OSCAR’I TÜRKİYE’YE BEN GETİRECEĞİM

OSCAR’I TÜRKİYE’YE BEN GETİRECEĞİM
'Sultanın Sırrı, 'Dur Yolcu', 'Şifre', 'Deniz Yıldızı', gibi çok sayıda dizi ve filme imza atan Yönetmen Hakan Şahin, Filmstudio'ya iddialı açıklamalarda bulundu.

Yedinci sanatın başarılı icracılarından olan Şahin, film eleştirmelerini eleştirirken, “Oscar'ı Türkiye'ye kim getirir?” tartışmasına da son noktayı koydu.

PROJEYİ YAPMAKTAN ÇOK SATMAK ZOR

Filmstudio: Son günlerde neler yapıyorsunuz, günleriniz nasıl geçiyor?

Hakan Şahin: Son günlerde sinema sektöründeki en zor şeyi yapmaya çalışıyorum, o da bir TV kanalına proje satmak. Projeyi yapmaktan ziyade bu ülkede satmak zor. Bir de sinema filmi projem var, onun üzerinde çalışmalar yapıyorum.

OSCAR'I TÜRKİYE'YE BEN GETİRECEĞİM

Filmstudio: Nuri Bilge Ceylan Oscar yarışından düştü, Türk sineması bir gün Oscar alır mı sizce?

Hakan Şahin: Yıllar önce Milliyet Gazetesi'ne verdiğim bir röportajda, Oscar'ı Türkiye'ye ilk ben getireceğim, demiştim. Bu yüzden Nuri Bilge'nin filmi elenince biraz da sevindim. Şaka bir yana Oscar şansımız var, neden olmasın? Çok başarılı yönetmenlerimiz, ustalarımız var; Nuri Bilge Ceylan, İsmail Güneş, Semih Kaplanoğlu var.

ELEŞTİRMENE OTUR İKİ SAHNE YAZ DESEM YAZAMAZ

Filmstudio: Film eleştirmenlerinin yazdıklarına kulak verir misiniz? Filme gitmeden önce neye bakarsınız?

Hakan Şahin: Film eleştirmenlerinin yazdıklarını okumam. Film eleştirmenleri ne iş yapar, bunu da bilmiyorum. Oturun iki sahne yazın, deseniz yazamazlar, şunu çek deseniz çekemezler. Yani, bunu yapamayan insanlar beni nasıl eleştirebilirler bunu anlamıyorum. Bir de, eleştirmenlerde hep bir önyargı vardır. Ortaya konan eserden ziyade onu yapan adamın kimliğiyle alakalı eleştiri yaparlar. Sultanın Sırrı diye bir film yaptım. Orada ben objektif bir şeyden bahsederken, eleştirmenler apayrı şeylerden dem vurarak eleştiride bulundular. Bir kısmı olumsuz eleştiri yaparken, bir kısmı da süper film dediler. Şimdi ben hangisine inanacağım? O yüzden, sinema eleştirmenlerini dikkate almam. Filmimi 2010 sonlarında dünyaca ünlü yönetmen Tony Scott'a izlettim ve onunla mailleştim. Kendisi çok güzel eleştiriler yaptı ve Amerika'da setine gitmek istediğimi söyledim, tabi her zaman, dedi. Fakat sonra talihsiz bir şekilde hayatını kaybetti.

SANATÇI OLMAK ALLAH'IN VERDİĞİ BİR YETENEK

Filmstudio: Siz okullu yönetmenlerdensiniz, üstelik de alanında iyi bir üniversiteden mezunsunuz. Okullu olmak sektörde bir ayrıcalık sağlıyor mu, yoksa okul bir zaman kaybı mı?

Hakan Şahin: Okullu yönetmenlerden olduğum kadar alaylı yönetmenlerden de sayılırım. Lisede öğrenciyken yaz tatillerinde yönetmen asistanlığı yapıyordum. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesini bitirdim. Sanatçı olmak Allah'ın verdiği bir yetenek, okul sadece bunu şekillendirebilir. Sektöre bakıldığında zaten birçok çalışanın İletişim Fakültesi mezunu olmadığını görürsünüz.

MUSLUKLAR AKARKEN TESTİLERİ DOLDURMAK LAZIM

Filmstudio: Dizi süreleriyle alakalı “yerli dizi yersiz uzun” eylemleri yapıldı ama istenilen sonuç alınamadı. Şu anda da dizi süreleriyle alakalı bir girişim görmüyoruz, bu sorun nasıl çözülecek sizce?

Hakan Şahin: Bu konuyu sadece oyuncu veya teknik ekip olarak değerlendirmemek, kanaldan ve reklam verenden başlamak lazım. Ben uzun yıllar Show Tv gibi büyük bir kanalın iç yapım drama bölümünde çalıştığım için bu konulara biraz vakıfım. Reklam veren, dizinin reytingine göre reklam veriyor. Hangi saatte yayınlandığına bakıyor ve ona göre bir saniye dakika ücreti belirlenerek reklam veriliyor. Kanal da, yapımcıya bir işi verirken, ben sana prime-time'daki 90 dakikalık bölümü veriyorum, diyor ve buna göre de yapımcıya bir ücret ödüyor. Süreler 45 dakikaya düşerse, yapımcının kanaldan alacağı para da yarıya inecek, oyuncuların ve ekibin de aldığı kaşe yarıya indirilecek. Birçok oyuncu ve ekip arkadaşıma eminim yapımcılar, dizi sürelerini kısaltalım ama aldığınız ücretleri de yarıya düşürelim, teklifi yapmışlardır. Fakat o eylemlerde yürüyen arkadaşların hiç birisi bu işe yanaşmamışlardır. Musluklar akarken testileri doldurmak lazım mantığıyla bakıyorlar, bu da çok yanlış bir mantık değil, o yüzden bu işin düzelmesi zor. Çok kurumsal bakarsak düzelebilir ancak. RTÜK'ten ciddi yaptırımlar uygulanabilirse düzelebilir. Ama bu sefer de kanal iki bölüm peş peşe girer ve yasağı delebilir. Devlet buna el atmazsa bu iş çözülmez.

AKSİYON FİLMLERİNE YETENEĞİM FAZLADIR

Filmstudio: Senaryo elinize geldiğinde nelere bakarsınız? Kriterleriniz neler?

Hakan Şahin: Senaryoyu okurum ve ilk seferde karar vermem. Bir kenara bırakıp üç dört gün düşünür ve süzgeçten geçiririm. Dizi senaryoları, film senaryoları kadar ince değerlendirilmez, ama film senaryoları beni heyecanlandırmalı. İşi yapıp yapamayacağıma bakmam, çünkü kendime güveniyorum, özellikle aksiyon filmlerinde.

YÖNETMENİN İŞİ HİÇ BİTMEZ

Filmstudio: Set paydos verdiğinde yönetmenin görevi de bitmiş oluyor mu, yoksa işin diğer aşamalarında da yönetmen bulunuyor mu?

Hakan Şahin: Yönetmenin işi hiç bir zaman bitmez, paydos denildiği zaman sadece çekim bitmiş oluyor. Bu işin montajı var, miksajı var, her şeyi boş ver, bunun ertesi günü var. Ertesi gün yine sayfalarca sahne çekmek zorundasınız. Bu yüzden, bir gece önce ertesi gün çekeceğim sahnelere bakıp çalışırım. Paydosta herkes evine giderken yönetmen montaja gider.

SANATÇI OLMAK YALNIZ VE PARASIZ KALMAYI GÖZE ALMAKTIR

Filmstudio: Bu işin eğitimini alan öğrenci arkadaşlara neler tavsiye edersiniz?

Hakan Şahin: Sanatçı olmak yalnız ve parasız kalmayı göze almaktır. Üniversite de bizim hocalarımız, devam zorunluluğu olmasına rağmen, bize göz yumdular ve setlerde çalışmamıza izin verdiler. Okul bittiğinde ben beş senelik tecrübesi olan, yol almaya başlamış biriyken kimileri stajerdi. 24-25 yaşında stajer olarak başlamanın bir sürü zorluğu var. Yeni başlayan arkadaşlarımızın sanatçılıktan öte popülarite gibi bir düşünceleri varsa, burası göründüğü gibi bir yer değil; ekmek bulmak, çalışmak çok zor.

TONY SCOTT HAYRANIYIM

Filmstudio: Sizde en çok iz bırakan filmler hangileri?

Hakan Şahin: Ben bir Tony Scott hayranıyım. Çocukken en büyük hayalim, büyüyünce Tony Scott olmaktı. O yüzden Gazap Ateşi ve Top Gun filmleri benim için birinci sıradadır, bunun altındaki filmlerin sırası ve adı değişebilir.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.