“Termik Santrallerin İnsan Sağlığı, Çevre ,....

“Termik Santrallerin İnsan Sağlığı, Çevre ,Hayvan ve Tarım Üzerindeki Etkileri” (3)

Panelistlerimizin yanı sıra bana gelen iki gönderiyi de hep birlikte okuyalım istiyorum. Gerçekten de çok güzel açıklamalar var. Yazımın yayınlanmasından sonra aldığım tepkileri de sizlerle paylaşmam yerinde olacaktır sanıyorum. Şimdi panelistlerimizden;

Çevre Birlikteliği sözcüsü ve Samsun EMO Şube üyesi Elektrik Mühendisi Metin Teletar"ın konuşması…! “ Temiz bir çevrede yaşamak için yenilenebilir enerji mümkün bir kere bunu görmek istemiyorlar. Neden görmek istemedikleri ise tamamen ranta bağlı. Ucuz maliyetlerle insanların sağlığı, hayvanların sağlığı ve bitki örtüsünün heba olması demektir. Bütün bunları bitirdikten sonra ekolojik denge de bozulduktan sonra ülkemizde tüketeceğimiz elektrik pahalı olacak. Dolayısıyla doğalgaz, fueloil ve diğer girdiler ile beraber enerjiyle çalışan ve üretim yapan iş yerleri ve fabrikalar ürettikleri her ürünlerine misli misli zam yapacaklardır. Olan yine biz tüketicilere olacaktır. Çevre kirliliğinin oluşması da cabası olacak. Küresel ısınma olgusu var . Dünyanın dengesi tamamen bozulacak. Buzullar eriyecek ve dünyamız sular altında kalacak. Elektrik enerjisi üretildiği anda tüketilmesi gereken bir enerjidir elektrik enerjisi kesinlikle depolanma gibi bir şey yoktur. Ülkemizde elektrik enerjisinin % 25"ini hidroelektrik santrallerinden elde etmekteyiz. Yani sudan elde etmekteyiz. Geri kalanı ise fosil yakıtlardan elde etmekteyiz. Petrolden , kömürden ve doğalgazdan elde etmekteyiz. Türkiye"de üretilen elektrik enerjisinin % 55"ini doğalgazdan elde etmekteyiz. Doğalgaz biliyorsunuz ülkemize ait bir yakıt değil. Aldığımız yerler belli. Rusya, İran, Azarbeycan gibi ülkeler. Dolayısıyla bu yakıt bizi dışa bağımlı kılmaktadır. Hidrolik santralleri sadece suyla elektrik ürettikleri için 75-100 yıllık ömürleri var. Hidrolik santralleri kolayca devreye girip çıkabilen santrallerdir. Termik santrallerde kolayca devreye girip çıkmanız söz konusu değildir. Fırın kızdığında boşaltmanız mümkün değildir. Aksi halde infilak eder koskocaman santraller. Hidrolik santrallerde bu çok kolaydır. Devreye girişte çıkışta oldukça kolaydır. Bu neden hidrolik santraller dünyada en çok tercih edilen santrallerdir. Üretim maliyeti de çok düşüktür. Katı yakıtlarla çalışan santrallerin hepsine Termik Santraller denilir. (Fosillerle, doğalgazla kömürle çalışanlara.) burada kurulu olan Mobil Santrallerde Termik Santrallerdir. Kimyasal enerjiyi elektrik enerjisine çeviriyorlar Termik Santrallerde ve Mobil Santrallerde. Termik santrallerin hammaddesi fueloil, kömür bunların hepside çevre kirliliği yapmaktadır. Dolayısıyla gelişmiş ülkeler bu tür santrallerin yapımından vazgeçmişlerdir. Elektriği çok tüketen bizim gelişmek için çaba harcayan ülkeler transfer etmişlerdir. Nedir bu fabrikalar. Demirçelik, çimento gibi fabrikaları ülkelerinden kaldırıp bizim gibi ülkeler transfer etmişlerdir. Bizlerde buna işsizlik var diye dört ellerimizle sarılmışız. Ama peşinden gelecek olan tehlikenin farkında olmadan. Daha fazla çalışıyorlar ve böylece daha fazla katı yakıt yakılıyor ve böylece daha fazla zehirleniyoruz. Oysa bunun başka alternatifleri var. Güneş Enerjisi ve Rüzgar enerjisi gibi alternatiflerimiz var. Termik santrallerle çevre ve sağlığımız tamamen tehlikeye giriyor. Termik santraller ve nükleer santrallerle verdiğimiz vergilerimiz yurt dışına aktarılıyor. Nükleer santrallerde radyoaktif zenginleştirilmiş uranyum maddeler in atıklarını saklayacak ve muhafaza edecek bir teknoloji yok dünyada bizimde en çok yakındığımız nokta budur” dedi.

