SIRA GELDİ İLKADIM BELEDİYE BAŞKANI"NA

            İlk iki yazımda konu birinci yılında belediye başkanlarının icraatlarını değerlendirmek oldu, okurlarım İlkadım Belediyesi ilgili ne zaman yazı yazacağımı soruyordu, işte şimdi İlkadım Belediyesi"ne sıra geldi. Necattin Bey aday olup, gazeteye ziyaretime geldiğinde seçilebileceğine ihtimal vermiyordum, sebebine gelince çok durgun bir yapısı vardı. Siyasetçinin oy alabilmesi için güler yüzlü, sempatik, sevecen bir yapıya sahip olması gerekmektedir. Necattin Bey ilk görünümü itibarı ile biraz durgun, biraz suskun, biraz da resmi bir kişiliğe sahip bir görüntü vermektedir. Ancak gerek MHP teşkilatı, gerek seçim karargahı, gerekse istişare heyetinin ortaya koyduğu strateji sonucu seçimi kazanmıştır. Bu arada lokal ırkçılığın da toparlanarak, güzel bir çalışma temposu ortaya koyması olayı daha da rahatlatmıştır.

            Seçimden sonra büyük bir kesimin iş beklentisi ve borçluların alacak beklentisi ile karşılaşması sonucu ciddi bir sıkıntı ile karşı karşıya gelmiştir. Kapatılan İlkadım ve Gazi belediyelerinin toplam borcu 70 milyar (Trilyon) TL olup, bu borçların karşılığında satılacak bir metre kare dahi arsa, arazi, bina gibi gayrimenkul yok. Olayın vahametini gören Necattin Başkan önce oturup, gelir, gider tablosunu ele alıp, olabilecek alternatifler üzerinde çalıştıktan sonra ortaya çok güzel projeler koymak sureti ile teker teker problemlerin çözümüne başladı. Önce çöp ihalesini özelleştirip yılda beş milyon lira gibi bir tasarruf sağlamayı başarmış, bu sayede beş senede 25 milyar kampanyasını başlatmıştır. Diğer yandan personel maaşlarını bir gün dahi geciktirmeden ödemeyi başarmıştır. Bu yazdıklarımı yazarken sanmayın ki Necattin Başkan"la özel bir yakınlığım var. Kendisi ile ya bir kez veya iki kez görüşmüşümdür, ancak benim için en önemli şey çalışan insanların maaşı ve paranın israf edilmemesidir. Hiç unutmam Belediye"de çalışmakta olduğum zaman alt belediye başkanı arkadaşlar maaş ödeyecekleri zaman arayıp, "ne olur yardımcı ol" bu ay maaşları ödeyemiyoruz derlerdi ve zar zor maaşları öderlerdi. Şu anda dahi bazı belediyeler aylarca personel maaşlarını ödeyemiyorlar, maaşları gününde ödemek gerçekten hem emeğe, hem de çalışanların ailelerine duyulan saygının bir göstergesidir. Necattin Başkan"ın bu yaptıklarını başkaları yapmış olsa idi ortalığı ayağa kaldırırlardı, ancak Necattin Bey mütevazi bir kişiliğe sahip olduğundan gösterişe de merak etmediğinden sessiz, sedasız götürmeye çalışıyor. Belki bu yaptığı doğrudur, ancak siyasette aşırı tevazu iyi değildir. Önümüzdeki günlerde de seçim beyannamesinde vaat ettiği Halk Ekmek projesini faaliyete geçirecek, bu da gayet güzel bir çalışma bu çalışmanın bittiğinde şehirdeki ekmekle ilgili politikalara da çeki, düzen vermiş olacaktır. Bu arada bazı hemşerilerinden gelen şikayetlerin olduğunu da biliyorum, ancak bu şikayetlerin büyük bir kısmı işsizlikle ilgili şikayetlerdir, takdir etmelidirler ki bir belediyenin çalıştırabileceği personel sayısının nerede ise üç katı personelin bulunduğu bir Belediye"ye eleman almak hem belediyeye, hem de İlkadım halkına haksızlıktır. Olayları değerlendirirken objektif, tarafsız ve  Hak"tan yana bir tavır sergilemek zorunda olduğumuzu unutmamamız gerekmektedir. Benim olaylara bakışım yapılan icraatlar doğrultusunda olduğundan bu güne kadar İlkadım Belediyesi"nde gözlemlediklerim bunlar, farklı gözlemleri olan arkadaşlarımız varsa ellerinde en ufak bir belge varsa getirmeleri halinde onu da değerlendireceğimizi unutmasınlar. Bizim gayemiz üzüm yemek, bağcıyı dövmek değil, kim bu şehirde bir çivi çakıp, yararlı olmaya çalışırsa onun yanında olduğumuzu unutmasın, kim de bu şehirde insanların gözünü boyamaya çalışıyorsa onu da yazmak boynumuzun borcu, şurası bir gerçek ki Vakar ile Kibir"i karıştırmadığımız gibi, tevazu ile zilleti de karıştırmayacak kadar bilinçli olduğumuzu herkesin bilmesi temennisi ile mutlu yarınlar diliyorum.