Öyle bir maç ki kazanırsan rahat bir nefes alacaksın rakibini de tamamen dışarıda bırakacaksın. Öyle bir rakip ki kadrosundaki bir çok oyuncuyu dışarıda bırakıp alt yapıdan takviyelerle yoluna ümitsizce devam etmeye çalışıyor. Yani bu görüntüsüyle kaderini kabullenmiş, hatta Bank Asya Ligi'nden ümidini kesmiş.  Böyle bir ortamda böyle bir rakibe karşı biz neler yaptık. Bunları biraz irdelemek lazım. Defansta fazla etkili olamayan rakip karşısında savunma anlayışımızda fazla bir değişiklik yok. Öncelikle az da olsa gelen atakları uzaklaştırmak ana hedefti. Asıl mesele orta sahanın durumuydu. Burada oluşacak tüm ortamlarda Sakarya'ya üstünlük sağlamaktı. Fakat böyle bir takıma karşı oyun üstünlüğünü kabul ettirmede yetersiz kalındı. Pas alış veriş trafiğini oldukça etkisiz alanlarda kullanımında hücuma çıkışlarda etkili olunamadı. Halbu ki dikine oynayıp hem mesafe katetmede hemde rakip eksiltmede başarılı olunsaydı maç genelinde çekilen sıkıntılar yaşanmazdı. Buna çarpıcı örnek ise Burhan'ın forvette etkisiz kalma nedeni ve de gollerin; Gökhan'ın duran toptan, Oktay'ın cezaalanı içindeki karambolden Volkan'ın 90+3'te kontraatakta attıklarını gösterebiliriz. Kimse skora bakıpta rahat rahat kasılmadan bir maç olarak düşünmemeli. Evet skor güzel ancak böyle bir rakibe karşı oyun skor kadar güzel mi buna bakılmalı. Böyle bir rakibi bir daha bulabilir miyiz? Dahası böyle bir takıma karşı 80.dakikada mı öne geçmeliyiz. Bu galibiyetin sevincini yaşarken önemli eksikleri araştırmalı ve de daha iyiye gitme adına çözüm bulmalıyız. Zira herkesin ortak görüşü olacağı böyle bir takımı bulamayabiliriz. Son olarak bir çift sözümde yeteneğinden şüphem olmayan ancak bu yaşta yeteneklerini inkar eden Sercan'a; futbol literatörünü açıp bir bak. Nice yetenekler senin şu anda gittiğin yolu tercihledikleri için kaybolup gittiler. Senin hala şansın var. Çünkü yolunu değiştirmeye, futbol yoluna gitmeye zamanın var. Bunu denersen kaybetmez kazanırsın.