Taşeron Usulu, İşçilerin Temel Haklarını İhlal Etmektedir

Dr.Arzu Çerkezoğlu"nun anlatımlarının devamı: Uygulanmakta olan bu usul çerçevesinde, taşeron aracılığıyla çalıştırılan işçiler, temel haklarından mahrum bırakılıyorlar. Bu çalıştırma usulü işçilerin şu temel haklarını ihlal etmektedir:

1- Sözleşme ve toplu sözleşme hakkı ve örgütlenme özgürlüğü:
a- Bireysel iş sözleşmesi açısından
Bu usulde taşeron şirket, çalıştıracağı işçiye biçimsel bir “Bireysel İş Sözleşmesi” imzalatmaktadır. Ancak bu sözleşmenin tanziminde işçinin hiçbir söz hakkı bulunmamaktadır. Ücret, işçiyle taşeron şirket arasında “Bireysel İş Sözleşmesi” imzalanmadan önce, Üst işveren (yani hastane yönetimi) ile taşeron şirket arasında belirlenmektedir.

b- Toplu iş sözleşmesi açısından
Taşeron şirketlerin işçileri bir yıllık bireysel iş sözleşmeleriyle çalıştırılmaktadır. Mevcut toplu sözleşme düzeni içinde bu işçilerin toplu sözleşme yapma hakkı fiilen bulunmamaktadır. Kağıt üzerinde bulunan haklarını kullanabilmeleri halinde, taşeron şirket, asıl işverenle yaptığı sözleşmedeki çerçeve içerisinde zarara uğrayacağından veya yükümlülüklerini yerine getiremeyeceğinden bu sözleşme fesholacak, işçilerin devam edebileceği bir işleri kalmayacaktır.

b- Örgütlenme Özgürlüğü Açısından
Taşeron şirketlerde çalışan işçilerin sendikalaşması halinde asıl işverenle taşeron şirket arasındaki sözleşmenin feshedilmesi sıklıkla raslanılan bir durum olmaktadır. Her ne kadar yeni iş yasası, ana işin parçası veya eklentisi durumundaki işleri yürüten işçilerin işgüvenliğini ana işverene yüklüyorsa da yıllık sözleşme koşullarında bu yeterli bir güvence sağlamamaktadır.

2- Angarya Yasağı
Hastane taşeronlarında çalışanlar işin yapısı gereği fazla mesai kapsamına girmesi gereken “nöbet”lerde görev almalarına karşın normal çalışma sürelerinin ve günlerinin dışında yapılan bu çalışmalarına karşılık olarak herhangi bir fazla mesai ücreti alamamaktadırlar. Üst işverenler, birçok durumda, ihale sözleşmelerinde çalışma şartlarının yasal koşullarına uygunluğunun denetleyiciliğini de üstlenmiş olmalarına karşılık, taşeron işçilerini fazla mesai yapmaya zorlamakta ama taşeron şirkete, fazla mesaileri karşılamak için herhangi bir ek ödeme yapmamaktadırlar. Bu durumda, taşeron şirket işçilerinin yaptığı fazla mesailer, ücretsiz çalışma yani angarya niteliği kazanmaktadır.

3- Ayrımcılık Yasağı
Hastane yönetimleri, ayrılan kadrolu personelinin yerine taşeron şirket işçilerini çalıştırmaktadır. Aynı işyerinde aynı işleri yapan işçiler, taşeron şirket işçisi veya kadrolu işçi olmalarına bağlı olarak farklı ücret ve çalışma koşullarına tabi bir biçimde çalıştırılmaktadırlar. Doğrudan doğruya üst işverenliğin taşeron firmayla yaptığı hizmet sözleşmesine bağlı olarak ortaya çıkan bu sonuç, “Ayrımcılık Yasağı”nın açık ihlalidir.

Taşenon işçilere uygulanan ayrımcılık son derece geniş bir alana yayılmaktadır. Ücretler, yemek ve servis koşulları, izinler, görevlendirme tarzı, otoriter yaklaşım, saygı gibi ekonomik, profesyonel, toplumsal ve kültürel bakımlardan taşeron işçileri “ikinci sınıf işçi” muamelesi görmektedirler.

4- Çocuk Emeği Kullanma Yasağı
Temel çalışma standartlarından biri olan “Çocuk Emeği Kullanma Yasağı”nın özü, toplumsal zayıflıkların aşırı kötüye kullanımına engel olmaktır. Taşeron şirketler bu yasağın ihlali bakımından en büyük risk grubunu oluşturmaktadır. Taşeron şirketlerde çalıştırılan emekli, kadın, çocuk ve göçmen işçilerin oranı son derece yüksektir. Nüfusun bu grupları, işçilerin pazarlık gücü en düşük unsurlarıdır. Taşeron şirketler bu kesimlerden işçileri bu nedenle daha çok tercih etmektedirler. Bu işçiler sık sık kaçak olarak ve asgari ücretin altında ücretlerle çalıştırılmakta; istenildiği zaman işten çıkarılabilmektedirler. Üst işverenler, bu istismara da “maliyetleri düşürdüğü” ve “esneklik sağladığı” için göz yummaktadırlar.

Bu temel hak ihlalleri, yalnızca taşeron şirketler aracılığıyla çalıştırılan işçilere zarar vermemekte, bütün statülerden sağlık emekçilerini de olumsuz etkilemektedir. Herşeyden önce aynı işyerinde çalışan işçilerin temel haklar bakımından farklı statülerle çalışmaları, çalışanların birliğini bozmakta ve onları işverenler karşısında güçsüz duruma getirmektedir. Bu parçalanma mevcut yönetimler tarafından geliştirilmeye çalışılmakta, emekliye ayrılan personelin yerine yeni personel alınmamakta; büyüyen hizmet ihtiyacı taşeron şirketlerle karşılanmaya yönelinmektedir. Birçok kamu hastanesinde hizmet üretimi taşeron şirketler ve özel sözleşmeli personel tarafından yütürütülebilir hale getirilmiştir. Bu amaca ulaşıldığında, hastane yönetimleri keyfi yönetim usullerine ve yaygın hak ihlallerine girişebilmektedir. Daha şimdiden bir çok kurumda angarya yerleşik bir uygulama halini almıştır. Bu uygulamalar, derece derece bütün ücretli çalışanların çalışma koşullarını baskı altına almaktadır.

Bu nedenle, taşeron şirketler aracılığıyla çalıştırmanın yarattığı temel hak ihlallerine karşı başta bizzat taşeron şirketlerin işçileri olmak üzere aynı işyerinde çalışan bütün sağlık emekçileri hep birlikte mücadele etmelidir. Çünkü temel çalışma standartlarının ihlali bütün çalışma koşullarının kötüleşmesine neden olur. Yazımıza devam edeceğiz…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi
SON YAZILAR