YOKSULLARA YARDIM ETMEK

 

 

12-18 Aralık tarihleri arası “Yoksullara Yardım Haftası” olarak değerlendirilmektedir. Nüfusunun %98’i Müslüman olan bir ülkede “Yoksullara Yardım Haftası” diye bir zaman tahsisi ve tahdidi yapmak, o ülkede yaşayan Müslümanların İslam’ı anlamadaki eksikliklerini de göstermektedir. Yoksullara yardım etmek için sadece bu hafta mı önemlidir, yoksa bu haftada yoksullara yardımcı olmanın önemi üzerinde mi durulur? Söz konusu hafta teorik bir değerlendirme için mi, yoksa pratiklerinin gerçekleştirilmesi için mi tahsis edilmiştir. Bunlardan birisinin değerlendirilmesi için bu hafta tahsis edilmiş olsa veya her iki konu da bu haftada gündeme gelmiş olsa yine İslam’ın yoksullarla ilgili telkin ve tavsiyesini karşılamış olmaz. Müslüman olmayan veya Müslüman olduğu halde İslam’ın yardımlaşma gibi önemli değerinden habersiz olan kimselerin uyarılması, onların da bu kutsal görevi yerine getirmelerinin sağlanması bakımından kısmi bir katkı sağlayabilir ancak.

Yüce Allah insanların bazılarını zengin, bazılarını fakir olarak yaratmış ve yaşatmaktadır. Bu bir İlahi takdirdir. Ancak “fakirlik benim kaderimmiş, öyleyse çalışmama da gerek yok” demek ve asalak olarak yaşamak da İslami bir tavır değildir. Toplumumuzda ve yakın çevremizde dört tavuğu gözetemeyecek kadar beceri eksiği insanları görürüz ki maddi imkanları küçük bir ilçeyi bakacak boyuttadır. Ama öyle akıl zengini ve becerikli insanlar vardır ki yine yakın ve uzak çevremizde onların da kıt kanat geçindiğini, zor şartlarda rızıklarını temin ettiklerine şahit oluruz. Ne zengin olan becerisinin karşılığını almış olur, ne de fakir olan beceriksizliğinin karşılığını görmüş olur. Bu hakikat Kur’anda da belirtilmiştir. Dünyayı isteyene dünyalıkların verileceği, ahireti isteyenlere de ahiret nimetleri bahşedileceği hatırlatılmıştır. Bu değerlendirmeler, insanın çalışmamasını gerektirecek bir sonuç doğurmaz. Kişi cüz’i iradesini kullanacak ve çalışacak, helal yönden rızkının temini için gayret edecektir. Hiç kimse fakirlik nedeniyle aç kalmış değildir. Eğer fakirliği nedeniyle aç kalan birisi varsa bir beldede, ondan o beldedeki varlıklı insanların tamamı sorumludur. Peygamberimiz, “Komşusu aç yatan insan bizden değildir” buyurarak, bu konudaki İslami hassasiyeti hatırlatmıştır.

Her insana İlahi takdirin gereği olarak maddi imkanlar verilmiştir. Zenginlik de fakirlik de bir gerçektir. Her ikisi de aslında insan için ahiret nimetidir. Ahiret sermayesinin dünyada kazanıldığı bir hakikattir. Bu hakikatten hareketle fakirliğe karşı sabır, zenginliğe karşı şükür gerçekleştirilirse ahirete sermaye hazırlanmış olur. İnsanlara verilen nimetler elbette kendi alın terinin ürünüdür ama Allah’ın da takdirinin bir sonucudur. Allah ilmi isteyene, zenginliği de istediğini verir. İlmi de zenginliği de kime vermişse, onun paylaşılmasını onlardan ister, hatta emreder. Ne ilim ne de zenginlik paylaşıldıkça eksilmez, aksine çoğalır. Mülkü elinde olan Yüce Allah, nimet verdiği insanlardan, o nimetleri vermediği kullarıyla paylaşmasını ister. İnsanın elindeki mülkü kendisine ait değildir. Sahip olduğu mülkün tasarruf hakkına sahiptir kişi. Hatta tasarrufunun da nasıl yapılacağını yine o mülkün sahibi olan Yüce Allah belirlemiştir. Hiç kimse kazandığı malın kendisinin olduğundan hareketle onu harcama konusunda serbest değildir. Zira malın nereden kazanıldığının sorulacağı gibi nerede harcandığının da sorulacağı Kur’ani bir gerçektir. Sahip olunan malın diğer insanlarla paylaşılmayıp biriktirilmesi Kur’anda yadırganarak yargılanmıştır. Humeze Suresinde Yüce Allah biriktirilen malın kişiye ahirette yük getireceğini bildirmiştir. Herkes çevresinde bulunan fakirlerin ve yoksulların yedirilip giydirilmesinden kendi ölçeğinde sorumludur. Ne zaman ki vermeyi ve paylaşmayı başarırsak, hanemizde ve ruhumuzda bereketi, huzuru ve mutluluğu elde etmiş oluruz.

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Sami Kesmen Arşivi
SON YAZILAR