‘’Sağlıkta Şiddet Yasa Tasarısı bir an önce yasalaşmalıdır’’

‘’Sağlıkta Şiddet Yasa Tasarısı bir an önce yasalaşmalıdır’’
Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman Samsun Tabip Odasına yaptığı ziyarette basın toplantısı gerçekleştirdi.


Toplantıda şu açıklamalar kaydedildi: ‘’Üç yılı aşkın bir süre önce sağlık camiası olarak içinde yaşadığımız şiddet ortamının en vahim olayıyla karşı karşıya kaldık. Bir meslektaşımızı, bir eşi, bir babayı, bu ülkenin yetiştirdiği nadir güzel insanlardan birini Dr. Kamil Furtun’u görevi başında hain bir saldırıya kurban verdik. Aradan geçen zamanda, tetiği çeken katil yakalandı ve hak ettiği cezaya çarptırıldı. Bugün itibarıyla katilin aldığı ceza yüksek yargıda onanmış ve kesinleşmiştir. Ancak adaletin tam anlamıyla tecelli ettiğini, vicdanların rahatladığını, geride kalanların huzur bulduğunu söyleyebilmek üzerinden bunca süre geçmesine rağmen hala mümkün değildir. Çünkü olayı bir insanın, bir hekimin hayatına kastedecek noktaya getiren nedenlerin, ihmallerin ve sorumluların henüz adalet önünde hesap vermediği bir ortamda, adaletin tam anlamıyla tecellisinden söz edilemezdi. Aradan geçen üç yıllı aşkın süre içerisinde, katilin olayın gerçekleştiği hastanede pek çok olaya karışmasına rağmen nasıl çalışabildiği, kimlerin ona referans olduğu, böylesi bir kişiliğin hastane idaresi tarafından nasıl olup da hastane ortamından uzaklaştırılmadığı, korunup, kollandığı, olayın bir gün öncesinde alınan karara rağmen hastane yönetiminin katille ilgili alınan yazılı kararı neden uygulamadığı, akıllarımızda soru olarak kalmaktaydı. ve bizleri huzursuz eden, vicdanımızı rahatsız eden bu soruların artık yanıtlanmasını bekliyorduk. İşte bugün bu soruların yanıtını bulabileceğimiz bir yol açılmıştır. Samsun 6 Asliye Hukuk Mahkemesinde bugün görülmeye başlayan dava ile adaletin tam anlamıyla tecellisi için bir yol açılmış ve Dr. Kamil Furtun cinayetinde ihmali olduğu iddiası olunan hastane yönetimiyle ilgili yargılama süreci, pek çok engellere ve engelleme girişimlerine rağmen nihayet başlatılmıştır. İnanıyoruz ki bu acı olayı yaşayan, bilen herkes, tetiği çekenin yanında, hastane yönetiminden sorumluluğu bulunanların yargı önüne çıkarılıp kendi paylarına düşen hesabı vermelerini beklemekteydi. Akılda kalan soruların yanıtlarının verildiği ve sorumlularla ilgili ihmal var ise  gereğinin yapıldığı bir yargılama süreciyle, vicdanlardaki ateş bir nebze de olsa azalacaktır. Adalet işte o zaman tam anlamıyla tecelli edecektir. Dr. Kamil Furtun'un anısı, bizler var olduğumuz müddetçe yaşayacaktır, yaşatılacaktır. Günümüzde toplumsal şiddet ne yazık ki artış göstermektedir ve bunun da bir sonucu olarak her meslek grubu şiddet olaylarıyla karşı karşıya kalmaktadır. Ancak sağlık alanında yaşanan şiddet diğer alanlardan belirgin bir farklılık göstermektedir. Sağlık çalışanları diğer meslek gruplarına göre 16 kat daha fazla şiddete maruz kalmaktadır. Sağlık Bakanlığı’nın beyaz kod verilerine göre her gün 30 sağlık çalışanı şiddete maruz kalmaktadır. Önümüze konulan sağlık sisteminin mimarlarıysa şimdiye dek kendilerine bir sorumluluk atfetmediler gerçek anlamda çözüm üremek için çaba sarf etmediler.İşte bu süreçte sağlıkta dönüşümün bizleri getirdiği bir nokta var; Artık çalışma alanlarımız  olan ASM ler, TSM ler, hastaneler hayati tehdit içermektedir. Canımızı kurtardığımız her olaydan sonra artık buna sevinir olduk.
Hastalarına can veren, sağlık veren bizlerin düştüğü bu durumun sorumluları ise söz söylemekten öteye geçememektedir. Sağlıkta dönüşüm sistemi artık tıkanmıştır. Hizmet alan ve veren için işin içinden çıkılmaz bir hal almıştır. Hastanelerde yaşanan yoğunluk ve bu yoğunluk içinde boğulan sağlık çalışanları ve vatandaşlarımızın hali bunun en belirgin göstergesidir. Günde altı bin hastanın girip çıktığı bir hastane, beş-on dakikada randevu veren bir sistem ve bunda ısrar eden bir anlayış çözüm değil şiddet üretmektedir. Çalışanların ücretlerinin performans sistemine bağlandığı, sağlığın özel ya da kamu ayırt edilmeksizin işletme mantığıyla yönetildiği, sağlık çalışanlarının, meslek örgütlerinin, demokratik kitle örgütlerinin sözlerine kulak asılmadığı, kamu sağlık hizmetlerinin popülist bir anlayışla yürütüldüğü bu düzenin peşine olsa olsa dün de olduğu gibi yine şiddet gelecektir. Her şeye rağmen bütün yaşanan üzücü olayların ardından bugün buradan bir kez daha özellikle tüm yetkililere seslenmek istiyoruz. Sağlıkta şiddete yönelik Türk Tabipleri Birliği’nin hazırlamış olduğu Sağlıkta Şiddet Yasa Tasarısı bir an önce yasalaşmalıdır. Hastane güvenlik sistemleri bizlerin de görüşleri alınarak yeni baştan oluşturulmalıdır. En üst düzeyden başlanarak her alan için şiddet dili terk edilmeli,  sağlık çalışanlarına bugüne kadar yapıldığının aksine hak ettikleri pozitif ayrımcılık uygulanmalıdır. Görevi başında yaşamını yitiren meslektaşlarımız "görev şehidi" sayılarak geride kalan yakınları için vicdana ve hakkaniyete uygun yasal düzenlemeler yapılmalıdır.’’

Onur Özsoy

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.