Dursen Özalemdar

Dursen Özalemdar

TEFEKKÜR

TEFEKKÜR

Dursen Özalemdar

 

CHP  DEDİKLERİ (1)

 

Karadenizde bir laf vardır ^Piç yapar kuçağına verir “ diye. CHP nin siyasi hayatına baktığımızda, hiçbir işinde doğru olmadığı, doğrunun yanında bulunmadığı görülmüştür.

 

Devrin liderleri adına bastırılan ABD, TÜRKİYE dostluğunu gösteren  PUL.İnönü ve Vilson yan yana...

 

Bağımsızlığımızı ne zaman kaybetmeye başladık..?

Mustafa Kemal Atatürk, 10 Kasım 1938'de öldü (öldürüldüğünü iddia edenler de var).Bu tarihi, gerçi çok iyi biliyorsunuz ama, yine de aklınızda iyi tutarak aşağıdaki yazıyı okuyun..Atatürk, bağımsızlığa o kadar düşkündü ki, buna en küçük gölge düşürecek, bırakın anlaşmayı,bağdaşmayı, ittifak vs.yi, Kurtuluş Savaşının yokluk, yoksulluk ve en zor koşullarında bile, "şart" içeren bir YARDIMI kabul etmemiştir..Aşağıdaki yazıyı okurken bunu da aklınızda iyi saklayın.. ***** "Türkiye, yabancı bir devlete imtiyazlar tanıyan ilk ikili anlaşmayı, 1 Nisan 1939'da ABD ile yaptı. 5 Mayıs 1939'da yürürlüğe giren bu anlaşmaya göre, Türkiye Amerika'ya "gerek ithalat ve ihracatta ve gerekse DİĞER BÜTÜN KONULARDA "en ziyade müsaadeye mazhar millet statüsü" tanımıştı. Ayrıca, ABD sanayi malları için yüzde 12 ile yüzde 88 arasında değişen oranlarda gümrük indirimleri sağlanıyordu. Aynı yıl İngiltere'den 37 milyon sterlin, Fransa'dan 264 milyon frank, 1942 yılında Almanya'dan 100 milyon mark borç alınıyor ve bu borçlarla T.C. hazinesinin borç yükü yüzde 266 oranında artırılıyordu. Bu anlaşma yapıldığında hastalığının en ağır anlarında, "ayrıcalık tanıyan ve bağımlılık doğuracak dış anlaşmalar yapılmamalıdır" biçiminde ve vasiyet niteliğinde önerilerde bulunan Atatürk öleli henüz 4,5 ay olmuştu. Türkiye, ABD ile yapılan imtiyaz anlaşmasından yaklaşık 1 ay sonra, 12 Mayıs 1939'da İngiltere,23 Haziran 1939'da da Fransa ile iki ayrı deklarasyona imza attı ve bu deklarasyonları 19 Ekim 1939'da (İngiltere ve Fransa, Almanya'ya savaş ilan etmişken) "Üçlü İttifak Anlaşması" haline getirildi. TBMM bu anlaşmaları OY BİRLİĞİ ile onayladı. II. Dünya Savaşı henüz bitmeden 23 Şubat 1945 tarihinde ABD ile, Türkiye açısından olumsuz koşullar içeren bir anlaşma daha yapıldı. 4780 sayılı yasayla TBMM'nin onayından geçen bu anlaşmanın 2. maddesi şöyle diyordu:

 

 

TEFEKKÜR  Dursen Özalemdar

CHP  DEDİKLERİ …  ( 2 )

“Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti müsaade edebileceği bilgileri hizmetleri,maddeleri ve kolaylıkları ABD ne temin etmekle GÖREVLİ olacaktır.” Türk hükümetine, ABD’nin Türkiye’de gereksinme duyduğu bilgi,hizmet ve kolaylıkları sağlamakta GÖREVLİ kılan bu ahlaşma imzaladığında Atatürk öleli henüz 6 yıl 3 ay olmuştu.. Bu anlaşmadan bir yıl sonra, 27 Şubat 1946 tarihinde yine ABD ile, ilk borçlanma anlaşması imzalandı.Bu iki anlaşma, Türkiye'nin ABD ile bugüne dek yaptığı ve sayısını hükümet yetkililerinin bile bilmediği anlaşmalar zincirinin başlangıç halkaları oldu. 4882 sayılı yasayla kabul edilen bu anlaşmanın 1. maddesi şöyleydi: "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, Birleşik Devletler Dış Tasfiye Komisyonu'nun Türkiye dışında satılığa çıkardığı ihtiyaç fazlası teçhizat ve malzemelerden, ihtiyaçlarını karşılayanlarını alabilecektir. ABD Hükümeti bu alımları kolaylaştırabilmek için Türk Hükümetine 10 milyon dolar kredi verecektir. Kredinin anapara ve faiz geri ödemeleri Birleşik Devletlerin ARZUSUNA GÖRE, Merkez Bankasında özel bir hesaba yatırılacak ve Birleşik Devletler tarafından Türkiye'de kullanılan memurların ücretleri dahil olmak üzere Birleşik Devletlerin masraflarına tahsis edilecektir." Aynı anlaşmanın 2. bölüm 1. maddesi ise şöyleydi: "Türk Hükümeti tarafından satın alınmak istenen malzeme, Türk Hükümeti tarafından mahallinde (yerinde) ve olduğu gibi alınacak, alınan malzemenin mülkiyeti Birleşik Devletler üzerinde kalacaktır. Birleşik Devletler, alınan malzemeler için herhangi bir teminat vermeyecektir." Anlaşma koşullarının Türkiye açısından ne denli olumsuzluklar içerdiği, bu maddelerde açıkça görülmektedir. Özgür iradeleriyle resmi anlaşma yapan iki ülkeden birisi için bu denli eşitsiz koşullar içeren bir anlaşma, dünya ticaret tarihinde herhalde yoktur. ABD II. Dünya Savaşı'ndan kalan ve dünyanın değişik yerlerinde depoladığı muazzam boyutlu savaş artığı malzemeyi ya satacak ya da çürümeye terk edecekti. Türkiye'ye 10 milyon dolarlık kredi açıyor ve bu krediyi nakit para olarak değil malzeme olarak veriyordu. Malzeme olarak verdiği krediye faiz işletiyor ve on eşit taksitle nakit olarak geri alıyordu. Malzemeyi "mahallinde olduğu gibi" teslim ediyor ve bunun için "herhangi bir teminat" vermiyordu.Yani satılan malzemeden bozuk,kırık,işlemez ve tamire muhtaç olanları ABD değiştirmiyor,tamir etmiyor ve işler duruma getirmiyordu.Ayrıca Türkiye'nin satın alacağı bu malzemelerin mülkiyeti de Amerikalılarda kalıyor ve 23 Şubat 1945 tarihli anlaşmanın 5. maddesi,ABD başkanının istemesi halinde bu malzemelerin ABD'ne geri verilmesini öngörüyordu. Emekli Kurmay Albay Haydar Tunçkanat bu anlaşma için şunları söylüyor:"10 milyon dolarlık Amerika kredisiyle borçlanan Türkiye, alınan çoğu kullanılmış savaş artığı malzemenin büyük kısmından yararlanamamıştır. Yararlanma imkanını bulduğu küçük bir kısım için de, Amerika'ya yedek parça karşılığı 4-5 katına varan döviz ödemek zorunda kalmıştır." Dünkü CHP ve bu günkü tamamen ülkeyi batırmaya yönelik Vaatler manzumesine dayalı söylemli CHP değişen bir şey yok.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Dursen Özalemdar Arşivi
SON YAZILAR