YEDİNCİ YILA GİRERKEN

Günler ne çabuk geçiyor, gazetenin kurulduğu gün daha dün gibi geliyor insana, oysa altı yıl bitmiş de yedinci yıla dönmüşüz bile, 14 Ocak 2008 tarihinde resmen yayın hayatına başladık, 20 Ocak 2008 tarihinde ise kuruluş kokteyli yaptık. Gazeteyi kurmaya karar verdiğimizde herkes bize bir yerleri ile gülüyordu, o günkü basının duayeni olduğunu iddia edenlerden bazıları yazdıkları gölge adam köşelerinde sen git imamlık yap diyorlardı, bazıları gazetecilik ilkeli iştir biz bu işi ilkeli yapıyoruz, bu iş siyasetçilerin işi değil, siyasetçiler siyaset yapsınlar gazeteciler gazetecilik yapsınlar diyorlardı, bir kısmı ise Ak Partililer gazete toplama avına çıktılar, ey sosyal demokratlar sizin tek kaleniz biz kaldık, biz asla gazetemizi satmayacağız diye hava atıyorlardı. Ancak biz hiç yılmadan,  bıkmadan ve usanmadan bu işi başaracağımızı bilerek bu işe girdik. Gazetecilik hiç bilmediğimiz, uzaktan yakından kıyısından köşesinden bulaşmadığımız bir işti, ne kadar zor olduğunu çok iyi biliyorduk. O günlerde bize dost olan bazı arkadaşlar ısrarla bu sevdadan vazgeçmemizi, bu işin bizim işimiz olmadığını, buna para dayandırmanın mümkün olmadığını söyleyip bizi vazgeçirmeye çalışıyorlardı. Kayıkçı başı gazeteyi kurmadan önce Belediye adına veya şimdi kurdukları gibi yarı resmi el ahram gazetesi kurmamızı istiyordu, bu konuda biz de kendisi ile aynı fikirdeydik ancak Vezir Hazretleri önce tamam kurun demiş olmasına rağmen, şehrin kan emicileri Yelken Kulüpte Vezir Hazretleri ile buluşup onu gazete kurmamaya ikna ettiler.

                Bu gelişmenin ardından Kayıkçı başı bana bizim bu sevdadan vazgeçmemizi söyledi ama ben en ufak bir taviz vermeksizin yoluma devam ettim. Önce aile bireylerini toplayıp konuyla ilgili görüşlerini aldım, annem, babam ve ağabeyim hariç diğer aile bireyleri gazete kurmaktan yanaydılar, ben zaten çoktan kararımı vermiştim. Bu şehirdeki yazılı ve görsel basının içersinde bulunduğu durum beni yıllar yılı rahatsız etmişti, meşhur A Takımı olayı da bunun tuzu biberi olunca gazete kurmanın şart olduğuna karar verdim ve gazeteyi kurduk. Gazeteyi kurmasına kurduk da gazeteciliğin G sinden haberi olmayan birisinin gazete yönetmesinin ne kadar zor bir iş olduğunu takdir edersiniz herhalde. İlk iş çalışacak bir ekip bulduk, ancak bulduğumuz ekibin içerisine bizi yıkmak için casuslar sokulmuş biz onları anlamış olmamıza rağmen arkadaşlarımızın ısrarlı tavırları sonucu mecburen iş başı yaptık onları. Gazeteyi kurmadan önce her mecliste bizimle dalga geçip bu işi yapamazlar diyenler  baktılar ki bu iş güzel gidiyor, bunun üzerine anında operasyon yapıp aradan iki ay gibi kısa bir süre geçmiş olmasına rağmen gazete içerisinden onbeş kişiyi ayarlayıp istifa etmelerini sağladılar. Gazetecilikten hiç anlamayan bizler, gazete hizmetçileri ve aşçısı ile kala kaldık ortada, bu uyanıklar anında o günkü cemiyete gidip bir basın toplantısı yapmışlar ve enteresan bir açıklama yapmışlar. Açıklamada benim irticacı olduğum, bana ısrarla irticacı gazete olmamamız konusunda uyarı yapmalarına rağmen benim kabul etmediğim o nedenle de gazeteyi bıraktıklarını söylemişler.

