Ruhsuz mesajlar çağı

Bir varmış, bir yokmuş, bir azmış, bir çokmuş…
Evvel zaman içinde, bayram tebriği denen bir adet varmış.
Elle yazılır, dostlara,  hısım akrabaya bayramlarda gönderilirmiş…
Tebriğin arka tarafı resimli olurmuş…
Ramazan Bayramındaysa, kutsal mekanlar…
Şeker Bayramındaysa, lokum, şeker ve tatlı çeşitleri!
Kurban Bayramındaysa, Koç, Hz.İsmail"in kurban edilişi, gökten inen melek v.s. olurmuş bu resimlerde…
Yılbaşı ise, karlı manzaralar, yaldızlı yapıştırmalar olurmuş kuzey kutbu ülkelerinde…
Güney kutbundakilerde de herhalde; çöl manzaraları ile zenci resimleri olurmuş!
Kutuplardakiler ne yapıyorlardı bilemem!
İşte bu tebrikler zamanla, matbu tebriklere dönüşüp, kolilerle tanıdık, tanımadık her seçmene gönderilir olmuş Meclis"ten…
İşte, işin de cıvığı o zaman çıkmaya başlamış…
Bizim köyden Deli Bayrama bile zamanın Başbakanından tebrik gelince köylüler kara kara düşünmeye başlamışlar!
Ya hu, bu Deli Bayram ne büyük adammış da biz bilmiyormuşuz diye iç geçirmişler!
Hatta komşu köylerin birinde; seçim günü partisi kaybedince kalpten giden İnönü"cü Satılmış emmiye bile 4.ncü yılın sonunda, yeni seçime yakın Demirel"den tebrik gelince, köylü ne yapacağını şaşırmış, varisi de olmadığından tebriği götürüp mezarına gömmüşler muska niyetine!
Zaman geçmiş; cep telefonu denen, hani iki de bir dinlenip milletin başını belaya sokan o meşhur alet yayılmış her tarafa…
Yazıyorsun, gönder diyorsun ve gidiyor ya, o işte…
Bir on yıl böyle geçmiş…
Sonra toplu mesaj ajansları kurulmuş, listeyi veriyorsun, onlar yazıp gönderiyor…
Ben adamın kendisiyle konuşurken bir de bakıyorum bana kandil veya bayram mesajı geliyor ondan…
Ne matrak, ciddiyetsiz, tutarsız iş değil mi?
İşte Ruhsuz Mesajlar çağı da böylece başlamış ve dönmüşüz yine Satılmış emminin zamanına!
Nasıl mı?
Bu defa da, 2 yıl evvel ölen Döndü Teyze"nin torunu Kara Sadık"a miras kalan telefonuna şöyle bir mesaj gelmiş, Milletvekilinden:
Bu mübarek gece de, cennette hurilerle beraber olmayı kazanmanız dileğiyle, kandiliniz mübarek olsun diye…
Milletvekili ne bilsin Döndü Teyze"nin 2 yıl evvel öldüğünü, o listeyi parti teşkilatından almış!
Ajans ne bilsin, Döndü Teyze"ye Cennette Huri lazım olmadığını!
Döndü Teyzenin 9 yaşındaki torunu Kara Sadık ne bilsin mesajın hataen geldiğini!
Almış cep telefonunu, korka korka, geceleyin götürüp ebesinin mezarına atmış, ebe sana mesaj var, hem de Milletvekilinden diyerek…
Birazdan mezarlıktan geçen Döndü Teyze"nin kocası Koca Veli, bakmış ki mezarın üstünde ışık gibi bir nur parlıyor…
Başlamış bağıra bağıra koşmaya, nur indi, nur indi, vallahi de billahi de nur indi benim kocakarının mezarına diyerek!
Tüm köylü toplanır mezarlığa ve uzaktan başlarlar Kur"an okumaya, Salavat getirmeye…
Mesajlar geldikçe, cep telefonunun ekranı parladıkça aha bir nur daha diye seyreder, mest olurlar…
Ta ki, sabah olup, cep telefonunun alarmı çalıncaya kadar!
Ya işte böyle işte!
Ruhsuz da olsa mesajlar gelsin diyorsanız siz bilirsiniz.
Ben aranmasından, ziyaret edilmesinden yanayım.
Mümkün olduğu kadar…
Sahte gülücüğe, ruhsuz mesaja ve matbu tebriğe son demeliyiz aslında…
Ramazan bayramınız hayırlı olsun, sevgili dostlar ve okuyucularımız…
Daha nice bayramlara ermeniz dileğiyle…ADEM ALAN


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi
SON YAZILAR