Ülkemizin Kavgası!

Aylardır topraklarımızın satıldığını izleyip görmekteyiz. İnsanlarımızınsa yorumları oldukça ilginçtir bu konuda. "Avrupa Birliğine girmek istediğimiz için para yerine topraklarımızı alıp yine satıyorlar" ve "ABD Türkiye'nin parlak geleceğinden korktuğu için ülkeyi sefilleştirme peşinde" diyorlar...
Bu yorumlara katılmıyor değilim! Dünya'da emeğin satılık olduğu duyurulunca işçiler kendilerini isyana ve protestoya vermişlerdi. Topraklarımızın sözde temiz bir sicil için taksit taksit satıldığını duyan halk "devlete borçsuz olacaksınız diye emekçilere borçlandınız" cümleleriyle tepkilerini belli ediyorlardı.
Dünyada siyasetin siyasetle alakası yoktur çünkü. Siyaseti insanlara bir yaşam şekli ve bir moda olarak aşılıyorlar. Bir felsefe, yani edebiyat türü gibi. Bu doğru bir yöntem değil! Çünkü doğru bildiklerimizden de edildi ülkemiz. İşte bu durum bana bir hikayeyi hatırlatmış oldu. İstemeden veya farkında olmadan uyulması gereken bir "moda" hikayesi.

Hikaye 1970'li yıllarda geçiyor. Saçları kalıp gibi yukarıya doğru dimdik yaptırmak o yıllarda moda haline gelmiş. Bu modaya uymak için insanlar saçlarını yaptırıp haftalarca yıkamamışlar. Yıkamak isteseler de yıkamamışlar. Moda ya, uymadan olmaz! Her şey tam olacak! Bile bile koksa da saçların, o modaya uymak zorunda kalıyorsun! Bir liseli kızın okulundaysa "en uzun saç yarışması" düzenlenmiş. Haliyle saçlarını yaptırmış o da yarışmaya katılabilmek için.
Eve dönerken o yaptırdığı uzun saçlarına bir örümcek ağı takılmış farkında olmadan. Hatta okuldaki yarışmada birinci de olmuş bu liseli kız. Fakat birinci olduktan sonra da saçlarını birkaç hafta yıkamamış. Gösteriş meraklısı olsa gerek. Banyo yaparken bile saçına torba geçiriyormuş çünkü. Ve bir gün okulda kız aniden bayılıvermiş. Hastaneye kaldırılmış ama nafile. Kızı kurtaramamışlar.
Ölüm nedenini anlayabilmek için doktorları otopsi yapmaya başlamışlar ve kızın saçlarını aralayınca morgu yüzlerce örümcek basmaya başlamış. Olay şu: ağdaki örümcek, kızın kafasının içine yüzlerce yumurta bırakmış ve o örümceklerde birkaç hafta sonra kızın kafa derisini kemirip beyninin içine girmişler. Bu olaydan sonra saçları moda diye havaya dikme şekli yasaklanmış.

İşte hikayemiz bu. Bilip bilmeden ülkemizin uzun umutlu yollarına örümcekleri almış olduk. O umutlar kemirildi, parçalandı! O liseli kız gibi aynı hatayı yapmıyor da değil bizimkiler(!). Onunkisi saç, bizimkisi Avrupa Birliği yarışmasına katılma hevesi/isteği... İkisinde ortak ve tek amaç noktası başarıyla birinci olmak. Toplumumuz da öğrenci(!) yerine koyulan o liseli kız oluyor. İster bu örümceklere 'ABD kaynaklı sorunlar' ya da 'Avrupa Birliği yarışmasına katılacağız diye ölüme giden bir yol' deyin. Karar sizin...
Geç olmadan o örümcekleri ülkemizin kafasından çıkarmamız şart! Çünkü bizim ülkemizin beyni şehit askerlerimizin emeği olan topraklarımızdır. Ülkemiz yaşasın!

Barış ve Sevgi dileklerimle

Tolga Yavuz

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi
SON YAZILAR