                Bu dünya çok garip bir dünya, insanlar dün söylediklerini bugün o kadar rahat inkar  edebiliyorlar ki sizin de aklınız şaşırıyor, ben o ayrılanlara ısrarla “Arkadaşlar benim dünya görüşüm, yaşam biçimim, ailem belli, sakın ha gazeteye fikir gazetesi kimliği vermeyin” demiş olmama rağmen bu insanların kalkıp tam aksine beyan vermeleri içerisinde bulundukları haleti ruhiyenin dışarıya yansımasıydı. İşin daha da enteresan tarafı bir gazete patronu, güya bize destek olmak için yanımızda bulunuyor gibi yapıp sabahtan akşama kadar gazetede kaldı ama asıl amacı yanımıza kimsenin gelmemesini temin edip gazeteyi çıkartmamak olduğu açıkça ortada idi, kimi arayıp gel dediysek anında arka planda gelmemesini temin ediyordu. Allah öyle Allah ki onlar silinip gittiler biz ise dimdik ayaktayız. Biz dostlarımızın desteğiyle ertesi gün gazeteyi bayii ye gönderince hepsi morardı tabi. Bu operasyonlar artarak ve sürekli devam etti, bize reklam verenlere baskı yapıldı reklamlarımız kesilmeye çalışıldı, resmi ilanımızda eksiklikler bulunarak kesilmeye çalışıldı, sizin anlayacağınız her türlü uğraş verildi ama hamdolsun bizi yıkmayı başaramadılar.

                O günlerde Basın camiasında duayen olduğunu söyleyenler şimdi kimsenin okuma gereği duymadığı insanlar haline geldiler, biz gazetemizi asla satmayız diyenler tıpış tıpış sattıkları yetmedi  gittiler başkalarının yanlarında maaşla çalışmaya başladılar, sadece çalışmakla da kalmadılar dün küfrettiklerine bugün methiyeler düzmeye başladılar, sosyal demokratlıkları bitmiş olmuşlar bizden çok Ak Partili. Bir kısmı bizimle ilgili silahşor olarak kullanıldı ama onları kullananlar daha sonra bizimle baş edemeyince gazeteci bozuntularını sokakta bıraktılar, hem de öyle bıraktılar ki adamların yemeye yemekleri, içmeye suları yoktu ama buna rağmen gözlerinin yaşına bakmadılar. O günlerde konuşmaya sıra geldiğinde mangalda kül bırakmayıp şöyle adamız, böyle delikanlıyız diyenler daha sonraki icraatlarında eteklikleri giyip daha önce aleyhinde verip veriştirdikleri insanların emri altında çalışmaya başladılar. Dün bir iş için Bankaya gitmek zorunda kaldım, memur arkadaş benim kişisel bilgilerime girince şaşırıp kaldı, neden şaşırdığını merak ettim dedi ki “Abi sen hiç hayatında kredi kullanmamışsın bu nasıl iş, sen nasıl ticaret adamısın”  ona dedim ki evet hiç kullanmadım inşallah Allah nasip etmez bundan sonra da kullanmam. Bu detayı verme nedenim bu şehre tek kuruş banka kredisi kullanmadan ayakta duran ve personel maaşını ödeyen, kamuya ve piyasaya borcu olmayan tek gazete olduğumuzu söylersem abartmış olmam. Bunca sıkıntıya, bunca aleyhte uğraşanlara rağmen bizleri ayakta tutan başta Rabbime, daha sonra siz değerli okurlarıma şükranlarımı sunar, ilk kurulduğumuz gün ne dediysek bugün de aynı yerde olduğumuzu söyleyerek nice yıllara diyor, hepinize en derin saygı ve sevgilerimi sunuyorum, Rabbime emanet olunuz.           

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR