SAĞLIK VE EĞİTİM

Bugün iki konuyu ele almak istiyorum. Bunlardan ilki değişen milli eğitim bakanı ve imam hatipler konusu olacak. Ziya Selçuk Hoca’yı bakan olmadan önce tanımıyorduk. Bakan olduktan sonra ister istemez ilgi alanımıza girdi ve icraatlarını yakından takip ettik. Üç yıllık bakanlığı döneminde kendisi ile ilgili bizde bıraktığı intiba; liberal, roteryen cemiyetlerine yakın, İslami hassasiyet noktasında çok fazla bir derdi olmayan bir kişiliğe sahip olduğu yönündedir. İmam hatipler konusunda ortaya koymak istediği politikalar İmam Hatip camiası tarafından tepki almıştı. Bakanlıktan ayrılma nedeni de şu anda bakan olan bakan yardımcısı ve birkaç muhafazakâr genel müdürü görevden alma ısrarı oldu. Milli Eğitim Bakanlığının üst düzey yöneticilerinin çoğunu değişen Ziya Selçuk, kalan birkaç genel müdürü de değişmek istemişti ama camia buna tepki gösterip olayı Cumhurbaşkanına taşıyınca Bakan Selçuk önceki cuma günü Cumhurbaşkanına gidip ya genel müdürleri değişelim ya istifa edelim teklifi sonucunda tepki alarak istifası kabul edilmişti. Yerine gelen yeni bakanla ilgili yaptığım araştırmada Tokat İmam Hatip Lisesi mezunu olduğu, daha sonra bilgisayar mühendisi olduğu, rektörlük ve ÖSYM başkanlığı yaptığı, biraz milliyetçi biraz da radikal düşünce yapısında olduğu bilgisi geldi. Diyeceksiniz ki hem radikal hem ülkücü olur mu? Oluyormuş demek ki. Kendisine başarılar diliyorum.

Eğitim demişken imam hatip okulları ile ilgili birkaç kelam etmek istiyorum. Bu okulların gerçekten ülkenin manevi mihenk taşlarından oldukları bir gerçek ancak gerek eğitim kalitesi gerekse talep noktasında gelinen nokta cidden sıkıntılı bir durum. Eskiden bu okullara öğrenci vermek için insanlar adeta yarış halindeydiler. Bırakın Anadolu kısmını düz imam hatip okullarına dahi sınavla öğrenci alınırdı, sınavı kazanamayan öğrenciler başka ilçe okullarına kayıt yaptırıp merkeze gelmek için uğraş verirlerdi. Şimdi durum nedir derseniz; imam hatip ortaokullarına olan talep yüzde on beş, liselerine olan talep ise yüzde yirmi civarında. Bu oran cidden düşük bir oran. Bunun iki nedeni var. Birincisi, ailelerin çocuklarını imam hatip okullarına yönlendirmede ve eğitmedeki acziyetleri. İkincisi imam hatip okullarındaki eğitimcilerin yetersizliğidir. Bu konuda yapılması gereken şey nedir derseniz; idarecileri veya öğrencileri zorlamak çok yanlış bir politikadır, çocuk kendi isteyecek, öğretmeni de ona okulunu sevdirecek ve kaliteli eğitim verecek, ondan sonra bakın sorun kalıyor mu. Önce aile görevini yapacak çocuğunu eğitecek, sonra öğretmen görevini yapacak ardından öğrenci gereğini yapacak. Böylece süreç tamamlanmış olacak, bunun dışındaki yöntemler zorlama ve palyatif işlerdir.

Gelelim ikinci konumuza. Sağlıkta yaşanan atamalarla ilgili arka planda olup bitenleri daha önce yazmıştım ancak birilerinin işi farklı noktalara çekmeye çalıştığını görünce gerçekleri yazma gereği duydum. Atamalardaki yanlışlıkları daha önce yazmıştım, onlara tekrar girmeye gerek görmüyorum ancak yapılan atamaların Sağlık-Sen üyelerinden yapıldığı iddiası doğru değil. Bu konuda MHP İl Başkanı Abdullah Karapıçak başkanla bizzat görüştüm. En ufak bir rahatsızlığı yok, kendisinin de bazı konularda talepleri olduğunu ve tamamının karşılandığını ancak şahsi değil kurumsal anlamda talepleri olduğunu, özellikle uyuşturucu ile mücadele konusunda iş görecek personelin iş başına getirilmesi konusunda bazı çalışmalar yaptığını ve sonucunu da aldığını söyledi. Birilerinin iddia ettiği gibi Cumhur İttifakına ters atamaların yapıldığı konusu tamamen yalan. MHP’den aday adayı olanından tutun da MHP’li olduğu alenen ortada olan kaç kişiyi adıyla sanıyla buradan yazarım ama o insanlara ayıp olur diye yazmıyorum. Burada en büyük yanlışlık AK Parti il teşkilatına yapılmıştır. Neredeyse istediği hiç kimsenin ataması yapılmamıştır, buna rağmen kimse gazetelere gidip serzenişte bulunmamıştır. Ama il teşkilatında bu konuyla ilgili eski sağlık bakanı ile bir il başkan yardımcısı ciddi anlamda tartışmışlardır. Bana göre il başkan yardımcısı çok haklı, eski bakana verdiği cevaptan ötürü kendisini tebrik ediyorum. Bunu derken MHP’li yöneticilerin serzenişte bulunduğunu da söylemiyorum, MHP’li olduğunu iddia eden bazı sendika temsilcileriyle talepleri olmayanların ortaya attığı iddialar bunlar. 

Burada en büyük yanlışı sağlık il müdürü yapmıştır. Söz verdiği pek çok kişinin atamasını yapmamış, hem vekillerin hem Sağlık-Sen’in hem de AK Parti camiasının gönlünü kırmış ve büyük bir tepki almıştır. Eğitim Araştırma Hastanesine başhemşire olarak atanan hemşirenin ataması sağlık il müdürü baypas edilerek direk Sağlık Bakanlığından yapılmıştır. Bu da yazılıp çizilenlerin ne kadar yanlış olduğunun delilidir. Kaldı ki başhemşire olmak için ya ebe ya da hemşire olmak lazım. Öyle denildiği gibi hak etmeden bir atama olması da söz konu olamaz. Yapılan atama da başhemşirelik, genel müdürlük falan da değil, öyle büyütülecek bir yanı yok. Bu konuda şunu söylemek isterim ki Sağlık Bakanlığındaki idareci atama şekli çok yanlış bir uygulama. Sözleşmesi biten idareciyi alıp düz memur yapmak çok sakıncalı bir durum, o insandan daha hizmet bekleyemezsiniz. İdarecilik konusu sınavla hak edenin atanması şeklinde olmadıkça bu tür sıkıntılar ortadan kalkamaz. Yapılması gereken şey sistem değişikliğidir, aksi halde bu sorunlar devam eder gider. Sanırım matlup hasıl olmuştur, bugünlük de bu kadar. Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR