"UMUTLAR TÜKENİYOR ZİYA ÖĞRETMENİM"

Eğitim çalışanlarının yaşadığı zorluklara değinen Memur Sen - Eğitim Bir Sen Samsun 1 Nolu Şube Başkanı Hamdi Yıldız, "Böyle adalet olmaz Sayın Bakan Ziya Öğretmenim. Milli Eğitim Bakanı değil de şu an öğretmen olsaydınız, maaşınızı hak etmek için sınıf öğretmenliği yapsaydınız, bunun için 18 saat derse girecektiniz. Branş öğretmenliği yapsaydınız 15 saat derse girecektiniz. Hafta sonu yada hafta içi öğrencileriniz için kursta derslere girerek faydalı olmak istediğinizde eğer destekleme kursu ise ücretiniz %100 artırımlı olacaktı ama sınıf öğretmeni olarak yada destekleme kursu dışında aynı işi yapan bir öğretmen olarak çalışsaydınız normal ücret alacaktınız. Daha da garip olanı idareci olsaydınız bu kursların bütün sorumluluğu iş takibi hazırlığını sadece 2 saat ücret karşılığında yapacaktınız.  Hele okullarda ücretli çalışsaydınız haftada 30 saat ücrete tabi olacaktınız. Aynı odayı paylaşacaktınız aynı işi yapacaktınız aynı teri akıtacaktınız ama aynı ücreti alamayacaktınız.  Öğretmenlik yaparken rahatsızlanır ve iki gün okula gelemez iseniz sevk aldığınız için hastalandığınız için cezalandırılacak ve o hafta ücret de alamayacaktınız.  Okul öncesi öğretmen olarak çalışmış olsaydınız 5 saat aralıksız temel insani ihtiyaçlarınızı dahi karşılamayı risk alarak giderecektiniz.  Birde bu işleri yaparken bazı kendini bilmezlerin hakaretleri şiddetlerine maruz kalacak ama müşteri memnuniyeti ! “müşteri daima haklıdır “ yapanın, iftira atanın darp edenin şikayet edenin yanına kar kaldığı sistemin mağduru olacaktınız. Ya bir okulda hizmetli memur olsaydınız görev tanımınızın olmadığı ne verilirse yapmak zorunda kaldığınız  fazla mesai karşısında ücretinizi alamadığınız hafta sonu kurslarda görev verilip ücretinin verilmediği biri olarak çalışacaktınız. Sınavlarda tüm hazırlıkları  siz yapacak, sonrasında Okulu tekrar eğitim öğretime siz hazırlayacaktınız fakat aldığınız ücret komik bir rakam olacaktı. Şef olarak çalışsaydınız bir taraftan aynı işi yapan farklı kurumlardaki arkadaşlarınızdan daha az aldığınız ücretin bir taraftan devletinize memuriyeti en düzgün şekilde yapma isteğinizin çatışmasını yaşayacaktınız. Eğitim öğretimin her kademesinin bir bütün olarak değerlendirilmeli. Hizmetlisinden memuruna şefine öğretmenine idarecisine MEB uygulamalarında adil personeli için hükümete tekliflerde kapsayıcı olmalı birini diğerinden ayıran diğer bakanlıklarda çalışanlardan geride tutulan yaklaşımlar güven kaybına çalışma şevkinin azalmasına neden oluyor" ifadelerini kullandı.

"BİZİ ANLAR DİYE BEKLEDİLER"
Daha sonra taleplerini belirten Yıldız, şu şekilde devam etti: "Eğitim Öğretim ödeneği tüm çalışanlara verilecek şekilde düzenlenmeli.  3600 ek gösterge bir an önce kamu çalışanına adil bir şekilde yansıtılmalı. Vergi diliminden kaynaklı mağduriyet  öğretmenler için  ek ders ücretleri hariç hesaplanarak giderilmeli. Uzman öğretmenlik adaletsizliği kariyer planlaması İle tüm öğretmenlere geçmişe dönük mali olarakta giderilecek şekilde düzenlenmeli. Eğitimciye şiddetin caydırıcı bir yasal düzenlemeye kavuşturularak öğretmenin itibarını artıracak koruyucu bir yasal düzenleme bir an önce yapılmalı. 80 ihtilali ürünü kılık kıyafet yönetmenliğinin bir an önce Özgür ve gelişen büyüyen Türkiye’nin kamu çalışanına hitap eden şekliyle düzenlenmeli. Sözleşmeli öğretmen ücretli öğretmen değil kadrolu öğretmen olarak aynı işi aynı istihdam şekli ile yapan öğretmen olmalı. Yardımcı hizmetler sınıfı birçok personelimiz genel idari hizmetli sınıfında çalıştırılıyor bu sınıf ayrımı ortadan kaldırılmalı. Üünvan değişikliği düzenli olarak yapılmalı okullarda müdürlerimiz, müdür yardımcılarımız okullarımızın temel ihtiyaçlarının giderlerinin karşılanması için el açan dilenciliği sponsorluk adı altında yapmasından kurtaracak okul bütçelerinin ivedilikle oluşturulmalı. (okullara sınıf ve öğrenci başı belirlenen bir aylık temizlik giderinin bile karşılamayan göstermelik bir uygulama olmamalı) Bunlar gibi daha yazılacak birçok sorunu yaşayan bölümlerde çalışan olsaydınız hep bekleyecektiniz bizim gibi içimizden bir bakanımız olduğunda bizim yaşadıklarımızı sıkıntılarımızı bilir bunlara çözüm üretir diye. Öğretmen arkadaşlarımız, eğitim çalışanlarımız bizi en iyi Ziya öğretmenimiz anlar diye umutla beklediler. Umutlar tükeniyor 
Ziya öğretmenim."