Mehmet Büyükalbayrak

Mehmet Büyükalbayrak

Yarın Bayram...

 

Yarın “ramazan bayramı”...

Daha çok kullandığımız adı ile “şeker bayramı”...

Dinimizdeki adı ile de “vitir bayramı”...

Hangisini kullanmak doğru, işin uzmanları tartışsın.

Bana sorarsanız, Kanuni'nin bir beytiyle cevap veririm:

“Kadd-ü yare kimi arar dedi, kimisi elif.”

“Cümlenin maksudu bir amma rivayet muhtelif.”

Gençliğin anlayacağı dille söyleyecek olursak, “Sevgilinin boyunu kimi dağ servisine benzetti, kimisi de elif'e... Aslında herkesin maksadı bir. (sevgilinin boyunun güzelliğini anlatmak) Sadece söyledikleri farklı...”

***

Her bayram öncesi, özellikle yaşlılarımızdan, sıkça duyarız: “Nerede o eski bayramlar?..”

Bugün bayramlar, bazı kesimlerce bir tatil fırsatı olarak görülse de, “gene güzel” diye düşünüyorum. “Nerede o eski bayramlar?” ifadesindeki özlemin geçmiş bayramlara değil, kendi geçmişimize olduğuna inanıyorum.

Kendi çocukluğumuza...

Kendi gençliğimize...

Ve bizi bırakıp giden büyüklrimize, dostlarımıza...

Mevlana'nın şu beyti ile noktalayalım bu konuyu da:

“Dünle beraber gitti düne ait ne varsa,”

“Bugün yeni şeyler söylemek gerek cancağızım.”

***

Geçen hafta, Samsun gündemini işgal eden konulardan biri de, gazetemizin genel yayın yönetmenine yapılan saldırı ve ardından yerel bir televizyon kanalındaki tehdit ve şantaj kokan programdı. Konu hangi açıdan bakarsanız bakın, hoş değil. Doğru kararı yargı verecektir...

Huzur ve güvenin sağlanması devletin asli görevlerindendir. Sokakta yürürken, hangi serserinin size musallat olacağından endişeniz varsa, orada görevini savsaklayan birileri de vardır, mutlaka...

Bilinçli veya bilinçsiz...

Ya da, nereden geleceğini kestiremediğiniz bir kör kurşunun size isabet edebileceği bir ortamda yaşamak zorunda kalıyorsanız, yanlış giden bir şeyleri sorgulamanın vakti geldi demektir.

***

Bayram öncesi canınızı sıkacak şeylerden fazla söz etmeden bir kıssa ile sözü bitirelim:

Yaşlı bir zat balıkçıya uğrar. Akşam için balık alacaktır. Balıkların kuyruk taraflarını elleyerek, taze olup olmadıklarını anlamaya çalışır. Bıçkın delikanlı balıkçımız müdahale eder:

-Bey baba, balıkların taze olup olmadıkları baş taraflarından, solungaç ve gözlerinden anlaşılır. Sen kuyruk taraflarına bakıyorsun...

İhtiyar cevabı yapıştırır:

-Evlat, bunun baş tarafı zaten kokmuş ta, kuyruk tarafında yenebilecek bir kısım bulabilir miyim, diye bakıyorum...

 

Seyrani'nin bir mısrası ile sözü bitirelim:

“Balık baştan kokar, bunu bilmemek”

“Seyrani, gafilin ahmaklığından...”

 

Bayramınız mübarek olsun...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Büyükalbayrak Arşivi
SON YAZILAR