120'yi kaçırmayın

120'yi kaçırmayın
Murat Saraçoğlu ile Özhan Eren'in yönettiği ve Özge Özberk, Cansel Elçin, Burak Sergen ile Emin Olcay'ın oynadığı ve Sarıkamış Savaşı'nın hiç bilinmeyen bir öyküsünü anlatan "120", bugün Samsunlu sinemaseverlerle buluşuyor.

VAN, 1915. AYLARDAN OCAK

Birinci Dünya Harbi'nin ilk ayları. Eli tüfek tutan herkes Ruslarla ölüm kalım harbindeyken sınır birliklerinde cephane tükenir. Vanlı çocuklar gönüllü olurlar, yaşları 12 - 17 arasında değişen 120 isimsiz kahraman çocuk. Cephaneyi sırtlanırlar, karlı dağlarda günlerce, gecelerce yürürler. İsimleri unutulmuş olsa da bu büyük yolculuğu gerçek bir kahramanlığa dönüştüren gençlerin öyküsü.

O günler, ülkemizin büyük toprak kayıpları ve milyonlarca insanımızın da büyük perişanlıklar yaşamasına neden olan Balkan Harbi'nden henüz kurtulduğumuz günlerdir, yaralarımızı sarıp ülkemizi feraha çıkartmaya çalıştığımız barış günleridir.

EVLİLİK HAYALİ SAVAŞLA GÖLGELENİYOR

İşte o günlerde henüz hayatının baharındaki Münire (Özge Özberk), lise müdürü olan babası Cemal öğretmen (Emin Olcay), kendisinden sadece birkaç yaş küçük olan iki erkek kardeşi Mehmet ve Mustafa'dan oluşan ailesiyle Van'da mesut ve mütevazı bir hayat yaşamaktadır ve nişanlısı Süleyman Teğmen (Cansel Elçin) ile çok yakında evlenecektir. Fakat bu mutlu günler çok sürmez, Ağustos 1914'te Avrupa'da Birinci Dünya Harbi'nin başlamasıyla birlikte ülkemizde de seferberlik ilan edilir. Varını yoğunu ordusu emrine veren halk, çocuklarını da askere gönderir, Süleyman Teğmen de cepheye gider.

Kasım 1914'te Rusların taaruzu ile harp ülkemize de sıçrar, Sarıkamış Harbi'nin başlamasıyla birlikte çatışmalar daha da yoğunlaşır. Sınır bölgesinde harp etmekte olan ve Süleyman Teğmen'in de yer aldığı Jandarma Tümeni'nden o günlerde Van'a gelen acil bir telgraf, süratle cephane yetiştirilmediği takdirde harbin ve Van şehrinin tehlikeye gireceğini bildirmektedir.

CEPHANE TAŞINMAK ZORUNDA

Ancak o günlerde Van karlar altındadır. Şehrin dışında kar kalınlığı iki metreyi bulmakta, hayvanlar karlı dağları yürüyememekte, kağnı ve arabalar ise hiç işlememektedir. Yapılacak tek şey, cephaneyi 100 kadar yayanın sırtında nakletmektir. Ancak, şehirde resmî görevliler dışında, ihtiyarlarla kadınlardan başka çok az sayıda "eli tüfek tutan erkek" kalmıştır; onlar da "TAŞNAK ÇETELERİ"ne karşı şehri ve ailelerini korumak için şehirde kalmak zorundadırlar... Akla gelen her çareye başvurulur, neticede, eğer kabul ederlerse bu yükü öğrenci çocuklarla göndermekten başka yapacak bir şey olmadığına karar verilir.

Hemen hemen bütün çocuklar bu ağır yolculukta gönüllü olarak cephaneyi taşımaya hazır olduklarını bildirirler ve neticede yaşları 12 ile 17 arasında değişen 120 çocuk seçilir. Süratle hazırlıklar yapılır. Bu çocukların başlarına eski bir gazi olan Musa Çavuş (Burak Sergen) geçer, elde kalan son askerlerden birkaç jandarma askeri de kafileye ilave edilir..

120 KAHRAMAN ÇOCUK, ÖLÜM-KALIM SAVAŞINDA

Ve bir sabah karlı bir havada 120 kahraman çocuk; "bu masumlar ordusu, bu kahramanlık goncaları, yurdun umut ve istikbali olan bu fedakâr yavrular" yola çıkmaya hazır hâle gelir. Sırtlarında cephane ile Van'dan yola çıkan çocuklar karlı dağların donduran soğuklarında günler süren uzun yürüyüşlerine başlar. Ama bu büyük yolculuk 120 çocuk için hiç de kolay olmayacak, tam bir ölüm-kalım harbi şekline dönüşenecektir.

"120", bu ülkenin, üzerinde yaşayan insanlarla varlığını sürdürebilmesi için tereddüt etmeden ölüme giden evlatlarını anmak, anımsatmak, tarihsel bilinci geliştirmek yönünde doğru-gerekli bir film, yüreklere oturan toplumsal-bireysel bir drama. Görüntü yönetimi, oyunculuklar ve müzik akılda kalıcı ve etkili!