Bu filmler kaçmaz!

Bu filmler kaçmaz!
Ödüllü filmler gösterimde

Umut İnci

Bu hafta sinemaya gitmeyi düşünüyorsanız eğer, iki seçeneğiniz daha olduğunu unutmayın. "Kelebek ve Dalgıç" ile hayalgücünün, yaşama yeniden dört elle sarılmanızını sağlayabileceğini keşfedebilir ya da "Ölüm Bekçisi" ile her gün yeniden ölmenin sıradışı hikayesine tanık olabilirsiniz.

Altın Küre ödüllerinde en iyi yabancı film ödülünü kazanan "Kelebek ve Dalgıç / Le Scaphandre et le papillon" ve ne tür bir belayla karşı karşıya olduğunu çözene kadar her gün yeniden ölmek zorunda kalan adamın hikayesini anlatan "Ölüm Bekçisi / The Deaths Of Ian Stone" bu haftaki bol film seçenekleri arasında tercih edilebilecek iki yeni film olarak göze çarpıyor.

HAYALLERİN GÜCÜ ÜZERİNE BİR BAŞYAPIT: KELEBEK VE DALGIÇ

1995 yılının 8 aralık günü, Elle dergisinin 43 yaşındaki karizmatik editörü Jean Dominique Bauby, ani bir beyin kanaması sonucu felç geçirir ve hayatı sonsuza dek değişir. Komada kaldığı 20 günün sonunda uyanan Jean Dominique, kendini vücudunun içerisinde hapsolmuş olarak bulur. Artık dış dünyayla tek iletişim yolu kırpabildiği sol gözüdür. Hayata eşsiz bakış açısıyla, Jean Dominique kendine yepyeni ve zengin bir dünya yaratır. Çünkü sol gözü dışında felç olmayan 2 şey daha vardır. Hayal gücü ve anıları...

Harflerin kullanım sıklığına göre düzenlenmiş bir alfabeyi kullanarak sol gözünün yardımıyla asistanına “Kelebek ve Dalgıç Giysisi”ni yazdıran Bauby'nin romanı Türkçe de dahil olmak üzere pek çok dile çevrilmişti. Bu gerçek yaşam hikâyesinden yola çıkarak romanı sinemaya uyarlayan yönetmen Julian Schnabel, duygularını dış dünyaya bedeniyle yansıtamayan Bauby'nin iç dünyasını çarpıcı biçimde beyaz perdeye aktarıyor.

“Kelebek ve Dalgıç”, bedenimiz, bir gün gelip dalgıç giysisine hapsolmuş gibi tümüyle dursa da, sadece sol göz kapağımızı oynatarak bile kelebek özgürlüğünde, düşlerimiz ve anılarımızla hayatı yeniden, capcanlı yaşayabilmemizin pekâlâ mümkün olabileceğini öykülemeye yeni bir soluk kazandırarak etkili bir sinema diliyle anlatıyor. Eğer ölüm korkunuz baskınsa, bu filmi izledikten sonra bu korkunuzu aşma yolunda ilerleme sağlayabilirsiniz. Julian Schnabel, bu herkesi şaşkına çeviren başyapıtıyla tüm otoriteleri şaşırtıp yabancı film dalında Altın Küre'yi kapmıştı. Şanssızlığıysa Hollywood yazarlarının greviyle törenin iptal edilmesi oldu. Ama yine de Oscar ödüllerinin en büyük habercisi olan Altın Küre'de; Ang Lee'nin "Dikkat,Şehvet"i ve Romanya yapımı, adından çok söz ettiren "4 Ay Üç Hafta 2 Gün"ü altetmesi bir anda dikkatlerin bu filme çevrilmesine neden oldu. Daha önce bu ödülü almış olan "Amelie" kadar fantastik, Javier Bardem'in muhteşem performansıyla hafızalara kazınan "İçimdeki Deniz" kadar da dramatik bir yapıya sahip olan "Kelebek ve Dalgıç" bu hafta Samsun seyircinin ilgisine mazhar olmayı fazlasıyla hak ediyor. Filmdeki karakterlere ise Fransız sinemasının önde gelen isimleri Mathieu Amalric, Emmanuelle Seigner ve Marie-Josée Croze hayat veriyor.


ÖLÜMLERDEN ÖLÜM BEĞEN: ÖLÜM BEKÇİSİ

Ian Stone (Mike Vogel), güzel bir yaşamı ve onu seven Jenny (Christina Cole)  adlı sadık bir sevgilisi olan bir gençtir. Buz hokeyinde kaybettiği maçtan sonra gece geç saatte eve dönerken, şaşırtıcı bir şey keşfeder. Demiryolundaki geçidin yakınında, cesede benzeyen bir şeyle karşılaşır. Ian bu tüyler ürperten şeyi incelerken "ceset" tarafından saldırıya uğrar. Ceset onu zorla demiryoluna sürükler ve gelen trenin altında kalır.

Ian, Yaradan'la tanışmayı beklerken, takım elbise içinde bir büroda uyanır. Hayattadır ve çekici ama esrarengiz bir kadın olan Medea'yla (Jaime Murray) birlikte yaşıyordur. Jenny hâlâ hayatındadır ama artık sevgilisi değil, bir iş arkadaşıdır. Hayatındaki pek az tanıdık yüzden biridir. Ian kısa süre sonra takip edildiğini fark eder. Görünüşe göre herkesin en büyük kâbusunu yaşamaktadır. Peşindekiler onu tekrar öldürmeden önce, bulunduğu durumu anlayana kadar her gün tekrar tekrar ölüp dirilecektir.

“Ölüm Bekçisi”, modern makyaj etkilerinin yaratılmasında önemli role sahip birkaç isimden biri olan Stan Winston ile ekibinin ağırlığını koyduğu ve korkularımızdan beslendiği için bir solukta izlenen bu fantastik korkuda Aşkın gücünün tüm korkularınızı bastırabileceği de özellikle vurgulanıyor. Bu ilginç hikayeyi Dario Piana yönetirken, başrollerde Mike Vogel, Jaime Murray ve Christina Cole seyredilebilir.