Yaptığımız İşin Tüm Detaylarını Bilmiyorsanız O İşi Yapmayın

 Yaptığımız İşin Tüm Detaylarını Bilmiyorsanız O İşi Yapmayın

 

 

1983 Yılında İmamlık görevinden ayrılıp, Babamla birlikte İnşaat Müteahhitliğine başladığım zaman babam  “Oğlum Rıh çakmayı bilmiyorsan, Müteahhitlik yapmayacaksın” dediğinde hayli şaşırmıştım. Zira bırakın rıh çakmayı, rıh"ın ne olduğunu dahi bilmiyordum. Daha sonra Rıh"ın merdiven basamağının yüksekliğini ayarlayan kalıp tahtasının adı olduğunu, ideal  Rıh yüksekliğinin 17 ile19 santim aralıklarında olması gerektiğini, bir katın merdiven yüksekliklerinin eşit olması gerektiğini, aksi halde yürüyenleri yoracağını, Rıh genişliğinin de 27 ile29 santim aralığında olması gerektiğini öğrendim. Hatta bir inşaata hiç Babamı getirmeden, kolon aplikasyonunu yaparak, tüm kolonları projeye uygun olarak yerleştirdim ve kontrolünü Babama yaptırdıktan sonra betonu döktürdüm.Bu detayları neden anlattığımı az sonra anlatacaklarımı okuduğunuzda daha iyi anlayacaksınız, birilerinin dediği gibi kendi yaptıklarımı anlatmak için anlatmıyorum, hayatın gerçekleri ile yüzleşmiş birisi olarak yaşadıklarımdan aldığım dersleri siz değerli okurlarımla paylaşıyorum ki,aynı sıkıntıları siz de çekmeyesiniz veya gençlerimize örnek olsun da kendilerini hayata daha verimli hazırlasınlar.

            Geçen yıl Ramazan ayında okurlarımıza hizmet sunmak amacı ile merkez vaizlerimiz ve vaizelerimiz haftanın belli günlerinde Ramazan sayfamızda yazı yazdılar. Ancak bu işi organize eden ağabeyimin eşi merkez vaizesi Meryem Hanım tayin olup, başka ile gidince İl Müftülüğüne bir yazı yazarak Ramazan ayı boyunca her gün veya haftanın belli günlerinde toplumu aydınlatmak için yazı yazacak din görevlisi istedim. Ardından da bizzat kendim telefonla arayarak yazıyı teyit ettim. İl Müftüsü izinli imiş, yerine vekalet eden arkadaşla görüştüm, “Tamam olur, ne demek” demiş olmasına rağmen yarın Ramazan ayının ilk günü hala daha müftülükten ses soluk çıkmadı. Doğrusunu ararsanız çıkmamasından  memnun olmadım desem yalan olur, zira bazı gerçekleri yazabilmek için insan sebep arıyor, birilerinin hatırı kırılmasın, aradaki dostluklar zedelenmesin diye yazı yazamıyordum, sağ olsunlar önümü açtılar, bundan sonra rahatlıkla yazı yazmama imkan tanıdılar. İslami konularda yazı yazacak o kadar çok tanıdık, eş, dost var ki, hangisine yaz desem takla atarak yazacak durumda,  ancak bizim gazetede Dini konularda yazı yazacak insanların itikatları düzgün, amelleri yerinde, inandıkları gibi yaşayan, ehli sünnet çizgisinden taviz vermeyen insanlar olmalı, benim farklı dünya görüşünde olan bir sürü arkadaşım var ama onlarla arkadaş olmak farklı şeydir, düşüncelerine katılmak farklı şeydir. Örneğin Osman Zümrüt hoca benim arkadaşımdır. Onunla oturur, kalkar, yer, içerim, ancak dünya görüşlerine asla katılma İslam Dini ile ilgili yaptığı hiçbir yorumu tasvip etmem. Kuran"ı Kerim"e bakış açısı veya ayetleri, hadisleri yorumlama biçimi itikadımın tam tersinedir, bana dese ki; “Adnancığım gazetende bana köşe ver yazı yazayım” ona derim ki; “Hocam İslami konuların dışında istediğini yazabilirsin, ancak milleti ifsat etmene izin veremem.” Gazetemiz kurulduğu günden beri  Dini konularda toplumu aydınlatma konusunda yazılar yazan değerli dostum Prof. Dr. Mehmet Okuyan hoca ilkeli duruşuyla, inandığı gibi yaşamasıyla, ehli sünnet çizgisindeki tavizsiz duruşuyla okurlarımızın ilgi odağı olmuş durumda ancak, Mehmet Hocamız biraz üst seviyede sohbetler ettiğinden soru soran okurlarımızın büyük bir bölümü Din görevlisi veya öğretmen camiası, yine uzun zamandan beri köşe yazıları ile bizleri aydınlatan Salih Parlak hocamız onca baskıya rağmen bizleri terk etmemiş, dostluğun gereğini yerine getirmiş bir yazar olarak seviyeli ve güzel yazıları ile olaylara çok farklı boyuttan çok enteresan ve çok güzel bir bakış açısı ile yüzyılımıza yakışan bir ilim adamı olarak toplumu aydınlatmaktadır. Ancak bu çok kıymetli hocalarımız ilmi seviyeleri çok yüksek insanlar olduğundan daha ziyade toplumun aydın kesimine hitap etmektedirler. Ramazan ayına mahsus olmak üzere biraz daha halkın seviyesine inecek sohbetlere ihtiyaç olduğunu düşündüğümden, Camilerimizde sohbet eden vaiz, imam, öğretmen arkadaşlarımızın biraz ilmi, biraz sosyal, biraz güncel konularda yazı yazmasını istedim. Ancak bunu yapabilecek sayıda isim bulamadım. Kafamda birisini düşünüyorum, arkasında cemaat taassubu çıkıyor, diğerini düşünüyorum, arkasında sendikal taassup çıkıyor,başka birisini düşünüyorum,arkasında siyasi taassup çıkıyor, bu kez çok daha sessiz, sade, mütevazi birisini buluyorum o da “Yazı yazmak benim işim değil” diyor. Bu kez dönüp dolaşıp, Babamın 1883 yılında söylediği “Yaptığın işi bilmiyorsan o işi yapmayacaksın” sözüne ve iş başa kalıyor şimdi alıyorum elime kara kaplı kitaplarımı, dönüyorum 25 yıl öncesine ve başlıyorum ilk mesleğime, bundan sonra her gün Ramazan sayfasındaki sohbetlerimle siz değerli okurlarımla farklı konularda buluşacağım,bizim hoca efendiler de bol,bol siyaset yapsın,sendikacılık,kooperatifçilik, tencerecilik, turizmcilik, adam evlendirip, boşandırma işleri yapsınlar,sizin anlayacağınız hocalık mesleğinin dışında ne varsa yapsınlar, biz hocalığı yaparız canlarını sıkmasınlar, İl Müftümüzün bir kardeşi Ak Parti Genel sekreteri, bir kardeşi Ünye belediye Başkan Yardımcısı,diğer bir kardeşi Ordu İl Genel Meclisi Başkanı, nasıl olsa taş vursa yıkılmaz,o da bol,bol sabah yürüyüşleri yapıp, özel ailevi sorunlarıyla uğraşsın, millet nasıl olsa bunları bilmiyor,onların dünyalığı da yerinde,ahretliği de,hadi bakalım,herkese, işi kolay gelsin,hayırlı Ramazanlar dileğiyle, hoşçakalınız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR