Türk Eğitim Sen’den iş bırakma kararı

Türk Eğitim Sen’den iş bırakma kararı
Türk Eğitim Sen Samsun Bir Nolu Şube Başkanı Levent Kuruoğlu 24 Eylül'de bir günlük iş bırakma kararı aldıklarını söyledi.

Türk Eğitim Sen'in yönetici kıyımını durdurmak için verdiği mücadele aylardır devam ediyor. Devletin paralel yapıyı durdurmak için yaptığı çalışmalar okul müdürlerinden müdür yardımcılarına, il milli eğitim müdürlerinden ilçe milli eğitim müdürlerine, il milli eğitim müdür yardımcılarından MEB'de üst yüzey yöneticilerine kadar indirmiştir.

Konu hakkında düşüncelerini dile getiren Levent Kuruoğlu” Bu kıyım, okullarda 4 yılını dolduran müdürlerle başladı, müdürlerin kendi ekiplerini oluşturması ile devam ediyor ve ilk defa ve yeniden müdür görevlendirmeleriyle son bulacak. Görev süresi uzatılacak müdürler belirlenirken, okul müdürlerine kendilerini hiç tanımayan görevinde vekâleten bulunan ilçe milli eğitim müdürleri ve sadece 2-3 aydır görevlerinde olan şube müdürleri tarafından düşük puanlar verildi. Mesai arkadaşları tarafından tam puan alan müdürlere, MEB yetkilileri tarafından düşük puanlar verilerek, onların görev süreleri uzatılmadı. MEB yetkilileri bu puanları sipariş listeler aracılığıyla verdi. Kısacası AKP ilçe teşkilatları ile el ele veren malum sendika; torpili, adam kayırmayı layıkıyla yerine getirdi. Üstelik puanlamalarda öyle trajikomik olaylar da yaşandı ki; ölen insanlara 100 puan verdiler, belediye başkan yardımcısına, kurum değiştirenlere, emekli olanlara 75 ve üzerinde puan verdiler, hatta Samsun'da geçici ilçe müdürleri bile kendilerine 100 tam puan verdi.
Okullarda bir başıboşluk, düzensizlik, ne yapılacağını bilememe durumu söz konusu. Müdürlerin kendi ekiplerini oluşturacağı da düşünüldüğünde, müdür başyardımcıları ve müdür yardımcıları diken üstünde. Çoğu müdür kendi istediği kişiyle çalışacak ve müdür yardımcılığı ve müdür başyardımcılığı kadrolarında da kayırmalar yaşanacak. İlk kez göreve atanacak müdürler ile ilgili de süreç başlıyor. Burada sözlü sınav belirleyici olacak. Yani yine adam kayırma, siyaset-sendika ilişkileri, kişiye özel muameleler ön planda olacak “ sözlerini söyledi.

Konunun Anayasa Mahkemesine taşındığını dile getiren Kuruoğlu; eğer Anayasa Mahkemesinden de bir karar alamazlarsa sorunu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşıyacaklarını belirtti. Kuruoğlu “HSYK seçimleri öncesinde hâkim ve savcılara 1155 TL zam yapılacağı bildirilmektedir. Öğretmenleri, eğitim çalışanlarını, akademisyenleri, üniversite çalışanlarını, diğer memurları, asgari ücretlileri, emeklileri görmeyenlerin, oy devşirmek uğruna hâkim ve savcıları görmesi nasıl bir adalettir? Öğretmenler ve eğitim çalışanlarının sosyal statüsü ve itibari giderek azalmaktadır. Özelleştirme mağduru 23 bin 4/C'li hala iş güvencesinden, özlük haklardan yoksun, düşük ücretlerle çalıştırılmaktadır. 4/C'liler hala kadro beklemektedir. Angarya bir iş olan nöbet uygulamasında 6 saat ek ders talebimize kulak tıkanmıştır. Üniversitelerde anti-demokratik uygulamalar üniversite çalışanlarını ve akademisyenleri bezdirmiştir. Üniversiteler katılımcılıktan uzak bir şekilde yönetilmektedir. Taşeronlaşma öylesine artmıştır ki, iktidar, adeta devlet memurluğu kavramını kaldırmaya ant içmiş bir görüntü içindedir” dedi.

Kuruoğlu “Bilinmelidir ki; iş bırakma eylemi sendikal faaliyetler kapsamında demokratik bir haktır. Dolayısıyla ulusal ve uluslararası düzenlemeler, yargı kararları doğrultusunda; sendikanın aldığı karar uyarınca iş bırakma eylemine katılan sendika üyesi çalışanlara ceza verilemez. Dolayısıyla meslektaşlarımız korkmadan, çekinmeden, tehditlere boyun eğmeden bu eyleme katılmalıdır.
Öte yandan velilerimize de şu çağrıyı yapmak istiyoruz: Sadece eğitim çalışanlarının değil, çocuklarımızın da geleceği tehdit altındadır. TEOG yerleştirmelerinde yapılan hatalar, öğretmen ve derslik açığı, ücretli öğretmenlerin derslere girmesi, birleştirilmiş sınıf uygulaması, okullarda ikili eğitim yapılması, eğitimin niteliğinin, kalitesinin azalması, kendi yağıyla kavrulan devlet okullarına ödenek ayrılmamasına rağmen özel okullara teşvik verilmesi; okulların liyakatten, bilgiden, tecrübeden yoksun insanlara teslim edilmesi Türk milli eğitimi için en tehlikeli hususlardır. Şundan emin olunmalıdır ki, biz daha iyi bir eğitim hizmeti verebilmek için sesimizi yükseltiyoruz. Bu nedenle 24 Eylül tarihinde Samsun'da çocuklarınızı okula göndermeyerek, bu eylemimize siz de destek verin. 24 Eylül'de öğretmenlerimizin, okul yöneticilerinin, eğitim çalışanlarının hak arama mücadelesine katkıda bulunun.Eyleme herkesin destek vermesini istiyoruz. Bu noktada eğitim çalışanlarının birlikteliği çok önemlidir. Unutulmamalıdır ki; eğer bir ve beraber olursak, sesimizi yüksek perdeden duyurursak, kenetlenirsek, sağlam bir irade ortaya koyarsak, o zaman yanlışlıklara, haksızlıklara, adaletsizliklere dur demek mümkün olabilecektir. “ söyledi.



HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.