UYARILARA RAĞMEN ÖNLEM ALINMADI

Çok büyük bir sel felaketi yaşanmıştır. Hem can kayıplarımız olmuştur, hem de mal kayıplarımız olmuştur. Uyarılara rağmen buralarda tedbir alınmamıştır. Büyük devletler önceden planını, projesini yapar ve tedbirini alır ve onlara göre de gerekli yatırımları yapar. Bugün Türkiye’de 6 şiddetinde, 7 şiddetinde deprem olduğu zaman hepimizin canı burnuna geliyor. Hatta 5 şiddetinde deprem olduğu zamanda bile biz ölümcül olaylarla karşılaşıyoruz. 
Bu gelişmiş ülkelerde Japonya da mesele 7 şiddetindeki depremde insanlar evlerinden bile çıkmıyor. Yanı bu işler kader olamaz. Bizim inandığımız bir şey var, tedbiri alırsınız taktire karışmazsınız. Tedbiri almadan bugün ben bölgede devletin boynunun büküklüğünü gördüm sahada üzüldüm. Bizim devletimiz bu olamaz. Devletimiz büyük bir devlet. Bu bölgede yapılacak olan yatırımlar atınan deve değil. Bu gölgelerde sel felaketleri oluyor. Gelin bu işleri bir araştıralım demişiz ve Türkiye Büyük Meclisi’nde 2018 de bu konuda araştırma önergesi vermişiz. İktidar dikkate almamıştır. 

Bu üç olayı birbirinden ayrı değerlendirmek lazımdır. Salıpazarı ayrı. Terme ayrı. Çarşamba ayrı. Salıpazarı tümüyle bir mühendislik hatasıdır. İki tane derenin birleştiği yerde işte hepimiz gördük köprü orta ayakları orta yerde. İşte ağaçların gelip tıkamasıyla beraber aynı orda baraj vazifesi görüyor ve taşıyor. Bunu bu alanda çalışanların hepsi bilir. Bu alfabenin ‘A’sı gibidir. DSİ’de çalışan bir mühendis bile bir köprünün hesabının nasıl yapılacağını bilir. Bu devlet Osmanlıdan beri arşivlerini iyi tutar. Biz köprüyü nasıl tespit ederiz biliyor musunuz? Yüz yıllık oranın hezeyanlarına bakarı yani orada oluşan en yüksek oluşan sele göre köprüler dizayn edilir. Bu mümkün müdür. Mümkündür. Mühendislik açısından bu hesaplalanabilir mi? Evet hesaplanabilir. Bir mühendis olarak bunları söylüyorum. 

Aynen dere yataklarına yapılan binalar. ‘Ben gidiyorum’ diyor. ‘Beni buraya yapmayın’ diyor. Dilleri olsa konuşsalar böyle söyleyecek. Ama maalesef devlet bile işte ben Trabzon’da gördüm okulu dere yatağına yapıyor. Devletin bile bunu yapması kabul edilir bir durum değildir. Göz boyamayla, reklamla siyaset olmaz. Doğruyu yapıp bir sefer yapmak lazım. 

Ben buradan tekrar söylüyorum. ‘ödenek yok’ ne demek ödenek yok. Afet ne demek olağanüstü şartlar demek. Olağanüstü şartların oluştuğu bir durumda siz ödenek yokluğundan bahsedemezsiniz. Sizin bugün ödenek yokluğunuzun bedelini bugün millet ödüyor. Yazık günah değil mi? Salıpazarı’nda, Temre’de Çeltik. Mısırını toplayamayanlar, fındığını toplayamayanlar. Soya ekenler. Soyanın üzerinden seller geçti. 
Salıpazarı’nda da Terme’de de dere yatakları sorunu var. Bunlar temizlenebilir. Dere yatakları geniş tutulacağı yerde burada daraltılıyor. Niye. Buralara siyasi rantlarla evler yapılmış ve dere yatakları olması gerekenden daha fazla daraltılmış. Terme’deki en büyük sorunda bu.  Dere yataklarını temizleyeceksiniz ve köprüleri de hesabına, kitabına göre dizayn edeceksiniz. Köylerdeki küçük dereleri de bir arada toplayacaksınız ve denize ulaşımını sağlayacaksınız. Bu Salıpazarlıların da, Termelilerinde, Çarşambalılarında kaderi olamaz. Bu ihmaldir. Buradan uyarıyoruz. Devlet büyük devlet. Bununla ilgili ödenekler ayırabilir. Salıpazarı barajına başlayabilir. Orda göletler var yapabilir. Dere yataklarını tekrar gözden geçirebilir. Kanalizasyon alt yapısını yapabilir.   
Ensafımızın borcu var. işi sadece fındık üretici olarak algılamayın. sanayide 420 tane esnaf var kaç günder dükkanını açmıyor. Açsa neyle karşılaşacağını bilmiyor. İçinde makineleri var. Ekipmanları var. Ne kadar zarar gördü ne kadar hasar gördü halan bilinmiyor. Bunların vergi borçları var kredi borçları var. Sigorta primleri var. Bunlar da uygun bir şekilde ertelenmeli. Bunların zararı bunları ertelemekte bir çözümdür muhakkak. Rahatladır. Bunun yanında zararlarının karşılanması lazım. Aynı şekilde fındıküreticileri. Biz dönüm başına ne kadar ürün aldığımızı aşağı yukarı biliyoruz. Devlet samimiyetle bir tesbit yapmalı ve fındık üreticilerinin bu zararlarını karşılamalıdır. Bizler bunların parlamentoda takipçisi olacağız.

Bizim için belediye başkanlarının hangi partiden seçildiğinin bir önemi yok seçim bitti . Bugün terme belediye başkanı da Salıpazarı belediye Başkanı da bizim belediye başkanlarımız da bizim belediye başkanlarımız. Bölgemizin belediye başkanlarıdır. her türlü yardıma hazırız.  bölgenin afet kapsamına alınması konusunda da onların yanında olacağımızı bir kez daha ifade ediyorum. Bunların daha ötesinde daha başka şeyler var. Biz bugün bölgedeydik. İnsanların en büyük talepleri sağlıklı su. Sağlıklı su. Su tankerleriyle su götürülmüş. Kuyruk var. Koskoca Büyükşehir belediyesi var. Başka belediyeler var. Oraya bir tanker değil, 3 tanker dört tanker su. Daha fazla su gidebilir. Tek merkezden su dağıtılıyor. Bu mahallelerde dağıtılabilir. Bu iş değil. Bunlar bizlerin 21. Yüzyılda göreceği manzaralar değil. Benim endişem salgın hastalık riskinin olmasıdır. Su yoksa hiçbir şey yoktur. Bölgenin yapısı buna oldukça müsait. Su işi uzarsa ben de burana uyarmış olayım. Bu konuyla ilgili sahada bir çalışma yapılabilir. İlaçlama yapılabilir. Tedbirler alınabilir. Devlet ödenek yokluğunun arkasına sığınmamalı yaralar biran evvel sarılmalı.