Samsunlu Alperenler Kahramanmaraş’a adalet aramaya gidiyor.

Yapılan basın açıklamasında Ömer Akkoyun şunları kaydetti: ''Saygıdeğer Hemşerilerimiz, Kıymetli Basın Mensuplarımız, 25 Mart 2009’dan bugüne Muhsin Yazıcıoğlu ve dava arkadaşlarının şehadetlerinin üzerinden 9 yıl geçti. Geçen 9 yıllık süreçte dava birçok kez sekteye uğratıldı. Hadisenin kaza olmadığına dair birçok soru işareti varken olayın üzeri örtülmek istendi, etkili ve yetkili makamlardan hiçbir bilgi ve belgeye dayanmadan olayın kaza olduğuna dair açıklamalar yapıldı ve açılan davalarda bir adım yol alınamadı. Yetmezmiş gibi 15 Temmuz hain darbe teşebbüsünden kısa bir süre önce de şüpheli olarak yargılananlar hakkında takipsizlik kararı verilerek Türk milletinin gözünün içine baka baka bu elim hadisenin üstü örtülmeye çalışıldı. Doğal olarak Alperenler ve Büyük Birlik sevdalıları bu oldu-bittiye sessiz kalamazdılar ve kalmadılar. Yurt genelinde demokratik yollarla bu sürece en sert şekilde tepkilerini dile getirdiler. 15 Temmuz sonrasında da haklı tepkiler ve hukukî takipler neticesinde, olay sonrasındaki arama kurtarma faaliyetlerinde ihmal ve kasıt olabileceğinden hareketle yeni bir dava açıldı. Ne var ki, bu dava olayın bütünüyle alakalı değil sadece arama kurtarma faaliyetiyle sınırlıdır. Kısacası Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşlarının davası maalesef hak ettiği şekliyle yargının gündemine henüz sokulamamıştır. Mevcut görülmekte olan davanın 25 Ekim 2018 Perşembe günü Kahramanmaraş Adliyesi’nde bir duruşması vardır. Yurt içi ve Yurt dışından binlerce Alperen ve Büyük Birlik sevdalısı davayı takip etmek üzere Kahramanmaraş’ta olacaktır. Alperenler, bu davanın da ana dava gibi kapatılmasına izin vermeyecektir. Adaletin her yönüyle tecelli etmesi için, sonu kime ve nereye dayanırsa dayansın bu elim olayın aydınlatılması için, ana davanın tekrar açılarak sorumluların yargı önüne çıkarılması için mücadelemiz sürecektir. Biliyoruz, geç gelen adalet, adalet değildir. Adaletin 9 yıl olmasına rağmen sağlanamaması, kamu vicdanını kanatmaya devam etmektedir. Birileri meseleyi sümen altı yaparak unutturabiliriz diye düşünüyorlarsa çok yanılıyorlar. Bu topraklarda Muhsin Yazıcıoğlu’nun şahsında temsil edilen değerler yaşadığı müddetçe, Alperenler var oldukları müddetçe bu elim hadise aydınlanacaktır. Bu mesele onun-bunun şahsi namus meselesi olmaktan çıkmış Türk milletinin ve devletinin haysiyet davasına dönmüştür. Zira şehit verilenler herhangi birileri değildir. Ömrünün her karesini milletine ve değerlerine adamış bir siyasi partinin genel başkanı ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin şerefli bir üyesi ve onun dava arkadaşlarıdır. Bu nedenle TBMM üyelerini de bu meselenin aydınlatılması ve Muhsin Yazıcıoğlu’nun şahsında ihlal edilen TBMM’nin hukukunun da korunması için Kahramanmaraş Adliyesi’nin önüne çağırıyoruz. Saygıdeğer hemşerilerimiz,
Bir konuya daha değinmek istiyoruz. Suudi Arabistan vatandaşı gazeteci Cemal Kaşıkçı bir dizi işlem gerçekleştirmek üzere bulunduğu İstanbul Başkonsolosluğu’nda deyim yerindeyse ortadan kaldırılmıştır. Son yapılan açıklamalar da bu durumu teyit edici mahiyettedir. Öncelikle merhum gazeteciye Allah(cc)’tan rahmet diliyoruz. Henüz durum tam anlamıyla netleşmediği için yorum yapmayı doğru bulmuyoruz. Lakin bu haliyle bile tecrübe edilen bir gerçek var ve ona istinaden sormak istiyoruz. 25 Mart 2009’ da merhum şehit liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu ile birlikte şehit olan İsmail Güneş de bir gazeteciydi. İsmail Güneş tam 3499 gündür sesleniyor: “Halen yerimizi bulamadınız mı?” Dün İsmail Güneş’i ve şehit liderimizi bulamayanlar bugün 1 haftada her şeyi tespit ediyor ve görüntüsüne kadar ortaya çıkarıyor. Şimdi biz de haklı olarak soruyoruz: “Daha neyi bekliyorsunuz? Bizler daha ne kadar bekleyeceğiz? İsmail Güneş’in ve diğer şehitlerimizin ailelerinin yüzüne daha ne kadar bakamayacağız? Adaleti daha ne kadar yerlerde sürüyeceksiniz? Sabrımızın sınırını merak ediyorsanız, tükenmek üzere olduğunu hatırlatmak istiyoruz. Bugüne kadar ertelenen adaletin, üzeri örtüldü sanılan bu olayın sorumluları er-geç ortaya çıkacaktır. Her ne kadar bu olayın faillerinin ve azmettiricilerinin ahirette hak ettikleri cezalara çarptıracaklarına iman etmiş olsak bile yüce Türk devletinin ve adaletinin tıpkı tarihinde olduğu üzere şehit edilen Muhsin Başkan ve arkadaşlarının hukukunu dünyada da koruyacaklarına inanmak istiyoruz. Alperenler olarak bir taraftan şehit liderimizden emanet aldığımız değerleri son nefesimize kadar yaşama ve yaşatma irademizi koruyacağız diğer taraftan da bu elim hadisenin failleri bulunana kadar meşru ve medeni bütün vasıtaları kullanarak mücadelemizi sürdüreceğiz.''
Mert Varıcı