TAVUK ÜRETİCİLERİ VE DOĞALGAZ

 Bugün iki konuya girmek istiyorum; zira son üç günden beri herkesin gündeminde bu konu var… İnsanlar haklı ama bu kadar saldırmanın da insafsızlık olduğu kanaatindeyim. Toplum olarak öyle bir noktadayız ki en ufak bir çileye tahammül edemez hale geldik. Atalarımız, bırakın doğalgazı, evlerine ekmek götürme imkanları yoktu. Benim babam mısırı kuturu ile öğütüp yemiş, bir hafta da büyük abdeste çıkamamış. Dedelerimize, ninelerimize gitmiyorum, zira onları yazmaya kalksam birçoğunuz inanmayacaksınız. Doğalgaz konusunda sorumluluk taşıyan iki firma var. Biri Karayolları’ndan ihaleyi alan müteahhit firma diğeri de SAMGAZ.  Boruyu delen makina operatörü Karayolları’nın üstgeçit ihalesini yapan firmanın işçisi; asıl sorumlu olan o. Sanırım gözaltına alınan dört kişiden birisi de o işçi. İşini dikkatli yapmamış ve boruyu delerek hem şehrimizi iki gün boyunca gazsız bırakmış hem de büyük bir faciadan kıl payı dönülmesine sebep olmuş. SAMGAZ firması ise onarımı yapabilmek için önce borudaki tüm gazı boşaltmış, ardından da boruyu tamir etmiş. Ama tamiratı uzun bir sürede yaptığı için çok eleştiriler aldı.

      Her iki firmanın da hatası olabilir ama bu kadar feryadü figan etmeye gerek yok. Bu doğalgaz denen akıcı sıvı sonsuza dek olmayacak, gün gelecek bitecek… Belki biz görmeyiz ama çocuklarımız veya torunlarımız için kaçınılmaz bir gerçektir. O halde ne yapılacağı şimdiden düşünülmesi gereken bir konudur. Burada üzerinde durmak istediğim asıl konu bazı insanların burada kasıt arayıp sabotaj olabileceği yönündeki beyanlarıdır. Hele hele bu insanların bir kısmı eski vekil olunca geçmişte kimleri vekil yapmışız demekten kendimi alamıyorum. Hazret bu işte art niyet görmüş… Sabotaj olabilir miş, miş… Adam adeta inciden gerdanlıklar sunmuş; adama sormazlar mı ki “Be adam sabotaj bunun neresinde; bir insan koskoca bir şehri gazsız bırakmak için nasıl bir sabotaj yapar? Sen hiç mektep medrese görmedin mi? Sabotaj nasıl ve neden yapılır bilmez misin de konuşup durursun?”. Bu konuyu burada bitirdikten sonra gelelim asıl konumuza

     Geçtiğimiz cumartesi günü Kanatlı Et Üreticileri Birliği’nin kongresine katıldım. Katılma nedenim benim de bu birliğe üye olmamdır; çünkü benim de Ladik’te iki tane tavuk çiftliğim var. Birliği kuran arkadaşlar gayet iyi niyetli, çalışkan ve samimi insanlar. Bu insanların tamamına yakını çok büyük sıkıntıdalar. Sıkıntının iki kaynağı var; birincisi kullandıkları krediyi geriye ödeyememe sıkıntısı, ikincisi ise bölgede tek olan entegre tesisinin ekonomik sıkıntıları nedeniyle para ödeyememesi sonucunda düştükleri ekonomik darboğaz. Bu iki sıkıntının da temelinde hükümetin dış politikada yaptığı yanlışlar var. Nedir bu yanlışlar derseniz, daha önceden de yazdığım gibi hükümet, gerek Ortadoğu’da gerekse Rusya’da uyguladığı yanlış politikalar sonucunda tüm bölge ülkeleriyle ilişkilerini kesmiş, yapılan tüm ihracat durmuş, tarım ve hayvancılık konusunda iç tüketimin fazlası olan sebze meyveden tutun da  üretilen etlik tavuk, yumurta gibi tüm ürünler elde kalmıştır.

       Hükümet kanatlı hayvanlara İPARD aracılığı ile verdiği desteği Kırsal Kalkınma Koordinatörlüğü yönetmiş, fevkalade güzel bir çalışma sonucunda bölgemizde 77 adet tavuk çiftliği kurulmuştur. Bu çiftliklerin ürettikleri tavuklar KÖYTÜR tarafından entrgre tesislerinde kesilip paketlendikten sonra satışa sunulmuş ancak tavuklar ihraç edilemeyince KÖYTÜR kilosunu 4.50 kuruşa malettiği tavuğu üç yıl boyunca 3.50 kuruşa satmak zorunda kalınca konkordato ilan etmek zorunda kalmış. Sadece KÖYTÜR mü bu durumda derseniz, büyük firmalar da aynı durumda… Banvit’in yüzde 79’luk hissesi yabancılara satılmış, Keskinoğlu hakeza aynı sıkıntıları yaşamakta, diğerlerinin durumu da aynı. Hal böyle olunca üretici bir müddet üretim yapamadı, üretim yapanlar da para kazanamadı ve böylece çok büyük sıkıntılar baş gösterdi.

    Ülkemizim tükettiği tavuk miktarı yıllık bazda bir milyon ton, ürettiği  tavuk miktarı ise bunun tam iki katı, iki milyon ton. Yani bir milyon ton fazla üretimimiz var. Bunun ayarlamasını kim yapacaktı derseniz, elbet hükümet yapacaktı. Öyle istihdamı çoğaltacak diye yeni işe alınacakların SGK primlerini ödemekle bu iş yürümez. Yatmakta olan atıl işletmeleri devreye sokmak lazım, bunun için de yapılması gereken çok basit işler var. Örneğin bu kümeslere et tavukçuluğu yapılması için destek verilmiş; eyvallah da sektör krizde olduğuna göre buna çözüm bulmak zorundayız. Hatta bunun çözümü de var. Tarım Bakanlığı sadece şu izni verecek, diyecek ki “Kriz dönemlerinde bu kümeslerde yumurtalık tavuk da üretilebilir”… Bu ibarenin eklenmesi halinde bu sorunun büyük bir kısmı çözülür. Üreticilerin bir kısmı “yarka” olarak adlandırılan yumurtalık tavuk koyarlar, kalanları da KÖYTÜR’le çalışırlar olur biter. Ama ne hikmetse kimse bu soruna el atmıyor. Birlik yöneticileri önümüzdeki günlerde Bakan Çağatay Kılıç’la görüşmek istiyorlar. Konuyu Kamuran Özden Bey’e ilettim, hassasiyetle de takip edeceğim; bu sorun basit bir sorun değil ama çözümü çok basit olmasına rağmen şu ana dek kimse el atmadı. Umarım çözülmesi için siyasetçilerimiz gerekeni yaparlar, aksi halde biz buradayız diyerek sözlerime son veriyorum. Kalın sağlıcakla.

  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
10 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR