ÇEKİÇ SESİ O'NA MÜZİK GİBİ GELİYOR

ÇEKİÇ SESİ O'NA MÜZİK GİBİ GELİYOR
Bakırcılar Çarşısı esnafından 67 yaşındaki Namık Sağlam, 12 yaşında başladığı mesleğini sürdürüyor

"Çekiç sesleri bana melodi gibi geliyor"

Samsun'un Vezirköprü ilçesinde çekiç seslerinin susmadığı Bakırcılar Çarşısı esnafından 67 yaşındaki Namık Sağlam, 12 yaşında başladığı mesleğini sürdürüyor

Samsun'un Vezirköprü ilçesinde çekiç seslerinin susmadığı Bakırcılar Çarşısı'nda üçüncü kuşak olarak bakırcılık yapan 67 yaşındaki Namık Sağlam, 12 yaşında başladığı mesleğini emekli olmasına rağmen devam ettiriyor.İlçe merkezinde bulunan tarihi Bakırcılar Çarşısı'nda sayıları giderek azalan bakır ve kalay ustaları, bütün zorluklarına rağmen babadan ve dededen kalma mesleklerini sürdürüyor.Çarşıdaki ustalardan Namık Sağlam, 21 yıl önce emekli olmasına rağmen elindeki çekicini düşürmüyor. Sağlam, her gün sabah erken saatlerde başladığı işinde yaklaşık 10 saat çalışıp iki bakır kazan üretiyor.Sağlam, mesleğini babasından öğrendiğini, ailede bakırcılık yapan üçüncü kuşak olduğunu söyledi.Mesleğe 12 yaşında başladığını belirten Sağlam, ömrünün çekiç sesleri arasında geçtiğini, bu seslerden hiç bıkmadığını ifade etti."Bu iş bizim ata mesleğimiz, 55 yıldır çalışıyorum. Çekiç sesleri bana melodi gibi geliyor." diyen Sağlam, sağlığı elverdiği sürece mesleğini yapacağını vurguladı.

Sadece cenazenin geçişi sırasında çekiç sesleri susuyor
Bakır kazanları çekiciyle belli bir ritimle döven Sağlam, çarşıdaki çekiç seslerinin sadece cenazenin geçişi sırasında durduğunu anlattı.Eskiden bakır kapların yaygın kullanıldığını söyleyen Sağlam, bakırın tahtını önce alüminyum kaplara, sonra da çeliğe kaptırdığını, bu nedenle işlerinin azaldığını aktardı.Şimdilerde kırsal kesimde bakır kazanların düğün yemekleri, pekmez, konserve, salça ve peynir yapımı gibi amaçlarla kullanıldığı için talep gördüğünü aktaran Sağlam, şöyle devam etti:"Eskiden bakır kapları yetiştiremezdik. Çorum'dan hazır alır satardık. Bir bakır kazan 500-600 lira. Alüminyum kaplar çıktı o da 100 lira. O yüzden bakır kaplar pek alınmıyor. En sağlıklısı bakır kaptır. Bakırda pişen yemeğin lezzetini hiçbir şey vermez. Eskiden ufak tencere, bakraç yapardık. Onlar bitti artık satılmıyor."Sağlam, sabah erken saatlerde çalışmaya başladığını belirterek, "Sabah bakır levhaları kaynakla birleştirdikten sonra çekiçle ona şekil veriyorum. Bu işlem uzun sürüyor. Günde iki tane kazan yapabiliyorum. Kulpları takılıp kalaylandıktan sonra satıyoruz." diye konuştu.Sağlam, kendisinden sonra ailede bakırcılık mesleğini sürdürecek kimsenin kalmadığını, mesleğin ailede son temsilcisi olduğunu sözlerine ekledi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.