20 BİN ESNAF ZOR DURUMDA
CHP Samsun Milletvekili Neslihan Hancıoğlu yaptığı konuşmada, ''Bugün âdet olduğu üzere yine bir torba yasa mesaisi yapıyoruz. Önce usulden başlayalım. Bu teklif 5 Haziranda Meclis Başkanlığına sunulmuş, Başkanlık aynı gün incelemiş ve şunu demiş: "Bunu Plan ve Bütçe Komisyonu görüşsün ama teklifte hem Adalet hem de Sanayi ve Teknoloji Komisyonunun alanına giren maddeler var, onlar da bu maddeleri müzakere edip raporunu sunsun." Peki, nerede bu iki komisyon? Elektronik Haberleşme Kanunu kapsamındaki abonelik sözleşmeleri ve dijital imzayla ilgili çok kritik düzenlemeler var. Bilgi ve teknolojiyle ilgili komisyonun bu konuda söyleyecek hiç mi sözü yok? Çalakalem yasa hazırlamanın, kanunları torbaya doldurmanın vardığı yer işte burasıdır. İhale Kanunu yüzlerce kez değiştirilir, Çek Kanunu elli gün içinde 2 kez değiştirilir, vatandaşa da yasa yaptık diye övünürsünüz. Bu usul, Meclisimize, Meclisin iradesini temsil ettiği milletimize saygısızlıktır. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İktidar sözcüleri kabul etmemekte, gizlemekte ne kadar ısrar ederse etsinler makroekonomik açıdan hazırlıksız yakalandığımız olağandışı bir süreçten geçiyoruz. Haklı olarak devreye sokulan kısıtlamalar tüm dünyada olduğu gibi ülkemizin ekonomisinde de ağır bir tahribat yarattı ve oluşan bu hasarın onarımı hepimiz için son derece zorlu bir süreç olacak. Elbette ki güçlü bir ülkeyiz, her zorluğu aşacak birikime sahibiz. Milletimiz de bir o kadar çalışkan ve sabırlıdır fakat bu mücadelede önceliklerimizi doğru bir şekilde planlamak zorundayız ve bu da iktidarın görevidir.
Bugünün önceliği, bir avuç yandaş müteahhide verilen hazine garantilerinin ödenmesi değildir. Bugünün önceliği, millet bahçesi değildir. Bugünün önceliği, salgını fırsat bilip vatandaşın elinde kalan son kuruşa da göz diken lobileri koruyup kollamak değildir. Değerli milletvekilleri, nisan ayında Ticaret Bakanımıza "Samsun'da kaç esnaf var, hangi alanda faaliyet yürütüyorlar?" diye sordum. Sayın Bakan lütfetti ve cevapladı. Verilen cevaptan şu ortaya çıktı: Samsun'da 2063 kahvehane, 2500'den fazla servisçi, 1778 erkek ve kadın kuaförü, 945 lokanta, 315 kafeterya neredeyse üç ay boyunca faaliyetini durdurdu. Yaklaşık 20 bin esnaf da aynı durumda. Bunlardan kaçı bu üç ayın sonunda işine dönebildi, kaç kişi kısa çalışma ödeneğinden faydalanabildi, şu an kaç kişi işsizlik maaşı alıyor? Şimdi, bu soruların cevabını bekliyorum. Devletimiz ne dedi esnafımıza: "Salgın sürecinde iş yerini açamazsın." Peki, bu dönemde esnafımızın yaşadığı kayıplar nasıl telafi edilecek? İktidarın cevabı şu oldu: "Bana gelme, bankaya git; verirse kredi alırsın." Devlet gibi devlet "Ekmek kapını sana ben kapattırdım. Bu kararımdan dolayı yaşayacağın kayıpları, işletmenin sabit giderlerini ben karşılarım. Seni bir avuç tefeciye, faizciye yem etmem." derdi. Ama devletimiz bunu demedi. Şimdi, bu teklifle "Ek borçlanmaya gideceğiz." deniliyor. Yani, sırtımızdaki borç yüküne bu yıl yaklaşık 300 milyar lira daha eklenecek. Günlerdir sosyal koruma kalkanlarıyla "Zor durumdaki vatandaşa 20,4 milyar liralık destek verdik." diye reklam yapılıyor. Peki, az önce bahsettiğim 300 milyarlık borç kime ödetilecek? Bu paranın büyük bir kısmı işte o "Size 20,4 milyar dağıttık." denilen insanlara ödetilecek. Aradaki 280 milyar nerelere gidecek, kimler ihya edilecek, hangi yandaşlar ceplerini dolduracak? İşte, cevabını aradığımız sorular bunlardır. Bir kez daha altını çiziyorum. Elbette çalışkan milletiz, kaynağımız var, her zorluğu aşarız fakat bunun tek bir yolu var: Harcadığı her kuruşun hesabını bu millete veren bir iktidarla bunu başarırız ve tabii adaletli, hakkaniyetli ve liyakatli bir iktidarla. Bugün ülkemizde böyle bir iktidara sahip miyiz değil miyiz, bunun takdirini milletimize bırakıyorum" ifadelerini kullandı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.