Ahmet Ufuk Erkan

Ahmet Ufuk Erkan

UMUDA BENZER

İnsanlar sadece savaş zamanı ölmezler.

İnsanlığın tarihini merak ediyorum. Biri anlatmalı. Öyle kitaplarla değil. İnsan sesiyle biri… Anlatmalı.

Yeryüzündeki her evde, ev yerine geçen her barınakta bir tarih… Toprağın üstünde yaşayan herkesin hayalleri… Merak ediyorum, ne düşünürler? Bir çocuk, bebeklikten az biraz kurtulmuş bir çocuk ne düşünür? Ne olmak ister? Saçı ıslanmış, türlü rüyalardayken, belki gündüz ne yaşadıysa onu görürken, ne hisseder? 

Her gün, hiç de yorulmadan tanıtırken dünya kendini ona, o ne hisseder? Ne zaman biter yeryüzü yabancılığı? Evi, barınaktan ötedir. Güvendedir. Güvende midir? Bir kale gibi gördüğü evi bir kale midir? Onu koruyabilir mi dünyanın en güçlüsü sandığı aile fertleri? Savaşlarda ölür insanlar. Ve insanlar sadece savaşlarda ölmez…

Düşünmek kararsızlıktır. Aynı anda her yerde olmayı istemek, oralarda neler olup bitiyor merak etmek…  Ve daha önce neler oldu? Biri anlatmalı insan sesiyle, neler oldu?

Yeryüzünün tüm çocukları aynıdır. Birbirinin doğuşları gibi doğarlar. Aynı şekilde emzirilirler. Gece, uykunun en derinindeyken tüm ev, sesleriyle canhıraş, uyandırırlar. Aynı şekilde kirletirler altlarını. Kim bakıyorsa onlara, bir gülümsemeyle mutlu ederler. Yine ağlasa der insan, yine kirletse altını. Ve hep gülse yüzünü doldurarak gülüşü. 

Yeryüzünün tüm savaş çığırtkanları da çocuktu. Emin olun, Hitler bile altını kirleten, avaz avaz ağlayan bir bebekti bir zamanlar. Tüm kan kusturucular da bebektiler. Masumiyet çağları yaşadı her katil. İdam onaylayanlar da bebekti. Yeryüzünün zalim bilinen tüm gaddarları da… 

Merak ediyorum insanlığın tarihini. Öyle kitaplardan değil. Her birinin kendi insan sesiyle, bizzat kendisinden… 

Herkes, bir pencerenin altından kalbi ağzında geçmiştir bir kez olsun. Bir kez olsun, hiç bakamadığı ve fakat âşikâren gördüğü o yüze vurulmuştur. Buruk bir tat vardır her gönülde. Tam, büyümeyle çocukluk arasında bir dönemden kalma, bir mühür gibi yara vardır; herkeste vardır… 

Bulutlar nasıl duruyor gökte ve bulut nedir? Dün toprağa verdiklerimiz gelir mi geri bir gün? Her çocuk sormuştur bu soruyu. Her kocamış kişi sormuştur buna benzer daha nice soru… Geceleri kendi tanrısına sığınarak koymuştur başını yastığına, her çocuk… 

Her çocuk büyür. Erkek ya da kadın… Büyür ve hiç çocuk olmamış gibi… Her kan dökücü çocuktu bir zamanlar. Her despot, karanlıkta ağlayan bir bebekti. Yeryüzünü kana bulayan herkes, ılık bir dizde uyutulan… O, her gök gürültüsünde korkuyla sıçrayan, içte kalmış çocuğa güveniyorum ben. Siz de güvenin. Tüm kan dökücülerin içinde, içlerinin zulasına sinmiş, salya sümük ağlayabilecek o bebeğe güvenin. 

İnsanlığın tarihini merak ediyorum. Öyle kitaplardan değil. İnsan sesiyle, her insanın kendi sesiyle, tek tek… 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Ufuk Erkan Arşivi
SON YAZILAR