SIKINTI BÜYÜK

AK Parti iktidarlarının ilk dönemlerinde ekonomik hayat gerçekten çok güzeldi, döviz uzun yıllar yerinde saydı, enflasyon tek rakamlı hanelerdeydi, faizler çok düşüktü, gerek esnaf, gerekse tüccar sıkıntısız hayat yaşıyorlardı. Tüccar yüzde onbeşleri bulmayan kredi faizleriyle para kullanıp yatırım yapıyordu, esnaf aynı şekilde düşük faizli kredilerle dönüşüyordu, piyasada da bu minvalde bir canlılık vardı. Memur ve emekliler de rahat geçinebiliyorlardı, zaten karı, koca çalışan ailelerde hiç sıkıntı yoktu, halen daha da yok. Pandemi nedeniyle son bir yıldan beri öyle enteresan gelişmeler oldu ki aklınız şaşar, çay ocağı işletmecisinden, kafecisine, özel okulundan, lokantacısına varıncaya dek esnaf öyle sıkıntılı bir durumdaki anlatamam. Bu insanlar günübirlik çalışıp evlerini geçindiren insanlar, çalışmadıkları zaman evlerine para getirme imkanları yok. Küçük ve orta ölçekli esnaf öyle de büyük ölçekli işletmeler farklı mı derseniz elbette ki onların durumu da çok farklı değil, kredi faiz oranları yüzde yirmi ikilere çıkmış, kullandıkları kredinin faizini mi ödeyecekler, personel ve işletme giderlerini mi karşılayacaklar, yoksa borcu borçla mı karşılayacaklar belli değil. Bu şehirde hatta bu ülkede büyük çaplı yatırım yapan Tüccarlardan kredi kullanmayan yok denecek kadar azdır, hal böyle olunca da herkes ekonomik sıkıntı yaşıyor demektir.

     Sanayici, Tüccar, esnaf bu durumda da emekli, asgari ücretli ne durumda derseniz işte orada sıkıntının boyutu çok farklı, yazdığım köşe yazılarına gelen en çok yorum emeklilerin sıkıntıları ile ilgili, özellikle ikibinden sonra emekliye ayrılanların durumu çok daha vahim, adamların aldıkları maaş 1600-1700 lira bandında, bu maaşla geçinmek mümkün değil, zaten gıda fiyatları almış başını gitmiş, kira vermeyen bir emekli aile dahi elektrik, su, doğalgaz ve apartman aidatı olarak bin liranı üzerinde para ödemek zorunda. Emekli maaşlarına mutlaka bir düzenleme yapılıp, en düşük emekli maaşı asgari ücretle eşitlenmeli, yoksa tek emekli maaşı olan bir ailenin geçinmesi mümkün değil. Bu konu Hükümetin öncelikli konusu olmalı, insanlar sürekli kredi kartlarıyla borç ötelemeleri yaparak geçinmeye çalışmaktalar, bu gerçeği görmek zorundayız, aksi halde sayıları on milyonu bulan emeklileri çok üzmüş oluruz. Gıda fiyatları deyince aklıma geldi, ara sıra marketlerde alış veriş yapan biri olarak söylüyorum, gerçekten marketlerdeki etiketler son üç, dört ayda neredeyse ikiye katlanmış durumda. Bu konuda sadece marketleri de suçlamak doğru değil, neden değil derseniz içerisinde olduğumdan söylüyorum, bazı ürünlerin maliyet fiyatları öyle yükseldi ki anlatamam, Örnek olarak dün Kasaplar odası yönetim kurulu üyesi Tavuk etinin kilosuna iki lira zam geldiğini açıklamış. Bu konuda size çok net hesap verebilirim, çünkü Tavuk eti üretimi yapan birisiyim, ama sanırsam artık o işi de yapmayacağım, kümeslere kilit vurdum daha üretmeyi düşünmüyorum.
 
   Neden düşünmüyorsun konu nedir derseniz son üç dört ayda yem fiyatları 2.5 liradan 3.5 liraya çıktı, soyanın ton fiyatı 530 dolardan 720 dolarlara kadar çıktı, hem dolar zamlandı hem de dolar cinsinden zam geldi. Hal böyle olunca da entegreler yeme soya koymadan biz üreticilere verdiler ve Tavuk yemesi gereken yemin neredeyse iki katını yiyince üretim yapan ben dahil hepimiz zarar ettik, bu nedenle de ben daha üretim yapmayı düşünmüyorum. Tavuk etinin maliyeti yüzde otuz oranında otomatikman arttı, bu şartlarda şu anda Türkiye genelindeki Tavuk eti üreten entegrelerin tamamı zararına satış yapmakta, kanaatimce şu anda yapılan zam devede kulak asıl zam Mart ayından sonra olacağı kanaatindeyim. Tavuk etinde durum bu da kırmızı ette durum farklımı derseniz elbette aynı durumdalar yem fiyatlarındaki fahiş artış Büyükbaş hayvan üreticisini çok zor duruma soktu, döviz geri gelse de maalesef hammadde geri gelmedi. Bu dediğim sadece iki kalem mal ancak bu iki kalem yumurtasından sütüne, peynirinden tereyağına kadar her şeye otomatik olarak yansıdığından marketlerdeki üretim ondan yükseldi. Peki buna müdahale mümkün mü derseniz öyle PTT de yağ satmakla, marketleri denetlemekle bu iş çözülmez, yapılması gereken hammadde girdilerini düşürmektir, onunla ilgili kapsamlı bir çalışma yapılmadan bu iş çözülmez.
    
Allah için doğruyu konuşmak gerekirse hükümet pandemi döneminde esnafından tüccarına, bir hayli destek verdi, geçtiğimiz yıl KGF dedikleri düşük faizli krediler verildi, kısa çalışma ödenekleri hala daha devam ediyor, işsizlere belli oranda maaş bağlandı ama başta emeklinin olmak üzere esnafın, sanayicinin ve tüccarın durumu iyi denemez. Umarım hükümet bu konuya bir çözüm üretir de toplum rahatlar, yoksa sıkıntı büyük diyerek sözlerime son veriyorum, kalın sağlıcakla
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
11 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR