ARAP BAHARI HALEN TAMAMLANMADI

ARAP BAHARI HALEN TAMAMLANMADI
SAMSUN Ondokuz Mayıs Üniversitesi'nde (OMÜ) düzenlenen panelde konuşan Uludağ Üniversitesi öğretim üyesi ve Stratejik Araştırma Danışmanı Doç. Dr. Ferhat Pirinççi, Ortadoğu ülkelerinin farklı toplumsal yapılara sahip olduklarını belirtti.

"Arap Baharı bağlamında bakarsak, halen tamamlanmamış olduğunu ve hatta bazı ülkelerde başlamamış olduğunu görürüz. Türkiye için istikrar kelimesi Ortadoğu politikasını özetlemektedir. Bu sürecin sonunda en karlı çıkabilecek ülkeler arasında Türkiye bulunmaktadır" dedi.

OMÜ Etik Öğrenci Topluluğu tarafından düzenlenen ve Dışişleri Bakanlığı Stratejik Araştırma Başkan Vekili Doç. Dr. Mesut Özcan, Uludağ Üniversitesi öğretim üyesi ve Stratejik Araştırma Danışmanı Doç. Dr. Ferhat Pirinççi, Sakarya Üniversitesi öğretim üyesi ve Stratejik Araştırma Danışmanı Yrd. Doç. Dr. Murat Yeşiltaş'ın konuşmacı olarak katıldığı 'Değişen Dünya Dengeleri ve Türk Dış Politikası' başlıklı panel, OMÜ Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlendi. Panele Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Halis Ölmez ve Prof. Dr. Mahmut Aydın, OMÜ Tıp Fakültesi Başhekim Prof. Dr. Mustafa Bekir Selçuk, öğretim üyeleri ve çok sayıda öğrenci katıldı. Konuşmasında Türk dış politikasının genel çerçevesini anlatan Sakarya Üniversitesi öğretim üyesi ve Stratejik Araştırma Danışmanı Yrd. Doç. Dr. Murat Yeşiltaş, dış politikada öncelikle siyasal akıl üretmenin çok önemli olduğunu belirterek, "Bu akıl yürütme dış stratejimizi ve angajmanlarımızı doğrudan etkilemektedir. Türkiye açısından son 10 yılı değerlendirecek olursak, 3 alan çok önemli. Özellikle uluslararası sistem bir süreçten geçiyor. Bu değişim ve dönüşümde diğer ülkelerinde yaptığı gibi kendini yeniden konumlandırıyor. Ama bu konumlandırmayı kendinizi dönüştürerek yapmalısınız. Öncelikle bu süreci anlamakla bu işe başlarsınız. İkincisi bu sürece intibak etmek, üçüncüsü ise bu intibak sürecinde kendinizi konumlandırmanızdır. Çok hızlı değişen bu süreçler içerisinde öngörülemez sonuçlar ortaya çıkabiliyor. 11 Eylül bunun önemli örneklerinden biridir. Bunun gibi süreçlere dış politikada verebileceğimiz 3 temel tepki vardır. Ya sistemin oluşturduğu etkilere dahil olmak yerine sistemin sonuçlanmasını beklemek ya stratejik kısa dönem angajmanlara girmek ya da o dönüşümün içine intibak etmektir" diye konuştu.

Bütün bölgesel dinamiklerin ciddi bir değişime uğradığını söyleyen Yrd. Doç. Dr. Yeşiltaş, "Dolayısıyla böyle bir dış siyaset ortamındaki ortamda, iç siyaset dış siyaseti etkileyebilir. Türkiye 2002'den beri bambaşka metotlar kullanmaktadır. Bunun en büyük örneklerinden biri, Türkiye'nin bütün ülkelerin temsilcilik sıralamasında bile 7'nci sırada olmasıdır" dedi.

BU SÜRECİN SONUNDA EN KARLI ÜLKE TÜRKİYE

Türkiye'nin Ortadoğu politikası hakkında konuşan Uludağ Üniversitesi öğretim üyesi ve Stratejik Araştırma Danışmanı Doç. Dr. Ferhat Pirinççi, "Türkiye'nin dış siyasetine Ortadoğu düzleminde bakarsak, Ortadoğu ülkelerinin heterojen bir yapıya ve farklı toplumsal yapılara sahip olduklarını görürüz. 'Arap Baharı' bağlamında bakarsak, halen tamamlanmamış olduğunu ve hatta bazı ülkelerde başlamamış olduğunu görürüz. Türkiye için istikrar kelimesi Ortadoğu politikasını özetlemektedir. Bu sürecin sonunda en karlı çıkabilecek ülkeler arasında Türkiye bulunmaktadır" diye konuştu.

TÜRKİYE'NİN GERÇEK MANADA AB İLİŞKİLERİ 1980'Lİ YILLARDA BAŞLADI

Türkiye'nin Avrupa Birliği ile ilişkileri hakkında bilgi veren Dışişleri Bakanlığı Stratejik Araştırma Başkan Vekili Doç. Dr. Mesut Özcan ise, ülkemizin Avrupa Birliği ile gerçek manadaki ilişkisinin 1980'li yıllarda başladığını ifade etti. Bu süreçte sadece ekonomik değil, siyasi bir entegrasyondan da bahsedebileceklerini belirten Doç. Dr. Özcan, 1999 yılının ülkemizin AB ile ilişkilerinde kırılma noktası olduğuna dikkat çekerek, "Çünkü bu tarihte Türkiye'nin adaylık serüveni başlamış bulunmaktadır. O tarihten bu yana Türkiye çeşitli reformlar yapıp üyelik adına çalışmalarda bulunmaktadır. Türkiye'nin müzakerelere başlama noktasında bile AB ilkeleri arasında çok ciddi görüş ayrılıkları bulunmaktaydı. Bu görüş ayrılıkları sonrasında da kendini hissettirdi. Kabaca 2 temel zorluktan bahsedebiliriz, bunlardan birincisi bazı ülkelerin kültürel temeller üzerinden muhalefeti, bir diğer sorun ise Kıbrıs konusu ve Kıbrıs Rum Kesimi'nin sorun çıkarmasıdır" diye konuştu.

Panel öğrencilerden yöneltilen soruları cevaplanmasının ardından günün anısına konuşmacılara plaket takdim edilmesiyle sona erdi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.