VEZİR HAZRETLERİ YİNE ‘EKABİRANI’ TOPLAMALI!

                                           VEZİR HAZRETLERİ YİNE ‘EKABİRANI’ TOPLAMALI!

          Yıl 2007 Merhum Kayıkçıbaşı beni arayıp adıma bir icraat yapacağını söyler. Ben de kendisine olan sevgimden ötürü, adıma her türlü işlemi yapabileceğini söyledim ancak konunun ne olduğunu da anlatmasını rica ettim. Bunun üzerine üst katta bulunan odasına çağırdı beni. Odaya girdiğimde, odada altına İşeyen Adam, Kabzımal ve Kayıkçıbaşı olduğunu görünce, burada bir iş var dedim. Kayıkçıbaşı, Atakum’da bir arsa satın alacaklarını beni de oraya ortak etmek istediklerini söyleyince, kendisine her işte yetkili olduğunu ancak bu işin akçeli  iş olması nedeniyle, farklı bir iş olduğunu, benim ortak olmamın  söz konusu olamayacağını söyledim. Ancak merhum çok ısrar edince işin içerisinden çıkmak için ona ‘param yok’ dedim ama yemedi. Anında aradı Bankayı, bana kendisi ve Bay Sercio kefil oldular ve bana kredi aldılar. Bunun üzerine onlara dedim ki, tamam ortak olurum ama  bir şartla. Şartın nedir dediler, dedim ki,  alınacak olan arazi iki parça, birisi onbeş  dönüm, bir diğeri ise beş dönümden oluşmaktaydı. Onbeş dönüm arazi, normal arazi ama, beş dönümlük kısım heyelan bölgesindeydi. Kendilerine  dedim ki, buraya imar yapılırken kesinlikle hiç bir köylünün arazisine girilmeyecek. Yollara verilecek yüzde kırklık  bölüm, beş dönümlük heyelanlı kısımdan verilecek, aksi halde olmaz dedim. Onlar da kabul ettiler.

        Bunun üzerine sıra geldi arazinin tapusunu almaya. Arazi tek tapu olunca, aslında iki tapu da, tek tapu olarak kabul edildi ve tapu o günkü en emin kişileri olan Kabzımal Zat'ın  Eşinin üzerine yapıldı. Aradan zaman geçip, ben Belediye’den ayrılınca beni ayırmalarını istedim. Ama merhum Kayıkçıbaşı kabul etmedi. Ben zaten onun hatırına girmiştim, oraya asla girmek istemiyordum. Ekonomik bakımdan çok iyi bir yatırım olduğunu bilsem de kabul etmedim ve ortaklıktan çok zorlayarak çıktım. Bu zat-ı muhteremler öyle enteresan bir imar yapmışlar ki anlatamam.  Sırf kendilerine dörder daire alabilmek için, zavallı köylülerin arsalarını adeta gasp etmek suretiyle, kendi arsaları ile harman etmişler. Oysa ki birer daire az alıp helal kazanmak varken, üç kuruşluk dünya malı için Ahiret’i mahvetmenin ne anlamı var anlamış değilim.

        Nihayetinde bu arsaların imarını yaptıktan sonra inşaat işini de Keresteci Cemaat mensubu kardeşimizle Cukkacıbaşı üstlenmişler. Bu arada bizim Kabzımal zat,  Piazza’da organizatörlük yaparken, oranın yöneticisi bayanla işi pişirip, eşinden ayrılıp onunla evleniyor. Hatta Yunan Adalarında düğünler yapıp, Büyükşehir’in EKABİRANI‘nı da orada ağırlıyor. Ama ayrılan eşi de boş durmayıp, onunla evli oldukları dönemdeki birlikte sahip oldukları mülklerle  ilgili mahkemeye verip, hak iddiasında bulunuyor ve mahkeme de bunun üzerine o arsaya tedbir koyuyor. Şayet mevcut Medeni Kanun işlerse, bu arsanın tamamı o Bayan’ın üzerinde idi, yarısını alabilir. Yarısını da alırsa, yapılan tüm işlemler boşa gider. Şu anda bir yandan bu mahkeme devam ederken, diğer yandan ise Şirketin ekonomik sıkıntıları devam ediyor. Şirket ekonomik sıkıntıları bertaraf etmek için, 2013 yılında dördüncü bir ortak alıyor ama yine de İkinci Kule’ye başlanamıyor.

        Aslında Vezir Hazretleri bu işi çözer. Zira Kayınçosu da ekonomik sıkıntıya düşmüş, şehrin EKABİRANI’nı toplayıp onlara “Burada bulunan herkes Kayınçomdan iki daire satın alacak”  talimatı vermiş, bunun üzerine dönemin AK Parti İl Başkanı, Bilboard güzeli Osman Çetinkaya da iki daire satın almıştı. Ama Osmanım’ı, o iki daire dahi yeniden İl Başkanı yapmadı. Diğer daire satın alanları o zaman haber yapmıştık, tekrar isimlerini verme gereği duymuyorum. Bilboard güzeli Osmanım’ı o zaman bilmediğimiz için yazmamıştık. Onun da satın aldığını yeni öğrendik. Nerden öğrendik derseniz, Osman Çetinkaya’nın basın işini yapan zat, son zamanlarda onun haberlerini yapmayınca, merak edip sorduk, neden haberleri yapmıyor diye. Aldığımız cevap çok enteresan. Bilboard güzeli Osmanım’ın Vezir Hazretleri’nin Kayınçosu’ndan satın aldığı dairelerden bir tanesini, Basın mensubu arkadaş bir tanıdığına satmış ama Osman, ona söz verdiği komisyonu vermediği için onun haberlerini artık girmemeye karar vermiş. Bu şehirde dönen dolapları görüyor musunuz? Bir siyasetçi  Kayınçosu’nu kollamak için siyasi gücünü kullanıp eşine dostuna zorla daire sattırıyor, bir başka siyasetçi, koltukta kalmak için daire satın alıyor, bir başka basın mensubu  ise o daireyi satıp komisyon almak istiyor ama olmuyor.

         Şimdi Vezir Hazretleri’ne büyük bir görev düşüyor. Yanında ona destek verip kazık attığı en değerli adamlarından birisi olan Kayıkçıbaşı’nın gerideki memalikinin zarar görmemesi adına ve yıllardır, ‘herkese kazık atar ama bana asla kazık atamaz’ diyen Keresteci kardeşimizle, Cukkacıbaşı’nın ekonomik sıkıntılarını gidermek üzere iki yıl önce topladığı EKABİRANI yeniden toplayıp bu işi halletmesi gerekir. Aksi halde Hem Keresteci kardeşimiz hem de Cukkacıbaşı ciddi anlamda zarar görecekler, benden söylemesi. Tercih kendisinin. Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR