YALAN SÖYLEMEK

 

 

Yalan söylemek; ahlaki bir kusur, imani bir zaafiyet, toplumsal ve sosyal bir felaket, aile içi huzursuzluğun kaynağı ve ruhi bir hastalıktır.

Kişinin inanmadığı bir doğruyu söylemesi de yalandır.

Yapmacık tutum ve davranışlar da yalan söz gibidir. Zira böyle bir davranış muhatabı yanıltmak için yapılır. Dil ile söylenen yalanda da amaç muhatabı yanıltmaktır.

Dinimiz yalandan sakınmayı emreder. Yalan bütün kötülüklerin başıdır. Ya direk olarak kötülüğe neden olur veya dolaylı olarak bir kötülüğün oluşmasını sağlar.

Yalanın olduğu yerde haktan ve adaletten bahsedilemez. Öyle bir ortamda haklılar değil güçlüler kazanır. Riyakarlar çoğalır, onurlu  insanlar azalır. Hac süresi 80. ayette Yüce Allah, yalan şahitlik yapılmaktan kaçınılmasını emretmiştir.

Yalan; kötü insanların kötülük yapmalarına yardımcı olan en büyük sermayeleridir. Toplumun yalancı olarak bilinen kimseleri izole etmesi vicdani ve insani bir sorumluluktur.

Yalan; kişiyi kendisiyle de kavgalı hale getirir. Yalancı kimse kendisiyle barışık değildir. İnsan fıtratı yalana uygun değildir. Bu nedenle kişi söylediği yalana kendisi de bir ölçüde doğruymuş gibi inanır. İşte bu ruhsal bir rahatsızlıktır.

Peygamberimiz yalan söyleminin münafıklık alameti olduğunu belirtmiştir.

Yalan söylemek diğer organları ve hayatın her bölümünü etkileyen bir felakettir.

Peygamberimiz; “Ademoğlu sabaha ulaşınca bütün azalar Dil’e yalvarırlar ve derler ki: “Bizim hakkımızda Allah’tan kork, çünkü biz senin ile ya istikamet buluruz (doğruyu buluruz) veya yanılırız. Eğer sen doğru olursan biz de sana tabi olur ve doğru oluruz, eğer sen yanılırsan biz de sana tabi olur, yanılırız.” buyurmuştur.

Peygamberimiz hadis-i şeriflerinde; “Siz benim istediğim altı şeyi kabul edin (yerine getirin) ben de sizin Cennete girmenize kefil olayım. Konuştuğunuz zaman yalan söylemeyin, Va’d ettiğiniz de va’dinizden dönmeyin, emanet verildiği zaman hıyanet etmeyin, haramlardan korunun, hırsızlık yapmayın,  iffet ve namusunuzu muhafaza edin.” Buyurarak yalanın Cennete giden yolda engel teşkil ettiğini bildirmiştir.

“Şaka da olsa yalanı terk edene Cennetin ortasında bir köşk verileceğine kefilim. Eğer siz Allah ve Resulünun sizi sevmesini istiyorsanız, size verilen emaneti yerine veriniz, yalan söylemeyiniz ve komşularınızla iyi geçininiz” buyurarak da yalan söylememenin mükafatını ifade etmiştir.

 “Yalandan sakınınız, muhakkak yalan insanı günaha götürür, günah ta insanı Cehenneme götürür. Kul yalana devam ettikçe Allah katında yalancılardan yazılır” Peygamberi beyanı yalan söylemenin ahirete dönük sonucunu hatırlatmaktadır

Bir hadis-i şerifte; “Senin söylediğini kabul eden  bir kimseye yalan söylemen büyük hıyanettir.” buyurularak, yalan söylemenin hainlik olacağı uyarısı yapılmıştır.

Müslüman şaka bile olsa asla yalan söyleyemez.

Yalan söylemek münafıklık alametidir.

Bu nedenle yalanı alışkanlık haline getiren ameli münafık sayılır.

İtikadi bakımdan mü’min olan bir kimsenin yalan söylemek suretiyle ameli münafık olması kendisi için en büyük felaket olur.

Müslümanlar arasındaki anlaşmazlığı gidermek, aile içi barışı sağlamak ve savaş halinde durumumuzu farklı göstermek için yalan söylenebileceği caiz görülmüştür.

Yalan söylemek; acizlik, korkaklık, kişiliksizlik, karaktersizlik gibi bir çok olumsuz özelliğin yansımasıdır.

Doğumla başlayan eğitim süreci içinde, çocukların doğru konuşmaları konusunda özellikle yetiştirilmeleri, yalan söylemeyi önlemenin en önemli yöntemidir.

Bu konuda aile, okul ve cami en etkili mekanizmalardır. Zararı herkese dokunacak olan “Yalan”ın, herkes tarafından önlenmesi de bir sorumluluk olacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sami Kesmen Arşivi
SON YAZILAR