Ahmet Ufuk Erkan

Ahmet Ufuk Erkan

SEN GİBİ YAR SEN GİBİ

 

SEN   GİBİ   YAR   SEN  GİBİ

 

Yağmurlar yağıyor. Hep, böyle yağmurlarla gelirdin. Yağmur gibi gelirdin.

Tepeden tırnağa ıslak… Sana kesilirdi her şey, yağmura kesilirdi. Hadi… Yine gel… Yağmurlarla… Bir yağmur yağıyor… Sen gibi yar, sen gibi…

 

                               Güneş açardı. Gök, gözlerinin renginde. Bulut bulut ışıldardı etraf. Güneş doğuyor üstüme… Sen gibi yar, sen gibi…

 

                               Hep seni yazmışım yıllarca, hep sana yazmışım. Biliyorsun, tanımadan sana bağlanmışım. Boynumda bir halka… Sen gibi yar, sen gibi…

 

                               Ey bitmemiş şiir, tamamlanmamış şarkı… Kulak eskiten nida… Bir beste geliyor kulağıma… Sen gibi yar, sen gibi…

 

                               Bilmiyorlar mâtemimi. Türkü diyemem, şarkılar uzak. Toprak en sevdiğimle meşgul. Sen gittin… Bir ayrılık yakıyor beni. Sen gibi yar, sen gibi…

 

                               Buzullarda dondum, ateşlerde yandım. Semenderim, şikayetci değilim. Yüzün görünürdü her yangınımda ve donuşumda… Bir sekine gelirdi bana… Sen gibi yar, sen gibi…

 

                               Deniz kenarlarındayım. İzlerinin peşinde. İşte, bu sen… Bu da… Bir ayak izi, seninkine benzeyen… Eğilip bakıyorum… Bu iz… Sen gibi yar, sen gibi…

 

                               Karlar yağmış. Senin şehrine benzeyen karlar… Adımların, sağlam adımların… İz bırakmışlar, takibindeyim… Bu izler… Sen gibi yar, sen gibi…

 

                               Kuşlar adını anıyor. Deniz, köpürüyorsa seni köpürüyor. Yarı belime dek sudayım. Islanmışım… Bu deniz… Sen gibi yar, sen gibi…

 

                               Gözlerim kurumuş. Yine de ateşin damlalar, akıyor yakıcılığıyla… Bu yaşlar… Sen gibi yar, sen gibi…

 

                               Niye geldin ve gittin neden? Sorular, tüm bilinmezliğiyle sorular… Şahitlerim var, cevaplarım… Aklımı yakan, sorular ve cevaplar… Sen gibi yar, sen gibi…

 

                               Sadece nefes alıyorum… Soluklanıyorum… Adın, tüm damarlarımda. Bu zikir, bu nefes, soluklandığım nefes… Sana kesilmişim adeta. Teneffüs ettiğim hava… Sen gibi  yar, sen gibi…

 

                               Gördüm. Ve bildim… Havaydın, suydun, soluktun… Şiirlerimdeki mavi, beklenilen vuslat, ıslığımdaki tını… Ben sana vurgunum yar… Bir vurgun yemişim…Sen gibi yar, sen gibi…

 

                               Bana söyle. Böyle bir sevda, kara toprak bile reddeder… Böyle bir kara sevda, nerede biter?... Avuntum yok, bilirim, sadece benden sanadır… Sana çağlıyor gönlüm, sana akıyor sular, eşiklerine secdede başım… Bir köz düşüyor hâneme… Sen gibi yar, sen gibi…

 

                               Gülüyorsan gül… Yeter ki gül… Halim eserindir, güldüğün kendindir… Bir kahkaha geliyor kulağıma… Sen gibi yar, sen gibi…

 

                               Tükeniyorum… Zaten hiç dolmadım… Bilirsin, dizinde ağladım ve anlattım… Tepeden tırnağa senim, tepeden tırnağa bensin… Ey yarım gülüş… Bitmemiş şiir… Bestelenmemiş güfte… Mırıltısı geliyor bir şarkının… Sen gibi yar, sen gibi…

 

                               Akılsız başlar görüyorum. Çöplerden nimetleniyorlar. Diyorum ki, âşıktılar, bırakıldılar ya da asla anlaşılmadılar… Birer mecnunlar, aklı yarımlar… Ben gibi yar, ben gibi….                    

 

                               Pişman değiller. Güneştir, bulut kalkar aradan, yine görünür yüzün… Ümit… Toprağa düşüyorum aşkınla. Bir kefen bürüyor bedenimi, bembeyaz… Sen gibi yar, sen gibi…

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Ufuk Erkan Arşivi
SON YAZILAR