VEZİR HAZRETLERİ YOLCU

Adnan Bahadır

      Bazı okurlarım haklı olarak yeni kurulan veya kurulma aşamasında olan İYİ Parti ile ilgili düşüncelerimi soruyorlar; bu konuda henüz istediğim kadar malumat sahibi olamadım, biraz daha araştırıp öyle yazmak istiyorum. Zira yazmış olmak için yazmanın bir anlamı yok. Önemli olan doğruları yazmak. İYİ Parti’nin kadrosu ile ilgili herkes bir şeyler söylüyor. Kurucular Kurulu kimisine göre iyi, kimine göre kötü. Ancak benim şahsi kanaatim, ANAP’ın kuruluş aşamasındaki dört eğilimin temsil edildiği gibi İYİ Parti’de de her eğilimden siyasetçilerin olması ümit verici. AK Parti’den iki isim var, eski AK Parti Ankara İl Başkanı ve Milletvekili Ersönmez Yarbay ve eski Refah Partili Ak Parti Şişli Belediye Başkan adayı Mukadder Başeğmez... ANAP’tan eski bakanlar, DYP’den eski yöneticiler, MHP’den bir hayli eski yönetici var. Bazıları bu insanların tamamının partilerinden dışlanmaları nedeniyle İYİ Parti’de oldukları söylense de siyasette mutlaka herkes bir yerlerin dışında olur, bir yerlerin de içinde olur, bu böyledir. Konumuz da bu olmadığına göre gelelim asıl konumuza

      Malumunuz AK Parti’de ciddi değişimler yaşanmakta. Görevden almalar, istifalar, temayüller derken şimdi sıra nereye geldi biliyor musunuz?.. Şimdi de sıra belediye başkanlarından bir kısmının, istifaları istenmeden kendiliğinden istifa etmelerine geldi. Bu ne demek derseniz, istifaları istenen altı başkanın ismi kamuoyunda gündeme gelince toplumda bir hayli tartışmalar yaşandı. Bu tartışmalardan hem toplum hem de parti zarar gördü. Bu gerçeği gören AK Parti yöneticileri yeni bir usul geliştirmişler veya bazı belediye başkanları partiye yeni bir teklif sunmuşlar. Nedir bu teklif diye sorulacak olursa, belediye başkanları Reis’in önünü açmak adına istifaları istenmeden kendiliğinden Reis’e istifa dilekçesi gönderme yönünde teklifleri olmuş. Bu teklifi yapanlar kendiliğinden mi yapmışlar derseniz elbette ki hayır… Kendilerinden istifa etmeleri yönünde Genel Merkez’den talep gelince onlar da onurları zedelenmeden bu işe formül aramışlar ve bu formülü AK Parti Genel Merkezi’ne sunmuşlar, orası da makul karşılamış.

     Geçtiğimiz haftalarda Samsun’a gelen Antalya ve Konya Belediye Başkanları ile Çevre ve Şehircilik Bakanı ile yapılan istişare de kanaatimce budur. Yoksa o insanlar durup dururken buraya gelmiş olamazlar. O toplantının ardından geçtiğimiz hafta dört kişi Samsun’a geldi. Önce AK Parti İl Başkanlığı’nda bir toplantı yapmışlar, ardından da Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nda toplantıya devam etmişler. Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ndaki toplantıya Havza Belediye Başkanı Murat İkiz de çağrılmış. Vezir Hazretleri’nin çok yakın isimlerinden ve aile fotoğrafına giren bazı isimlerden gelen bilgi bu dediğimi doğrulamakta. Vezir Hazretleri’nin ayrılık hazırlıklarına başladığı ama süre olarak ne zaman ayrılacağı konusunda netlik olmadığı yönünde bilgiler geldi. Çok enteresandır, Vezir Hazretleri bu işi yakın çevresine öyle anlatmış ki duyunca tezgahın tam onun tezgahı olduğunu anlayıp kendimi gülmekten alamadım. Yakın etrafına, “Ankara beni çok beğeniyor, bana Ankara’da görev teklif ettiler, o nedenle benim de artık burada durmayıp Ankara’da çalışmam gerekiyor” demiş. İnşallah bir an evvel Ankara’ya gider de hem bu şehir kurtulur hem Gülsan esnafı rahat bir nefes alır hem de ülkemiz zatı şahanelerinden istifade edip ülkemizin içerisinde bulunduğu birçok sıkıntıdan kurtulmuş oluruz!..

       Şehrimizdeki siyasi gelişmeler sadece bununla da sınırlı değil. Geçtiğimiz pazartesi AK Parti Genel Merkezi, Karadeniz sorumlusu ile Samsun sorumlusunu buraya gönderip ilçe belediye başkanları ile ilçe başkanlarını kapsayan bir temayül yoklaması yaptırdı. Cukkacıbaşı tüm ilçe belediye başkanlarını teker teker arayıp İl Başkanı’nın aleyhinde konuşmamaları yönünde tembihatta bulunuyormuş. Adam haklı, Muharrem  İl Başkanlığı’ndan giderse onların yaptıkları onca imar tadilatları ve hizmet alımlarını incelemeye aldıklarında işlerinin çok kötü olacağını gayet iyi biliyorlar. Hani derler ya her tatlı yemenin acı yellenmesi var, bu arkadaşlarımız da yaklaşık sekiz yıldır tatlı yediler, bakalım acı yellenmesi ne zaman olacak. Bu şehirde işlerin yoluna girmesi için önce Vezir Hazretleri ve saz arkadaşları yönetimden uzaklaşmalı, ardından da Muharrem Göksel’in giderek yerine düzgün bir arkadaşın gelmesi şart. Bu konuda Milletvekilleri ve Bakan gereğini yapıyor ancak Çiğdem Hanım’la Çağatay Kılıç kalması için bir hayli uğraş vermekteler. Çağatay Kılıç’ın bu davranışı O’na mahsus bir davranış, bugüne dek O’ndan isabetli bir şey beklemediğim için normal karşılıyorum ancak Çiğdem Hanım neden böyle davranıyor anlamış değilim. Umarım Çiğdem Hanım da Muharrem Göksel’i tanır da bu ısrarından vaz geçer, aksi halde olan bu şehre olacak. Bugüne dek gitmesi gerekenlerle ilgili ortaya koyduğum tavrın ne kadar isabetli olduğunu daha sonraki süreçte herkes gördü. Bu iki siyasetçi de giderse bu şehir rahat bir nefes alır. Benden söylemesi; karar siyasetçilerin… Kalın sağlıcakla.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (8)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.