Bu yazıyı tam onbeş gün önce hazırladım.

Ama yayınlaması bugüne nasip olacak.

O gün için;

Esad gidici… başlığını koydum.

Ama gitmedi!

Kendi insanına zulme devam ediyor.

Kırdı…

Kırdı…

Henüz bitiremedi.

Neden bu başlığı attık derseniz;

Amerika'ya tam güvenmiştim.

Dışişleri bakanı Türkiye'ye gelmişti.

Türkiyesiz yapamıyor.

Her attığı adımı Türkiye üzerinden atıyor.

Suriye'de Esad'a karşı savaşanlar;

Daima arkalarında Türkiye'yi;

Hissettiler…

Türkiye de Amerika kadar konuştu;

Asla daha fazla konuşmadı.

Suriye'de savaşan halk perişan ise…

Kırılıyor ise…

Silah yardımı alamıyorsa!

Tek arkadan hançerleyeni var!

AMERİKA!

Suriye'de Müslümanların ölmelerini;

İSTİYOR!

Neden?

Çünkü güvenemiyor!

Ya Mısırlı Ihvan yanlıları işbaşına gelirse!

Ya el Kaide yanlıları gelirse!

Ya kimyasal silahlar;

el Kaide'nin eline geçerse'

Amerika'nın tek korkusu o!

Yoksa;

Amerika istese;

Bir günde Beşşar'ı halleder;

Ama Müslüman kanı akmasından zevk alıyor.

PKK'nın Türkiye'yi tedirgin etmesinden;

Amerika dört köşe!

Demek oluyor ki Ortadoğu çok büyük olaylara gebe!

Biraz daha devam!

İran da Müslüman kanı akmasından memnun!

O da öyle zevk alıyor.

İşte onbeş gün önceki;

YAZIMIZ!

Suriye'de kabus bugünler bitebilir.

Ölümler sona erebilir.

Çok kısa bir süre sonra da;

Suriye'de huzur ve güven ortamı kurulur.

Clinton'ın İstanbul semalarında görülmesi;

Suriye muhaliflerine silah yardımı yapılması;

Suriye Müslümanlarının İran'ın zulmünden kurtulması;

Türkiye'de çadırlarda…

Konteynırlarda…

Olumsuz koşullarda barınan ve

Zaman zaman kendilerine hizmet edenlere;

Hakarete varan…

Kavga dövüşe varan olumsuzluklar sergileyenlerin

Bu çilelerinden kurtarılması gerçekleşecektir.

Neden Suriye çilesi bu kadar uzadı?

Cevabı gayet açık!

Dünya… Amerika… NATO…

Tamamı Müslümanlardan korku içinde!

Beşşar Esat giderse…

Onun silahlarını…

Ayrıca Libya'dan kayıp… kaçırılmış silahları;

Kullanmaya kalkarlarsa;

Amerikan menfaatlerine karşı kullanan;

Bir Müslüman yönetim Suriye'ye egemen olursa;

Bütün bu silahları Amerikan aleyhine…

Özellikle İsrail aleyhine kullanırlarsa;

Amerikan deyimiyle;

İkinci bir İran belası çıkarsa ne olur?

İşte bu korku nedeniyle Suriye celladı hayatta kalabildi.

Amerika sadece Türk hükümetine güveniyor.

Bütün ümitlerini Türkiye'ye…

Tayyip Erdoğan kurmaylarına bağlamış;

Tam güvenemediğinden hala tereddütlü!

Bütün olanlar… zavallı Suriye halkına oluyor.

Ne İran korkusu…

Ne Rusya korkusu…

Ne Beşşar korkusu…

Hiçbiri değil'

Sadece Müslüman Kardeşler korkusu;

Mısırda zafer kazanan Müslüman Kardeşler;

Suriye'de de kazanırsa;

İsrail'in iki cephesi…

Üç cephesi yara alırsa…

Suriye'deki Müslüman güçler toparlanıp

Lübnan ibresini değiştirirse;

Ürdün Krallığını korkutursa;

O zaman ne olacak?

Ama Türkiye'ye epeyce güveni var!

Bütün hareketlerini Türkiye'ye emanet etmiş gibi.

İran bu arada iyi sınav verdi;

Ama olumsuz sınav verdi.

Suriye rejimi kurtulsun diye

Müslüman kanı akmasını umursamadı.

Biraz daha da aksın da Suriye rejimi ayakta kalsın;

Dedi.

Ortadoğu'da olası yeni bölünmelerde;

İran'ın payı zedelenmesin diye;

Alabildiğine silah… asker… mühimmatı;

Suriye devletinin emrine amade kıldı.

Halep yanıyor!

Yangını tüttüren tamamen İran'dır.

İran, neden Suriye'ye vuruyor;

Muhalifler neden yardım ediyor diye;

Türkiye dosyasını da açıyor.

Büyük darbeler yiyen PKK'yı da canlandırıyor.

Bu son operasyonların dinamitleyicisi;

İran gözüküyor.

Türkiye güvenlik güçleri üstün geldi,

  Uyanık…

Yan gelip yatan yok artık!

Erat da… astsubay da cephede!

Aynı kaderi paylaşıyor.

Rabbim inşallah Türkiye'ye nusratını nasip edecek.

Türkiye, Ortadoğu'nun kaderini belirlemede;

Öncü güç olacak inşallah!