100 yıllık hikaye
SAGEM, Samsun tarihini gün yüzüne çıkarmaya devam ediyor.
Mevlevihane Caddesi'nin giriş bölümünde yer alan ve yıkılan Mevlevihane'nin yeniden inşa edilmesi ve Samsun'a bir kültür hizmeti olarak kazandırılması gerektiğini belirtti. Yaran, yapılacak bu çalışmanın Samsun tarihi ve kültürü açısından çok önemli olduğunu kaydetti.
SAGEM'de 'Çarşamba Buluşmaları'nın bu haftaki konusu; 'Samsun'da Mevlevilik ve Samsun Mevlevihanesi' oldu. Toplantıya, OMÜ İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Cafer Sadık Yaran konuşmacı olarak katıldı. Yaran, Mevlevihanelerin; Mevlevilerin zikir ve ayin yaptıkları mekanlar olduğunu, bununla birlikte, genellikle külliye biçiminde planlandıklarını ve merkezlerinde semahane, çevresinde derviş hücreleri, bacılar kısmı, kütüphane, sebil, türbe, mezarlık, meydan-ı şerif, matbah-ı şerif ve mescit gibi tamamlayıcı unsurların yer aldığını kaydetti.
KARADENİZ BÖLGESİ'NDEKİ TEK MEVLEVİHANE
Aralarında Samsun Mevlevihanesi'nin de olduğu, dünyada bilinen 45 Mevlevihane bulunduğunu dile getiren Cafer Sadık Yaran, Tokat'ın iç bölgede değerlendirilmesi durumunda Karadeniz Bölgesi'ndeki tek Mevlevihane'nin Samsun'da hizmet verdiğini belirtti. şeklinde konuştu.
SAMSUN MEVLEVİHANESİ 1869 YILINDA YANDI
Tarihsel açıdan bakıldığında, Samsun'da en azından 16. Yüzyılın ikinci yarısından, yani 1576 yılından itibaren Mevlevihane bulunduğunun anlaşıldığını, 1852-1853 tarihlerinde de Mevlevihane ve buna ait bir vakıf hamamı bulunduğunun kayıtlarda geçtiğini söyleyen Cefar Sadık Yaran, bir ara mevcudiyetini kaybeden Samsun Mevlevihanesi'nin ikinci defa, 1862'de çıkarılan bir fermanla 1862-67 yılları arasında yeniden yapıldığını kaydetti.
SAMSUN İÇİN KÜLTÜREL KAZANÇ OLUR
Günümüzde bu tür mirasların değerlendirilebileceği dört alanın; müze olmak, cami olmak, kütüphane olmak veya kültür sanat merkezi olmak şeklinde özetlenebileceğini ifade eden Yaran, bu durumun tek ve en yeni istisnasının Yenikapı Mevlevihanesi örneğindeki gibi bir üniversiteye bağlı araştırma enstitüsü olarak hizmet vermek olduğunu belirtti.
100 YIL SONRA HASİP DEDE'NİN HAYALİ GERÇEKLEŞEBİLİR Mİ?
Mevlevihanenin yeniden inşası için eskiden bulunduğu yerin veya bahçesinin bugün de yeniden inşa için uygun durumda bulunduğunu kaydeden Yaran, Şu günlerde Mevlevihane caddesinin sağ tarafında kalan ve eski sigara fabrikası ile Tekel müdürlüğü binasının bahçeleri konumunda olan alanın daha önce Mevlevihane binası veya bahçesine ait olduğu anlaşılmaktadır. Şimdilerde bu alanın altının otopark yapıldığı, üstünün ise yeşil alan olarak bırakılacağı söylenmektedir. Dolayısıyla, yeşil alan olarak kalacak bu geniş alanın uygun bir yerine zaten orijinal hali de pek büyük olmayan Mevlevihane binasının yapılması burası ile ilgili planları hiç bozmadığı gibi buranın kültürel, tarihsel, turistik ve kentsel değerini de oldukça artıracaktır. dedi.
ŞEHRE KATKILARI SAYMAKLA BİTMEZ
Yaran konuşmasını şöyle sürdürdü: Mevlevihane'nin yeniden inşadan sonra, nasıl kullanılacağı ayrıca düşünülebilecek bir husustur. Öteki şehirlerdeki benzerlerinden biri gibi bir müze, cami/mescit, kütüphane veya kültür-sanat merkezi olabilir. Bununla birlikte, bize göre en güzel ve en yararlı olacak projenin örneği, Yenikapı Mevlevihanesi'nin bugünkü durumunu model almakla gerçekleştirilebilir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.