YALAKALIĞIN BU KADARINA DA PES YANİ!

Dünyanın en zor ve aynı zamanda en kolay işlerinden biri doğru konuşmak ve doğrudan yana tavır koymaktır. Zorluğu nerede kolaylığı nerede derseniz, zorluğu yalanı konuşmak zordur, konuştuğun yalanı her mecliste aynı şekilde konuşmak daha da zordur, an gelir doğruyu konuşmak zorunda kalırsan tüm foyan ortaya çıkar. Kolay olan ise; eklemeden, eğilip bükülmeden, olayları olduğu gibi konuşursun, yazarsın olur biter ama bunun çok ağır bir bedeli olur, siz doğruyu söyleyince işlerine gelmeyenler anında sizi düşman belleyip size karşı ellerinden gelen her türlü kötülüğü yaparlar. Oysa onların menfaatlerine göre konuşsanız, yazıp çizseniz sizden iyisi olmaz ne tür ihtiyaçlarınız varsa o insanlar tarafından karşılanıp izzet ve ikbalin her türlüsü sizin önünüze serilir. İşte biz bunu beceremediğimiz için her türlü sıkıntıyı çekmek zorunda kalıyoruz. Size reklam verecek insanlar dahi aranıp baskı altında tutulup reklam gelirlerinizi azaltma çabalarından tutun da basın ilan kurumuna kadar müracaatlar edip sizin resmi ilanlarınızın kesilmesine kadar ne gerekiyorsa her şeyi yaparlar. Ama biz bu tür baskılara, uğraşmalara aldırmaksızın yolumuza devam etmekte ısrarcı ve kararlı olduğumuzu buradan bir kez daha hatırlatarak konumuza dönmek istiyorum.

 

     Geçtiğimiz pazar günü gecesi tıp fakültesinde okuyan bir öğrenci ile nişanlı olan Cumhuriyet Savcısı, nişanlısı ile telefonda tartıştıktan sonra nişanlısı telefonlarına bakmamış, bunun üzerine savcı sabahın erken saatlerinde polisleri de yanına alarak yurtta baskın yaptığı haberleri yerel ve ulusal medyada yayınlandı. Bir yurt sahibi olarak Cumhuriyet Savcısının yaptığı hareketi asla tasvip etmediğim gibi, ona hiç yakıştıramadım. Şayet nişanlısı ile görüşmek istiyorsa o yurdun müdürü var, nöbetçi gece personeli var, yönetim memuru var sizin anlayacağınız var da var onlardan birisine ulaşıp rica etse anında nişanlısı ile ilgili bilgi alırdı. Ama sayın savcı onu tercih etmemiş ve elindeki yetkiyi kullanıp sabahın erken saatlerinde yanına da polis alarak yurda adeta baskın yaparcasına gidip nişanlısı ile görüşmek istemiş. Ancak bu talebi reddeden nişanlısına sinirlenip bağırdığı ve yurttaki öğrencilerin uyandığı, bunun üzerine de yurt görevlilerinin tutanak tutup olayı Cumhuriyet Başsavcılığına intikal ettirdikleri basında yazıldı. Bu olayı yerel ve ulusal basın organlarının birçoğu böyle görürken bazıları da tam tersine bir yorumla, savcının meraktan böyle davrandığını, aşk ateşi ile insanın her şeyi yapabileceğini yazacak kadar olayı yalakalık boyutuna getirmişler. Hatayı kim yaparsa yapsın onu savunmak yerine, erdemli bir biçimde eleştirip bir özürle kapatılması varken bu tür yalakalıkların ne anlamı var anlamış değilim.

 

     Bir başka yalakalığa gelince, her Allah’ın günü Vezir Hazretlerine çatan haberleri yapan insanlar, kamuoyunun bu tür yalakalıklara değil gerçekten tarafsız ve dürüst haberlere prim verdiğini bilmeyecek kadar cahiller. Bu şehirde tam 10 yıldır Vezir Hazretlerine çatan, yanlışlarını yazıp çizen bu fakir ve Denge gazetesidir. 10 yıl önce yayına başladığımız çizgiden hiçbir zaman taviz vermedik. Birilerinin kalemşorluğunu yapmak adına sırf onlara yalakalık yapmak için Vezir Hazretlerine asla çatmadık, bazıları zaman zaman bazı gazetelerde patronlarının talimatları doğrultusunda Vezir Hazretlerinin lehinde yazdıkları yazılarda elimizde, zamanı gelince onları da yayınlayacağız. Bir insanı eleştirirken sadece yaptığı yanlışları kamuoyu ile paylaşmak gerekir amaç da bu olmalı, birileri onun yerini istediği için o birilerine yalakalık yapmak adına, her gün Vezir Hazretlerinin aleyhinde yazılar yazmak bayar ve inandırıcılığını kaybeder. Kaldı ki bunu yapanlar zaman zaman o kadar çuvallıyorlar ki anlatamam. Önce Vezir alındı, gitti, yolcu haberlerini yapıyorlar ardından da hakkında şöyle raporlar tutuldu, böyle raporlar tutuldu haberiniz olsun şeklinde haberler yapıp adeta çuvallamanın dışında hiçbir şey yapmadıklarının farkında dahi değiller.

   

İnsanları eleştireceğiz eyvallah ama ne adına eleştireceğiz bunu çok iyi bilmek gerekir. Dürüstlük, ilkeli olmak, şehre ve ülkeye katkı dağlamak adına yapacağız her şeyi. Birileri istedi diye eleştirirsek ona eleştiri değil yalakalık denir. Örneğin; bizim AK Parti’li bazı yönetici arkadaşlarla ilgili yaptığımız haberlerin tamamı bu yönde, o insanlarla en ufak bir problemimiz yok hatta bir kısmı tanıdığımız insanlar. Ama AK Parti’nin vizyonuna, misyonuna, geçmişteki kültürüne ve Reisicumhurun yaşam biçimine uymayan insanların yönetimlerde olmalarının doğru olmadığını düşündüğümüzden böyle bir duruş sergiledik. Yoksa Allah kulu bizden ne böyle bir haber talep etti ki, inanın etseydi asla bu haberleri yapmazdık, nede bir talebimiz veya beklentimiz var. Ülkenin ve dünya Müslümanlarının ümidi olan AK Parti’de yöneticilik yapacak insanların toplumun manevi değerlerine saygılı, ilkeli, ihale peşinde koşuşturmayan insanlardan oluşması gerektiği kanaatinde olduğumuzdan bu duruşumuzda ısrar ediyoruz. Aksini iddia eden varsa biz buradayız diyerek sözlerime son veriyorum. Allaha emanet olunuz

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
11 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR