SEZAR’IN HAKKI SEZAR’A

Gazetecilik hayatına başlayalı 11 yıl oldu. Bunun tam 10 yılı kamuoyu tarafından muhalif gazete olarak anıldık. İktidarın en güçlü olduğu dönemde yapılan yanlışların sonuna kadar karşısında olduk. Yapılan doğru şeylerde de destek verdik. Enteresandır, bir kamu kuruluşunda üst düzey bürokrat olan Erzurum İlahiyat Fakültesinden bir sınıf arkadaşım bundan 5-6 yıl önce çocuğunu Üniversiteye okutmaya gelince beni aradı ama yanıma gelmedi. Ona demişler ki sakın uğrama yanına o iktidar muhalifi yayınlar yapıyor, muhalif gazeteci, o da korkudan uğrayamadı. Bu 10 yıllık süreçte öyle sıkıntılar çektim ki anlatamam. Haftanın beş günü adliyede geçti, yazdığımız yazılarda eleştiri sınırını aştığımız gerekçesiyle 500 bin lira tazminat ödedik. FETÖ’cü bazı şerefsiz siyasetçilerle bürokratlar işbirliği yaparak bize elli çeşit davalar açtılar. İçeri girdik, dışarı çıktık, her türlü bedeli ödedik. Biz bunları yaparken herkes zevki sefasında, cukkalarını doldurma peşindeydi ama musluklar bitince, AK Parti’ye ve AK Partili siyasetçilere karşı bazı insafsızlar ve para beklentisi olanlar tarafından atılan iftiralara karşı onları savununca da yandaş medya ilan edilmiş olmamız işin çok garip tarafı.

Son günlerin en yoğun gündemi olan Biyoenerji Santrali ile ilgili takındığım tavır tamamen vicdani, insani ve meslek ahlakının gerektirdiklerini yapmanın ötesinde bir şey değildir. Bu konuda bizim para aldığımızı düşünenlere bir örnekle şunu ifade etmek istiyorum. SAMKON Genel Başkanı Sezgin Gümüş şu anda santralin karşısında oluşan bloğun etkili STK’larından birinin başkanıdır. Bu arkadaşımız 2010 yılında Lâdik Akdağ’da Özel idare ile Samsunlu bazı iş adamlarının ortaklaşa yaptırdığı kayak merkezinin otel kısmını satın almıştı. O işletmenin otopark alanının yetersizliği ve kayak merkezine çıkarken yapılan kaçak büfeler nedeniyle işletmenin bazı sıkıntıları olmuştu. Biz o zaman İlçe Kaymakamını arayıp bu konuda çözüm üretmesini rica edince yapmamıştı. Biz de gerekli yayınları yapınca Kaymakam ve bazı İl Özel idaresi çalışanları bizi mahkemeye verdiler. O zaman da aynı şekilde Sezgin Gümüş’ten para aldığımız iddia edilmekteydi. Oysaki kursağımıza bir kuruş girmediği gibi işin çilesini çektik. Tavsiyem; Sezgin Gümüş’e sorun, şayet bize o gün bir lira verdiyse bugün de para aldık. Yok, vermediyse o gün ne yapmış isek bugün de aynısını yaptığımızı buradan herkese haykırıyorum!

Gelelim santralle ilgili siyasetçilere yapılan ithamlara, Çiğdem Karaaslan hanımla şu anda mahkemeliğiz. Yıkılan stadın yerine yapılan Millet Bahçesi ile ilgili yaptığımız haberden alınıp bize mahkemeye vermiş, hem ceza davası açmış hem de Ankara’dan 30 bin liralık tazminat davası açmış. Bazı kurumlara da üzerimize gelmeleri yönünde talimat verdiğini duydum ama hiç önemli değil. Ama yaptığı iyiliği de unutmadığımızı buradan hatırlatmak isterim. AA ile mahkemeliktik, o konuyu kendisi çözmüştü. Ama şimdi kendisiyle mahkemeliğiz, gazetecilik böyle bir şeydir, kastınız olmaz. Sadece soru sorarsınız ama muhatapları farklı algılar, olursunuz mahkemelik hiç sorun değil. Önceki gün bir gazete Çevre ve Şehircilik Bakanlığından gelen raporun ısmarlama rapor olduğunu, Çiğdem hanımı da ima ederek resmini koymak suretiyle hiç etik olmayan bir haber yapmış. Ben bu işi birebir takip ediyorum, Çevre ve Şehircilik Bakanlığından gelen raporla Çiğdem hanımın uzaktan yakından ilgisi olmadığı gibi Valiliğe ilk geldiğinde Vali Beyi arayarak raporu hemen yayınlamamasını, biraz daha araştırıp ikna olduktan sonra yayınlamasını söylediğini duydum, bu duyumum da sağlam. Sırf santrale düşmanlık yapacağız diye Çiğdem hanıma saldıranlar da ahlaksızlık yaptıklarını unutmasınlar.

Gelelim diğer AK Partili vekillere, Çarşamba bölgesinde iki vekil var, biri kayınçom diğeri vezir hazretleri. Vezir hazretlerini ne kadar çok sevdiğimi(!) beni tanıyan herkes bilir ama adamın bu konuda en ufak bir suçu yok. Kayınçoma sıra gelince onun bu konuda en ufak bir dâhili olmamıştır. Sadece ve sadece mensubu olduğu partinin iktidarının yaptığı icraatı savunmaktan başka bir şey yapmıyor. Neden Irmaksırtına gidip milleti toplayıp sohbet etti derseniz, adam Irmaksırtında oturuyor. O bölgenin vekili ve orada oturanlar kırk yıllık komşuları. Elbette gidip onlarla konuşup onlara durumun gerçeğini anlatacak. Bu onun siyasi ve komşuluk görevi olduğunu da unutmayalım.

Son olarak Vali beyle ilgili haddi aşan ifadeler kullanan sosyal medyadaki terbiyesizlere de birkaç kelamım olacak. Ben bu şehirde son otuz yıldan beri gelen Valilerin tamamını çok iyi tanırım. Bu Valiler içerisinde en mütevazısı, en inançlısı, en samimisi Osman Kaymak olduğunu unutmasınlar. Biz zaman zaman siyasetçilerin ve bürokratların aleyhinde eleştiriler yapsak da haklı oldukları konularda yanlarında olmayı biliriz. Sezar’ın hakkını Sezar’a vereceğimizi de kimse unutmasın. Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR