ÜÇ GÜZEL İNSAN

Bugün siz değerli okurlarıma şehrimizde yaşayan üç güzel insanı anlatacağım, bunu yapma nedenim toplum olarak kıymetli insanlar öldükten sonra onların güzel yönlerini anlattığımız için o güzel insanların kıymetlerini onlar fani dünyadan baki dünyaya göç ettikten sonra anlamanın çok şey ifade etmediğini düşündüğümden güzel insanların kıymetini bilmemiz adına onları anlatmaya çalışacağım. Güzel insanları topluma anlatmanın en büyük faydası o insanları toplumun tanıyıp onların ahlakı ile ahlaklaşması, onların güzel yönlerinden istifade etmesidir. Sizlere anlatacağım üç güzel insanın birincisi Ahmet İleri ağabeyimiz, ben kendisini doksanlı yılların başında tanıma şerefine nail oldum, o yıllarda ben Samsun İmam Hatip Lisesinin Dernek Başkanıydım, o da çeşitli yurtlarda yöneticilik ve sosyal faaliyetlerle meşguldü. Kendisini bana anlatan arkadaşlar İskender Paşanın ve merhum Mehmet Zahit Kotku Hazretlerinin samimi müdavimlerinden biri olduğu, sırf merhume annesine hizmet etmek için İstanbul'dan şehrimize gelmiş, hatta okumakta olduğu Makina Mühendisliğini de tasavvufa olan yatkınlığı ve samimi inancı gereği bırakmış şehrimizdeki önemli maneviyat sultanlarından birisi olmuş muhterem bir insan. Ahmet Ağabeyi uzun zamandır yakından görmedim, sadece geçenlerde bir cenaze namazında uzaktan görebildim, Allah Ahmet İleri ağabey gibilerinin sayılarını çoğaltsın diyerek ikinci güzel adama geçmek istiyorum.

                İkinci güzel adamımız seksenli yıları sonlarından itibaren tanıma imkânım olduğu, her fırsatta manevi hizmetler için elinden geleni yapmış muhterem bir şahsiyet olan Dr. İbrahim Sezen ağabeyimiz. İbrahim sezen ağabeyle İmam Hatip Lisesi Derneğinde bir hayli birlikte çalıştık, çok kıymetli, uyumlu, sessiz, sakin, sabırlı, yaptığı her işin arkasında Allah rızası gözeten çok kıymetli bir insan. İmam Hatip Lisesindeki Dernek Başkanlığının ardından Ulugazi Camii Yaptırma Derneği Başkanlığı görevini de üstlenen İbrahim ağabeyimiz şehrin göbeğinde çok büyük bir ihtiyaç olan Camii inşaatının karşılanmasından çok büyük emeği geçmiş kıymetli bir insan. İbrahim ağabey muhafazakâr Doktorların kıt olduğu hatta parmakla gösterildiği dönemde Müslümanların sıkıntılarına derman olmak için her türlü fedakârlığı göstermiş, yanına giden herkesin işini görebilmek için adeta çırpınarak mücadele etmiş bir maneviyat sultanı olduğuna ben şahidim. Hiç unutmuyorum İmam Hatip lisesinde görev yaparken adamcağız adeta okulun fahri Doktoru gibi çalışırdı, sadece İmam Hatip okulundan değil, kendisine ulaşan herkese hizmet etmeyi ibadet olarak gören bir ağabeyimiz. İbrahim ağabey ile de uzun zamandır görüşmedik Rabbim uzun ve sağlıklı ömürler ihsan eylesin diyerek üçüncü güzel adamımıza geçmek istiyorum.

                Üçüncü güzel adamı iki bin altı yılında tanıma fırsatım oldu, Belediyede görev yapmakta iken  Samsun'a doğal gazın gelmesi esnasında  Vezir Hazretleri ile Samgaz Genel müdürü arasında bir olay yaşandığını  duyunca Vezir Hazretlerine konunun ne olduğunu sordum. Vezir Hazretleri müthiş bir sinirle kendisinin Halka 29 Ekim 2006 tarihinde Doğalgazın Samsun'a geleceğini bilboardlardan açıklamış ama Doğalgaz bir hafta on gün gibi bir gecikmeyle geleceği kendisine bildirilmesi üzerine Samgaz Genel Müdürü Murat Albayrak'ı  arayıp sert konuştuğunu ancak Murat Albayrak'ın da konuşmaya aynı sertlikle cevap verdiğini öğrenince konunun detaylarını da öğrenme gereği duydum. Vezir Hazretleri almış eline telefonu aramış Murat Albayrak'ı ve ona demiş ki “ben size güvenmiyorum siz beni kamuoyunda yalancı çıkardınız. 29 Ekimde gaz gelecek dedik ama gaz gecikti” bunun üzerine Murat albayrak'da demiş ki “bize güvenmeyenle bizim de işimiz olmaz bir hafta on gün geciktik ama siz daha önce bu şehre verdiğiniz hangi sözde durdunuz nerede Tersaneniz, nerede Hafif raylınız(O günlerde yapılmamıştı) nerede onbeş bin insanı işe alacaktınız o sözünüz” deyip telefonu kapatmış.

                Bu gelişme üzerine bizim Vezir Hazretleri sarılmış telefona aramış Murat Albayrak'ın patronlarını, ancak patronlar Murat Albayrak'ın  Doğalgaz konusunda Türkiye de bir numara olduğunu, iki numaranın olmadığını, ondan sonra üç numaranın bulunduğunu, Murat Albayrak'ın işi bırakması halinde işi yapamayacaklarını isterse işi bırakabileceklerini ama Murat Albayrak'ı bırakmalarının teknik olarak mümkün olmadığını söylemişler. Bu gelişmeden sonra Murat Albayrak'ı arayıp onunla dost oldum. Geçmiş sekiz yıllık dostluğumuzda ondan gördüğüm tek şey, her şeyi Allah için yapması ve Halk içinde HAK için olmasıdır. Murat Albayrak bu şehir için çok büyük bir değerdir bu şehir Murat Albayrak'tan istifade etmez ise bunun vebalini hepimiz taşırız. Asıl işini çok ciddi yapmasına rağmen onu ve kazandığı parayı araç görmenin ötesine bir gram dahi gitmeyen Murat Albayrak günümüzde herkese örnek gösterilecek müstesna bir şahsiyettir. Rabbim onun gibilerin sayısını artırsın onların manevi feyiz ve bereketinden bizleri de hisseyap eylesin. Değerli dostlar bugün sizlere üç güzel insanı sunmaya çalıştım, bu üç güzel insan bizlere örnek olacak şahsiyetler ve maneviyat Sultanlarıdır. Onların kıymetini onları kaybettikten sonra anlayacak isek yazıklar olsun bize, sözlerime son verirken Rabbimden bu insanların sayılarını çoğaltmasını ve onların manevi iklimlerinden bizleri de hisseyap eylemesini niyaz ederek sözlerime son veriyorum. Allah'a emanet olunuz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR