Avrupa Parlamentosu(AP) Dışişleri Komisyonu 21 Nisan 2008 tarihli Türkiye Raporu'nu onayladı. Hollandalı Hıristiyan Demokrat milletvekili Ria Oomen-Ruijten tarafından kaleme alınan raporda başta AK Parti'nin kapatma davası olmak üzere Ergenekon soruşturması gibi birçok konu yer alıyordu. Türkiye Raporu Mayıs ayı içerisinde son bir kez daha tartışılıp oylanacak.
Peki, Avrupa Parlamentosu'nun hazırladığı ve oyladığı rapor ne anlama geliyor? Ülkemiz 2008 yılından itibaren önemli bir sürece girmiş bulunmaktadır. Bu süreç öncelikle küresel ekonomide yaşanan krizle başlamış ardından halkın yüzde 47 oyunu alarak iktidar olmuş AK Parti hakkında açılan kapatma davasıyla yeni bir boyut kazanmıştır. Gerek ekonomik gerekse de siyasi ortamın normale dönmesi için yeni açılımların sağlanması artık zaruret halini almıştır. Nisan ayı başında ülkemizi ziyaret eden Avrupa Birliği'nin Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn "Türkiye 2005 yılında üyelik müzakerelerine başlandığından bu yana hiç olmadığı kadar kritik bir dönemden geçiyor. Tüm taraflar, bir uzlaşma kültürü geliştirdikleri ve gerekli reformlar yapıldığı takdirde ülke bu krizden daha güçlenmiş demokratik kuruluşlarla çıkabilir" yorumunda bulunarak Türkiye'nin özellikle siyasi açıdan alacağı kararların önemine vurgu yapmıştır. Başbakan Recep Tayip Erdoğan da "2008'in reform yılı olacağını" söylemesi olumlu işaretlerin alındığını gösteriyor. İşte bu durumda yukarda sorduğumuz sorunun cevabını tartışabiliriz. Öncelikle Avrupa Parlamentosu'nun oylamış olduğu rapor, Türkiye için bağlayıcılığı olmayan, sadece tavsiye niteliğinde bir karardır. Ancak; Türkiye bu karardan yola çıkarak kendisine yeni yol haritası belirlemesi gerekir. Rapora baktığımızda; parti kapatma, insan hakları ve özgürlüklerin genişlemesi, Kıbrıs Sorunu, çeteler ve PKK terörü konularında önemli ipuçları yer almaktadır. Avrupa Parlamentosu, yayınlanan rapor doğrultusunda parti kapatmayı hoş görmeyeceğini açıkça dile getirmiştir. Anayasa Mahkemesi'nin kararını; hukuk devleti ilkeleri, Avrupa standartları ve Venedik Komisyonu'nun siyasi partilerin kapatılmasıyla ilgili ölçütlerine uygun alması temennisinde bulunuyor. Sayın Başbakan'ın aylardır ifade ettiği; DTP'lilerin terörle aralarına mesafe koyması hususu aynen raporda yer bulmuştur. Son dönemin flaş gelişmesi olan Ergenekon soruşturması da; çetelerin üzerine gidilmesi gerektiği ifade edilerek raporda yer almıştır. Bunlara ek olarak özgürlükler konusunda daha fazla çaba sarf edilmesi ve gerekli reformların hayata geçirilmesi de Avrupa Parlamentosu'nun üzerinde ısrarla durduğu konulardan biri olarak karşımıza çıkmaktadır.
Türkiye'nin dış politikasında belki de en önemli yere sahip Avrupa Birliği zaman zaman yayınlamış olduğu raporlar ve tavsiye kararlarla ülkemiz hakkındaki görüşlerini dile getirmektedir. Bu yazımızda da açıklamaya çalıştığımız görüşler; ülkemizi emin adımlarla Avrupa Birliği'ne bir adım daha yaklaştıran ipuçları olarak değerlendirilmeli diye düşünüyorum.