Samsun Tabipler Odası Başkan, Uzm. Cem Şahan; “ 1993"te Dünya Sağlık Örgütünün bırakın Termik Santrallerde kullanılan yakıtların evlerde bile kullanılmamasını söylediler. 6 numaralı fuel oil"in mobil santral sürecinde aylarca solumuş ve 6 numaralı fuel oile bağlı kanser vakalarının arttığı gözlenmiştir. Buradan çıkarken eve götüreceğiniz aklımızın bir köşesinde her zaman durması gereken şey şudur bu santraller ve bu santrallerde kullanılan yakıtlar, insan sağlığına toprak sağlığına zararlıdır. Dünya Sağlık Örgütü bunu bu şekilde söylemektedir. 2. götüreceğiniz bir diğer şey ise bu termik santraller artık Avrupa"nın ve dünyanın terk ettiği yenilenebilir enerji kaynaklarına döndüğü eski Avrupa teknolojilerinin bizim ülkemize pazarlanmasından başka bir şey değildir. 3. sü yeni açılacak santrallerde her ne kadar doğalgaz kullanıyoruz deseler de 2002"deki ve şimdiki süreçleri de göz önüne aldığımızda doğalgazda aynı petrol gibi, doğalgazında aynı petrol fuel oil gibi bir fosil yakıt olduğunu ayrıyaten doğalgazın ulusal bir enerji kaynağı olmadığı dışa bağımlı olduğu Rusya"ya, İran"a, ve bir takım piyasa koşullarına bağlı olduğu canları sıkıldığında kapatabilecekleri bir enerji kaynağı olduğu da aşikardır. Bu üç bilgiyi aklınızın bir yerinden hiçbir zaman çıkarmayın. Sağlığınız için. Çocuklarınızın gelecekleri için bu çok önemlidir” dedi.

Samsun Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Prof.Dr. Murat Fındık, “ Termik, Mobil ve Nükleer Santraller havayı, suyu, insan sağlığını, hayvan sağlığını ve toprak sağlığı yerle bir etmektedir. İlk olarak havaya oradan toprağa gelen zehirli radon gazları daha sonra tarım yoluyla ve hayvansal gıdalarla direkt solumayla yani her yönden tek bir canlı bırakmamaktadır. Nasıl insanlar direkt olarak havayı soluduklarında akciğerlerinde mutasyona uğruyorlarsa hayvanlarda aynı gelişmeler yaşanmaktadır. Tekkeköy ve bölgede yaşayan canlılar mecburen bu havayı solumak zorundalar. Bun tek çaresi var Tekkeköy"lüler yenilenebilir enerji kaynaklarından faydalanmak. Avrupa"nın ve dünya ülkelerinin bize peşkeş çektikleri enerjilerden uzak durmalıyız. Güneş Enerjisi ve Rüzgar enerjisinden bölge olarak faydalanmamamız için hiçbir gerekçe yok” dedi.

Ziraat Mühendisleri Odasını Temsilen, Ziraat Yüksek Mühendisi Ünal Işıker. “ Bu ülkenin en büyük sorunlarından birisi gerçektende istihdam dır. İstihdam hemen bugün birikmiş bir sorun değil. Yıllardan beridir gelen bir sorun. Anayasayı değiştirmekle bir şey olmaz diyen arabesk kültürü ülkemizi bu noktaya getirdi. Samsun"un ekonomik gelişmesi,ni planlayanlar hep şuna karar veriyorlar. Samsun"un gelişmesi için tarımsal ürünlerinin arttırılmasında ve geliştirilmesinden geçer demekteler. İşsizliğin çözümü tarımsal üretimin arttırılmasında ve tarımsal sanayinin geliştirilmesindedir. Peki şimdiye kadar ne yaptılar? Zerre kadar bir şey yapmadılar. Şu burnumuzun dibindeki mobil santraller verdiğimiz hukuk mücadelesi sonucuna çalışmıyor. Çalışmadığı için devlet mobil santralin sahiplerine maalesef şu ana kadar 200 milyon dolar para ödedi. Devletin bu parası çar çur edildi. Tarımsal sanayinin, tarımsal yatırımların geliştirilmesi için bu para harcansaydı bu gün daha değişik bir ortamda konuşuyor olurduk. Türkiye bugün gıdada dışa bağımlı bir ülkedir. Bir ülke dışa bağımlı değil kendi ürünleriyle ülkesi insanlarına bakmalıdır. Konya vilayetimizin büyüklüğündeki Hollanda dışarıya bizim ülkemizin 10 katı tarım ürünleri ihraç etmektedir. Biz ise şekerimizi, yağımızı ve diğer gıda maddelerimizi dışarıdan ithal eder durumdayız. Termik santrallerde kullanılan fosil yakıtların çevreye zararlarını hepimiz biliyoruz. Fosil yakıtların kullanılmasıyla bitkilere tarıma bir gz olarak etkisi oluyor ikincisi ise asit yağışlarıyla bitkilere zararları olmakta. Termik santrallerin bacasından çıkan gazlar hemen yere yayılmaktadır. Buda bitkilerin tarım ürünlerinin çıkan gazlarla anında buluşması demektir. Kükürt dioksit yapraklar kanalıyla alınıyor yapraktaki klorofil bitkiye yeşil rengini veren bitkilerdeki organik maddeleri fotosentez olayıyla klorofilleri öldürmektedir. Bu sebeple bitki gelişimini öldürmektedir. Bu bölge halkı kükürt dioksit gazının çevreye verdiği zararları bu bölge halkımız çok iyi biliyor” dedi. Panelistlerimize tekrar çok teşekkür ederiz Samsun Çevre meclisi olarak. Saygılarımla…!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi
SON YAZILAR