Haftanın filmleri

Haftanın filmleri
Ulak, Ben Efsaneyim, Don Kişot ve Red Kit Batıya Hücum gösterimde

Umut İnci

Bu hafta gösterime tam dört film giriyor. "Babam ve Oğlum" ile hem gişeleri hem de yürekleri sallayan Çağan Irmak, bu sefer mitolojik bir hikayeyle ama yine benzer bir kadroyla Samsun seyircisinin karşısına çıkıyor ve "Ulak" adlı filmiyle perdede yerini alıyor. Haftanın iddialı filmi bir Amerikan yapımı olan "Ben Efsaneyim / I am Legend". Will Smith ile birlikte fütüristik bir maceranın içine dalarken, hikayenin gizemiyle de boğuşmaya hazırlanıyoruz. Ama biraz da rahatlamak ve gülmek isteyenler de unutulmamış bu hafta. İzleme şansına erişeceğimiz iki animasyon filmi ile yarıyıl tatiline giren çucuklar ve hala içindeki çocuğu unutmayanlar hoşça vakit geçirecek . Özellikle Türkçe seslendirme kadrolarıyla dikkat çeken bu iki film, "Don Kişot" ve "Red Kit Batıya Hücum"

BABAM VE OĞLUM'UN ÜZERİNE İNŞA EDİLEN YENİ EFSANE: "ULAK"

Çağan Irmak'ın yönettiği ve Çetin Tekindor, Hümeyra, Yetkin Dikinciler ile Şerif Sezer'in oynadığı Ulak, bugün gösterime giriyor. Zamansız ve mekânsız bir öykü... Film, düzeni yekten bozulmuş bir köye, köy köy dolaşan bir seyyahın, Zekeriya'nın gelişiyle ve beraberinde getirdiği sırlarla başlar. Zekeriya ile gelen sırlar, köye geri dönülmez bir değişim yaşatacaktır. Filme adını veren “Ulak İbrahim”, bugünden itibaren seyirciye yüzünü gösterecek ve tüm sırlar su yüzüne çıkacak… Ulak 7 haftalık bir çekim sürecinde tamamlandı. “Babam ve Oğlum” ile Türk Sinemasında yeni bir dönem başlatan senarist - yönetmen Çağan Irmak yoğun bir şekilde yeni filmleri “Ulak” ile vizyonda. “Asmalı Konak”, “Çemberimde Gül Oya” gibi diziler ve “Mustafa Hakkında Herşey” adlı filmiyle de tanınan Çağan Irmak, birbuçuk yıl önce “Babam ve Oğlum”dan hemen sonra yazdığı senaryosunu hayata geçirmek için uygun zamanı beklemekteydi. Türk sinemasına farklı ve özgün bir prodüksiyon olarak hazırlanan filmin hikâyesi gereği özel bir köy kuruldu. Yüzlerce kostüm hazırlandı. Geniş, panoramik formatta çekilecek olan filmin konusu, “cesaretin ve gerçeğin peşine düşmüş bir hekimin hikâyesi” olarak özetlenebilir. Filmin müziklerini “Babam ve Oğlum” ile “Bir Tutam Baharat” filmleriyle yakından tanıdığımız Evanthia Reboutsika hazırladı. “Geçmiş çağlara ait bir intikam hikâyesi” olarak da anılan “Ulak”ın Çağan Irmak yönetiminde çok çekici ve şık bir seyirlik olacağı belirtiliyor.

DÜNYANIN HAYATTA KALAN SON İNSANI... YALNIZ DEĞİL: "BEN EFSANEYİM"

Robert Neville çok başarılı bir bilim adamıdır, ama o bile, durdurulamayan, tedavi edilemeyen, insan yapımı o korkunç virüsü kontrol altına alamamıştır. Her nasılsa virüse bağışıklık gösteren Neville, New York şehrinden, hatta belki dünyadan arta kalan yerde, hayatta kalmış tek insandır. Neville üç yıl boyunca inancını yitirmeden her gün telsiz mesajı göndererek, umutsuz bir şekilde, hayatta kalmış başka insanlar bulmaya çalışır. Ama yalnız değildir. Salgının mutanta dönüştürdüğü kurbanlar, yani “Virüslüler” karanlıkta pusuya yatmış, Neville'in her hareketini izlemekte, ölümcül bir hata yapmasını beklemektedirler. Belki de insanoğlunun son ve en iyi umudu olan Neville'i ayakta tutan tek şey kendine düşen görevi yerine getirme arzusudur: Kendi kanını kullanarak virüsün etkilerini tersine çevirecek bir tedavi bulmak. Ama karşısındakilere karşı sayıca az olduğunu bilmektedir... ve zamanı da hızla tükenmektedir. Filmin yönetmenliğini Frances Lawrance yaparken, bu hızlı aksiyondaki baş kahramanımızı Will Smith canlandırıyor.

CERVANTES'İN ROMANINDAN, KAHKAHA VE ALKIŞLARLA: "DON KİŞOT"

İşte size gerçek bir macera komedisi. Eşek Rucio (ki herkes ona Sıpa Hote der), Don Kişot'un gerçek hikayesini anlatırken, gerçekte deli olmadığını, aslında çok zeki, tutkulu ve hevesli olduğu düşüncesini savunuyor. Don Kişot'u, yardımcısı Sanço Panço'yu (Kişot'un en yakın dostu ve kasabanın en zengin adamı), Sanço'nun eşeği Hote'yi (günün birinde at olabilmeyi düşlemektedir) ve gerçek bir atı, Kişot'un sadık atı Rozinante'yi (ahırından çıkmaktan nefret eder) Ay Şövalyesi ile yüzleşmeye giderken seyrederiz. Eğer Kişot düelloyu kazanırsa tek aşkı Dulcinea'nın gerçek kimliğini öğrenecektir. Fakat yol boyunca, Kişot'un kader ile randevusunu durdurmak isteyen bir takım kötü kişilerle de karşılaşacağız. Okan Bayülgen, Halil Ergün, Ali Poyrazoğlu ve Hümeyra da sesleriyle bize bu komik macerada eşlik edecekler. “Don Kişot”, Sancho'nun eşeği Rucio'nun anlatımıyla bir ikinci maceraya sürüklenirken düşleri ve yüreği en zengin edebiyat karakterlerinden biri ile onun sadık dostlarını sihirli bir unutulmazlık zırhıyla kuşatan Cervantes'i tekrar hayranlıkla andığınız, seyri çok zevkli 'geniş ekran' animasyon: Londra Senfoni Orkestrası'nın icra ettiği müziğeyse bayılacaksınız!

RED KİT BATIYA HÜCUM

New York, 1855. Red Kit, Daltonları bir kez daha yargılanmaları için batıya götürmektedir. Her zamanki gibi kaçarlar ve birçok banka soyarlar. Joe Dalton çaldıkları paraları Kaliforniya'ya doğru yolculuk eden bir göçmen kervanına saklar. Red Kit yine peşlerine düşer. “Red Kit: Batıya Hücum”, western temalarının / figürlerinin / unsurlarının sessiz sinema geleneğinden damıtılan bir mizahla hareketli bir yol serüvenine dönüştürüldüğü, hem çizgi romanın özüne sadık, hem de yenilikler içeren, bir 'herkes için' eğlence: Canlandırma sineması -kuşkusuz- en zor ve en kolektif yaratı içeren sanatların başında geldiğinden, bu tür 2D ve 3D bileşimi içeren başarılı örneklerinden. Özellikle tutkunları görmeli. Seslendirme kadrosunda ise Peker Açıkalın da yer alıyor.