Reşit Öztürk

Reşit Öztürk

POLİS VE GENÇLER

Tekirdağ'da polis gençleri durdurur ve sorar: -Alkol var mı gençler? –Yok valla abi hepsini içtik beaa.

***

Temel, kahvehanede arkadaşlarına av maceralarını anlatmaktadır: -Geçenlerde ormana gittum. Birden bi ayı ile karşulaştum. Tüfeği atıp kaçmağa başladum. O da beni kovalamağa başladı.

Tam ayinun nefesini ensemde hissettuğum anda ayi kayup yere duşti. Bu durumu fırsat bilip arayi açmağa çaliştum. Ama ayi gene peşime düşti. Gene tam nefesini ensemde hissettuğum anda ayi tekrar kayup yere düşti. Ben tekrar arayi açmağa çaliştum.

O arada Dursun dayanamayarak sorar: -Ula Temel, çok cesaretli adamsun. Ben senun yerinde olsam, altuma ederdum. Temel atılmış: -Ula sen ayinun neye basup kayduğunu zannedeysun?

***

İstanbul'a gurbete giden Erzurum'lu, dönüşte karısına İstanbul'lu hanımların, akşam eve dönen kocalarını, kapıda nasıl karşıladıklarını 'Hoş geldin kocacığım, üşümüşsün, yorulmuşsun!' gibi kibar, nazik laflar ettiklerini anlatmış.

Belli ki o da karısının kendisini öyle karşılamasını istiyor. Akşam eve gelmiş, kar, tipi, soğuk, karısı kapıyı açmış: -Uy kocacığım, it gibi titriyorsun!

***

Öğretmen: -Kızım ne güzel saatin var. Öğrenci: -Öğretmenim, benim değil ablamın. Öğretmen: -Çalışıyor mu? Öğrenci: -Öğretmenim, çalışmıyor okuyor. Öğretmen: -Kızım ben saati sormuştum.

***

Lokanta sahibi, Temel'i cebine bir kaşık atarken yakalıyor. Temel'in savunması şöyle: -Doktor reçete yazdi, her yemekten sonra bi kaşuk al diye.

***

Temizlikçi Fadime açık öğretimden diploma almak için Fen Bilgisi sınavına girer. Sınavda hoca sorar, Fadime cevaplar. –Mide ne iş yapar? –Sindirim yapar, yediklerimizi öğütür. –Akciğer ne iş yapar? –Solunum yapar, bizi yaşatır. –Kalp ne iş yapar? –Dolaşım yapar. –Peki, beyin ne yapar? –Ha o mu? Bizim apartmanda kapıcılık yapar.

***

Amerikalı bilim adamı konferans için geldiği Trabzon'un Hamsiköyü'nde halk tarafından çok sevilir. Dönüşte Amerikalıya köylüler bir hediye vermek isterler. Fakat hediyenin ne olacağı konusunda anlaşamazlar.

Sonunda bir toplantı yapmaya karar verirler. İlginç öneriler gelir. –Bir kasa hamsi verelum. Yerken bizi haturlasun. –Meşhur tereyağumuzdan bir paket yapalum.

Derken toplantıyı yöneten Dursun, kalabalığa dönerek –Öyle bir iki günde yeyup bitirebileceği hediye vermeyelum. Adama öyle bir hediye yapalum ki eline her aldığında bizi hatırlasun. Temel kalabalıktan seslenir: -Sünnet edelum o zaman.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Reşit Öztürk Arşivi
SON YAZILAR