler oracıkta şehit düştü.
işte böylesi bir dönemde Rumların bu oyunlarına karşı Türk halkı kendini savunmak için teşkilatlanmaya, can ve mal güvenliklerini korumaya çalıştı. Türk köylerini yakmaya, yıkmaya, halkın ırz, namus ve malına saldırıp akla hayale gelmedik zulümler yapan Rumlara karşı koyanların başında ise Kavaklı Canbulatoğlu Çerkez Ekrem Bey vardı.
Türk milletine yapılan bu saldırılara kahramanca dur demek için 1915 yılında Türklerden oluşan Samsun ve çevresindeki ilk ulusal çeteyi oluşturdu. Canbulatoğlu Çerkez Ekrem Bey kurduğu çetesi ile Rumlara her yerde amansız darbeler indirmeye başladı. Ekrem Bey´in kahramanlıklarını duyan Samsun Mutasarrıfı Kemal Bey, onu Samsun´a çağırarak silahça ve adamca takviye etmeye başladı. Canbulatoğlu Çerkez Ekrem Bey bu şekilde gücünü artırdıktan sonra hepsi de gözü pek ve vurucu 200´den fazla adama sahip oldu. Nerede bir Rum çetesi kötülük yapsa kendisine hemen haber gönderiliyor, o da yıldırım hızı ile bu Rum çetelerini darma dağın ediyordu. Kısa bir zaman içinde Rum çeteleri bayağı yılmaya başladılar. Canbulatoğlu Çerkez Ekrem Bey´in adını duymayan kalmadı. Rum çeteleri en çok ondan korkuyorlardı.
Canbulatoğlu Çerkez Ekrem Bey giriştiği bütün çarpışmalarda hiç bir vakit saklanmaya, gizlenmeye asla tenezzül etmez, apaçık ortada dururdu. Kendisine sıkılan kurşunlardan hiç birisi kendisine isabet etmemiş, bu yüzden Ekrem Beye kurşun işlemediği yolunda rivayetler bile çıkmış. O kadar ki bizzat Rumlar bile buna inanmaya başlamışlardı. Canbulatoğlu Çerkez Ekrem Bey en çok Samsun ile İç Anadolu yolunun güvenliğini sağlamakla uğraşıyor, Rum çetelerini bu bölgeye yaklaştırmıyordu. Denilebilir ki Samsun ile Merzifon arasına olduğu gibi hakim bulunuyordu. Canbulatoğlu Ekrem Bey Samsun ile İç Anadolu yolunun güvenliğini sağlamasının yanı sıra devletin hizmetindeki posta arabasının Erbaaya gidip gelmesi için koruma görevini yürütüyordu. Samsunozelhaber
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.