RAİ VE HASTABAKICI YAĞ TULUMU’NUN KAYIĞINDA

       Bugün de sizlere Tarihi Amisos kentinde yaşanmış hikâyeler zincirimizden birisini paylaşacağız. Hikâyemizin gerçek hayatla uzaktan yakından ilgisi olmayıp, tamamen hayal ürünü olarak yazılmış bir hikâyedir. Hikâye kahramanlarımız üç kişiden oluşmakta. Borazancı Yağ Tulumu, Rai ve Hastabakıcı’dan oluşan bu üç kahramanımız Tarihi Amisos kentinde yaşamış olan insanlar. Hikâye kahramanlarımızdan Yağ Tulumu ile ilgili geçtiğimiz haftalarda da yazmıştık, bu kişi Amisos kentinin gelmiş geçmiş en büyük sahtekarlarından birisi olup kandıramayacağı kimse de yokmuş. Adamda iki yüz, üç yüz değil, beş tane yüz varmış. Her yüzünü adamına göre gösterme kabiliyeti de olan Yağ Tulumu, kendisinden yüksek makamlardaki insanlara karşı iyiliksever, merhametli, dürüst, Hanif dinine inanan bir insan olarak görünmekte ama kendisinden aşağıdaki insanlara karşı tam zalim, kendi seviyesindeki insanları ezebilmek için de şeytanlaşmayı çok iyi beceren beş yüzlü bir yaratıkmış.  Dün kavga ettikleriyle ertesi gün anında barışmayı beceren, yüzüne küfredildiği zaman ya Rabbi şükür diyebilen ama insanların aleyhinde çevirmedik entrika bırakmayan bir yapıya sahipmiş. Zaman zaman arzuhalcilik, zaman zaman kahvehanecililik, zaman zaman da borazanlık yapmayı becerecek kadar da maharetli olan Yağ Tulumu’nun bugün borazanlık hikâyesini anlatacağız.

     Rai ise Amisos kentinde yöneticilik yapan bir kişi imiş. Aslında iyi niyetli bir yönetici imiş ama Arzuhalci Yağ Tulumu ile aynı dönemlerde aynı mekanları paylaştıklarından, çocukluk dönemlerinde arkadaşlık yaptıklarından Yağ Tulumu bu arkadaşlığı kullanmak sureti ile kendisine toplumda yer edinmeye çalışırmış. Rai daha önceleri Sabetayist isyanlarına katılan bazı insanlarla olan dostlukları nedeniyle İmparatorluk tarafından sorunlu adamlar listesine dahil edildiğinden idarecilik noktasında bazı sıkıntıları varmış. Bunu çok iyi değerlendirmek isteyen Borazancı Yağ Tulumu, her fırsatta Rai’nin etrafında pervane olup, O’na her türlü yalakalığı yapmaktan da geriye kalmazmış. Durumun farkına varan Molla Kasım lakaplı uyarıcı konuya müdahil olmuş ama Rai bu müdahaledeki iyi niyeti bir türlü anlamak istemediğinden Molla Kasım’la ilgili kendisini bilgilendiren Yağ Tulumu gibi düşünüp onun kayığına binme konusunda çok ısrarcı davranıyormuş.

     Molla Kasım’ın derdi Rai’ye ve Amisos kentine zarar veren Yağ Tulumu’nun bu zararını ortadan kaldırıp, Rai’nin yetkilerini Yağ Tulumu’nun lehinde kullanmasına engel olmakmış ama Rai bunu bir türlü anlamak istemiyormuş. O’nun olmazsa olmazı Yağ Tulumu’na olan yakınlığını artırmakmış. Oysaki Amisos kenti halkı da Yağ Tulumu’nu çok iyi tanıyormuş, O’na olan tepkilerini Rai anlamak istemeyince Molla Kasım eline sazı alıp çalmaya başlamış. Molla Kasım’ın çaldığı sazdan en çok rahatsız olan Yağ Tulumu ve Rai olunca onlar birlikte bu işe bir çözüm bulmaya karar vermişler. Buldukları çözüm de Amisos kentindeki o günkü adı ile Müsteşfa olan Hastabakıcı’nın sahibi olduğu kurumda bir borazan merkezi kurup, Yağ Tulumu’nu da Borazancıbaşı yapmaya karar  vermişler. Ancak bu arada olan Hastabakıcı’ya olacakmış zira Hastabakıcı’nın Müsteşfası’nda çalışmakta olan Hekimbaşlarının  bir kısmı Sabetayist isyanına katılan kimselerden oluştuğundan, onları İmparatorluğa bağlı kurumlardan atmışlar. Atılan bu Sabetayist isyancılara kucak açan Hastabakıcı Müsteşfa sahibine Rai Borazanhane’yi kurdurup kendisi sevk ve idare etmeye başlamış. İşin garibi kurdukları Borazanhane’nin sesi duyulmayacak kadar da sönükmüş; Molla Kasım’ın yellenmesi kadar dahi ses çıkaramayan bu Borazanhane’ye Borazancıbaşı da Yağ Tulumu olunca Molla Kasım’ın ekmeğine yağ sürmüşler.

     Borazancıbaşı’nın kayığına binen Rai ve Hastabakıcı zatı muhteremler nasıl bir sıkıntıya düştüklerinin farkında bile olmamışlar. Borazancıbaşı’nın gayesi Molla Kasım’la mücadele etmekmiş. Rai de Borazancıbaşı’nı Molla Kasım’ın karşısında kullanabileceğini ve O’nu bu yolla susturabileceğini zannediyormuş ama çok yanıldığını bilmeyecek kadar da saf imiş. Aslında zeka düzeyi yüksek olan Rai’nin, Borazancıbaşı’nın kayığına nasıl bu kadar safça bindiği de bir tütlü anlaşılamamış. Oysaki Rai’lik mertebesine gelmiş bir kimsenin Yağ Tulumu gibi bir yaratığın kayığına binmesine Amisos halkı da bir türlü anlam verememiş. Bu durum Molla Kasım’ın çok işine gelmiş ama acıdığı Hastabakıcısı ve Rai olmuş. Ve onlara virajdan önceki son çıkışı da göstermiş. Peki Molla Kasım’ın bu yol göstericiliğine karşın onların ne yaptığını da bilmek istiyorsanız bir sonraki hikâyemizi okumanız gerekmekte. Zira bugünlük bu kadar yeter, arkası yarın diyerek bugünkü hikâyemizi de burada bitirmek istiyorum. Bir sonraki pazar, bir başka hikâye ile buluşmak üzere. Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR