Sıcak gelişmelerin yaşandığı ülkemizde önümüzdeki günler daha da önemli ve ülke kaderini ilgilendiren olaylara sahne olacak durumda. Ancak ülkemiz insanı, geçmişte bütün sıkıntıları, yoklukları, var olmayla yok olma arasındaki mücadeleyi nasıl kazanmışsa önümüzdeki süreci de rahatlıkla aşacaktır, bundan eminim. Önemli olan, birlik beraberlik ve kardeşlik duyguları içerisinde aynı coğrafyayı paylaşmaktır. Aksi halde yaşanacak her olumsuzluktan hepimizin nasibine düşeni alacağını unutmayalım.28 Temmuz Pazartesi başlayacak AK Parti'nin kapatılma süreciyle ilgili Anayasa Mahkemesi toplantıları, muhtemelen iki üç gün içerisinde sonuçlanıp, yüce mahkemenin nihai kararıyla sona ermiş olacaktır. Peki olması muhtemel sonuçlar nelerdir, sıralayalım: 1- AK Parti kapatılıp Başbakan dahil birçok parlamenter, siyasi yasaklı hale gelip hükümet düşebilir. Ancak yasaklanan parlamenter sayısı, AK Parti'nin hükümet etme ihtimalini ortadan kaldırmayıp başka bir parlamenterin başkanlığında yeni bir partinin çatısı altında hükümet yeniden kurulur. Bir de parlamento, yenilenme ihtiyacı duyup erken seçime gidebilir.2-AK Parti kapatılmayıp sadece Başbakan ve bazı parlamenterlere siyasi yasak gelir; ayrıca parti, hazine yardımından da mahrum edilebilir. Bu durumda da AK Parti, kalan parlamenterlerle birlikte hükümeti kurup erken seçime gider.3-AK Parti kapatılmaz, hazine yardımından mahrum edilir; bazı yöneticiler de eylemlerinden ötürü cezalandırılıp demokrasinin yara almaması sağlanarak bu badere de atlatılmış olur.Peki bu arada AK Parti'nin bölünmesi, yeni siyasi partilerin ortaya çıkması, toplum mühendislerinin yönlendirmesi ile ilgili oluşacak senaryolardan neden bahsetmediğim sorulabilir. Bunun geçmişte birçok örneklerine rastlayıp sonuçları da göründüğünden bundan bahsetme gereği duymuyorum. Bana göre sağduyu sahibi toplumumuz, bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonra da yanlışlara prim vermeyecektir. Bazen kısa vadeli, deneme mahiyetinde, fırsat tanısa da uzun vadede tanınan fırsatı kullanmayanlar, hayat hakkını kaybetmişlerdir. "Ülkemizde 28 Şubat sürecinin yaşanmış olması bir kayıp mıdır, yoksa kazanç mı?" diye soracak olursanız da, bana göre; bu durum, bir kazançtır. Belki benim yapım ve karakterim gereği mücadeleden hoşlandığım için böyle söylediğimi düşünmüş olabilirsiniz, ancak dünya kurulduğu günden bugüne dek gerek tarih kitapları, gerekse kutsal kitaplar incelendiğinde hiçbir mücadelenin kendiliğinden hallolduğunu veya yatarken kazanıldığını göremezsiniz. Kanaati acizanem odur ki; kul hak etmeyince Allah ceza da vermez, mükafat da. Zahmet olmadan, rahmet olmaz. Allah korktuğumuzdan emin, umduğumuza nail eylesin. Kalın sağlıcakla