OMÜ VE SAİT BİLGİÇ DÖNEMİ

Yaklaşık dört yıldan beri OMÜ ile ilgili köşe yazısı yazmadım. Sadece pandemi döneminde sağlık personeline verilecek döner sermaye ile ilgili yazı yazdım, sağ olsun Sait Hoca adaletli bir paylaşım yaparak emeği geçen profesöründen müstahdemine kadar herkesin hakkını verdi. Daha önceki dönemlerde neredeyse haftanın bir iki günü OMÜ gündemimizden düşmezdi. Neden düşmezdi; çünkü çok yanlış işler yapılırdı da ondan düşmezdi, yoksa kimseye özel bir husumetimiz yok. Hele hele Refah Partisi’nde birlikte çalıştığımız ve atanmasında bir hayli emeğimiz olan Hüseyin Akan’la en ufak bir problemimiz olmamasına ve tüm uyarılarımıza rağmen hata yapmaya devam edince biz de gerekeni yapmıştık. Refah Partisi’nden milletvekili adayı olmuş bir insanın OMÜ’de FETÖ yapılanmasına hiç taviz vermemesi gerekirken tam aksine OMÜ’nün bu konuda sınıfta kaldığı bir gerçektir. Hüseyin Akan’ın görevden ayrılıp Sait Bilgiç Hocanın göreve başlamasının ardından dört yıl geçti. Önümüzdeki ağustos ayının on beşinde mevcut rektörün görev süresi doluyor. Cumhurbaşkanı ya Sait Hocayı yeniden atayacak ya da yerine başka birisini atayacak.

Rektörlük için şu ana kadar sekiz isim müracaat etmiş. Bunlardan iki tanesi Samsun’da yaşamıyorlar, birisi İstanbul’da birisi de Ankara’da ikamet etmekte. Kalan altı arkadaş ise OMÜ’de görev yapmakta. Bu arkadaşlarımızdan bir tanesi Hüseyin Akan döneminde rektör yardımcılığı yapmış, bir tanesi daha önceki dönemlerde rektör yardımcılığı yapmış, üç tanesi de dekanlık yapmış arkadaşlar. Şimdilik isim isim üzerlerinde durmak istemiyorum zira müracaatlar bitip sayı netleştikten sonra hepsini teker teker ele alıp değerlendirmek istiyorum. Bugün Prof. Dr. Sait Bilgiç dönemini değerlendirmek istiyorum. Sait Hoca ilk göreve geldiğinde FETÖ soruşturmalarını kucağında buldu, bu iş onu ve ekibini çok yordu. Kolay değil beraber çalıştığın arkadaşlarınla ilgili soruşturma açıp onların görevlerine son vereceksin, sadece onunla da kalmayacak bu insanların pek çoğu cezaevine girip ceza alacak.

FETÖ soruşturmaları yaklaşık bir yıldan fazla bir dönem sürdü. Daha sonrada devam etti ama işin ağırlıklı kısmı o dönemde bitti. OMÜ, Hüseyin Akan döneminde kötü yönetildiğinden Sait Hocadan çok beklentiler vardı. Onun tüm kadroyu yenileyip yeni kadrolar kurması beklenmekteydi ama Sait Hoca bunu yapmadı. Önce herkese bir kredi verdi ve işini güzel yapanlara hiç dokunmadı. İşini yapmayanları da anında görevden almadı, bir kısmının görev sürelerinin dolmasını bekledi öyle değiştirdi, bir kısmını da zeminini oluşturarak görevden aldı. Sizin anlayacağınız Sait Hoca kırmadan, dökmeden kimseyi üzmeden bu işi çözmek istedi ve öyle yaptı. Hal böyle olunca beklentisi olanların moralleri bozuldu, canları sıkıldı. Biz dâhil pek çok gazeteye gidip dert yandılar, konuyu ele almamızı istediler. İdarecilik zor iştir hele hele OMÜ gibi akademisyeninden öğrencisine, memurundan idarecisine her çeşit insanın olduğu bir kurumu yönetmek gerçekten zor bir iştir. Bu gibi kurumlarda aslolan çok sesin çıkmamasıdır, ortalığı karıştıracak icraatlar yapmadan kurumu yönetmektir. Her zaman söylediğim gibi Ahmet Cevdet Paşanın, Mecelle’de “Defi mefasit celbi menafiden evladır” kuralını işletmek en doğrusudur. Yani idarecilikte kötülükleri defetmek iyilikleri yapmadan daha önceliklidir.

Sait Hocanın OMÜ’yü yönettiği dört yıllık süreçte benim tespit ettiğim gayriahlaki bir ekonomik yönetimi de olmamıştır. Örneğin, Hüseyin Akan’ın kendi hemşehrisi olan İzzet Altuntaş’ın da hissedarları arasında bulunduğu Hakkıbey Sokaktaki tarihi eser bir binayı alıp milletin milyonlarca lirasını harcayıp tadilatını yaptıktan sonra orada bomboş bırakmamıştır. Yöneticide aranan en önemli vasıflardan birisi budur, yönetici kamunun malını kendi malı gibi korumaz ise ondan yönetici olmaz. Yaptığı atamalara gelince; elbette ekibini kendi dünya görüşüne uygun insanlardan ve yakın ve güvendiği arkadaşlarından oluşturacaktı. Atadığı genel sekreter sevdiğimiz rahmetli bir arkadaşımızın oğlu, hayatı Milli Görüşçülerin içinde geçmiş ama ülkücülere daha yakın olan bir arkadaşımız. Dekanlar ve diğer idareciler de güzel insanlar. İlle de benim siyasi görüşümden olacaklar diye bir şey yok, işlerini düzgün yapsınlar başımızın üzerinde yerleri var. Hülasa Sait Hocanın dört yıllık dönemine bakıldığında bir dört yılı daha hak ettiği kanaatindeyim. Yaşı da genç, bir dönem daha OMÜ’yü yönetmesi gerektiğini düşünmekteyim. Bunu mevcut adaylara bakınca söylüyorum. Çıkacak adaylar varsa onu da değerlendiririz diyerek sözlerime son veriyorum. Kalın sağlıcakla.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
7 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR